Risale-İ Nur Enstitüsü’nün düzenlediği “Sanat Marifet İttifak Okulu” seminerleri tüm hızıyla devam ediyor.  Her 15 günde bir olan, alanında uzman akademisyenlerin konuşmacı olarak katıldığı seminerler serisinin dördüncüsünde Dicle Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Öğretim Üyesi Halil İbrahim Şengün “Teşebbüs-i Şahsi” konusunu işledi. Şengün, seminerin giriş kısmında Bediüzzaman Said Nursî’nin sosyal ve beşerî bilimlerde çağımızı aydınlatan, özellikle günümüzdeki insanların işin içinden çıkamadıkları belki arayış içinde oldukları birçok meselede çözüm tavsiyesi sunduğunu dile getirdi. 

“Ben” değil “biz” ile hareket edilmeli

İlâhî vahye dayanmayan Hinduizm, Budizm gibi dinlerin girişimciliğe önem vermeyen, girişimciliğin önünü kesen özellikte olduğunu ifade eden Şengün, İlâhî Dinlerden Yahudilik ve Hıristiyanlıkta kısmen girişimciliğin desteklendiğini Yüce Dinimiz İslâm’da çeşitli Âyet-i Kerîmeler ve Hadis-i Şeriflerde insanları ticarete, girişimciliğe teşvik edildiğini dile getirdi. Müslüman bir girişimcinin evvelâ “Müslüman” kimliğinden ödün vermemesi gerektiğini ifade eden Dr. Halil İbrahim Şengün,  girişimci bir kişinin doğru konuşması, âdil olması, israf etmemesi, helâl yolda ilerlemesi, bilgili olması, yenilikçi olması, cesur olması, insanlığın refahına katkı sağlaması gerektiğini dolayısıyla girişimcinin Müslüman bir insanda olması gereken ahlâka sahip olması gerektiğini ifade etti. Ayrıca girişimciliğin “ben” değil “biz” ile hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Seminerde Bediüzzaman Hazretleri’nin tesbitlerine değinen Şengün, Risale-i Nur Külliyatı’ndan Lem’alar adlı eserde 19. Lema’da bahsedilen “İktisadsızlık yüzünden müstehlikler çoğalır, müstahsiller azalır. Herkes gözünü hükûmet kapısına diker. O vakit hayat-ı içtimaiyenin medarı olan san’at, ticaret, ziraat tenakus eder. O millet de tedennî edip sukut eder, fakir düşer” sözünü aktararak ekonomideki temel sebebin israf, iktisadsızlık olduğunu dile getirdi.