Prof. Dr. Hasan Bal, Bediüzzaman’ın tesbit ettiği Kur’ândaki tevafukatı, istatistik ilmi perspektifiyle paylaştı. Prof. Dr. Bal’ın ilgi çeken semineri, Kur’ân’ın lafzî yapısındaki tevafukların istatistik bilimiyle de okunabileceğini ortaya koydu.
ANKARA - YASİR ÖZER
Yeni Asya Vakfı Risale-i Nur Enstitüsü Ankara Şubesinde iki haftada bir icra edilen akademik seminerler kapsamında Enstitünün geçtiğimiz haftaki misafiri Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi emekli öğretim üyelerinden İstatistik profesörü Dr. Hasan Bal oldu. Prof. Dr. Hasan Bal, “Kur’ân İstatistikleri” başlıklı konuşmasında Bediüzzaman Said Nursî’nin tesbit ettiği tevafuklu Kur’ân üzerine yaptığı açıklamalara dikkat çekerek bununla ilgili olarak kendisinin de yaptığı istatistik çalışmalarının sonuçlarını tablolarla anlattı.
Kur’ân’ın mucizesi herkese
Hasan Bal konuşmasının başında Risale-i Nur Külliyatı’nda geçen şu ifadeleri merkeze aldı: “Kırk muhtelif tabakata ve ayrı ayrı insanlara, kırk vecihle Kur’an-ı Hakîm i’cazını gösterir veya i’cazının vücudunu ihsas eder. Kimseyi mahrum bırakmaz. Hattâ yalnız gözü bulunan kulaksız, kalbsiz, ilimsiz tabakasına karşı da, Kur’ânın bir nevi alâmet-i i’cazı vardır. Şöyle ki: Hâfız Osman hattıyla ve basmasıyla olan Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın yazılan kelimeleri birbirine bakıyor.” 1

Mucizevî diziliş
Ayrıca Bediüzzaman Said Nursî’nin şu ifadelerine de dikkat çekti: “Kur’ân-ı Hakîm’in umum sahifeleri âhirinde âyetler tamam oluyor, güzel bir kafiye ile nihayetleri hitam bulması, hem Lafzullah yaprağın iki sahifesinde veya karşı karşıya iki sahifesinde veya yakın sahifelerde ekseriya ya muvafakat-ı adediye veya münasebet-i adediye bulunması, bir emare-i i’cazdır. Ve bunun sırrı şudur ki: Âyâtın en büyüğü olan ‘Müdayene’ âyeti sahifeleri için ve Sure-i İhlâs ve Kevser satırları için, bir vâhid-i kıyasî ittihaz edildiğinden, Kur’ân-ı Hakîm’in bu güzel meziyeti ve i’caz alâmeti görülmektedir. Demek bu hüner Kur’ân’ındır. Yoksa Hâfız Osman gibi zâtların değil. Çünkü bu vaziyet, ayetinden ve suresinden neş’et etmiştir.” 2
Lafzullah tevafuku
Bir başka bölümde ise şunları hatırlattı: “Ümmetçe Hâfız Osman hattıyla makbul Kur’ân’ın aynı sahifelerini ve satırlarını muhafaza etmekle beraber; lafzullah, mecmu Kur’ânda 2806 [28 ve 6 matematikte mükemmel sayı olarak bilinir] defa tekerrür ettiği halde; nadir ve nükteli müstesnalar hariç kalıp, mütebâkisi tevafuk ettiğini anladık, sahife ve satırlarını tağyir etmedik. Yalnız biz tanzim ettik. O tanzimden hârika bir tevafuk tezahür etti. Yazdığımız Kur’ân’ın parçalarını bir kısım ehl-i kalb görmüş, Levh-i Mahfuz hattına yakın olduğunu kabul etmişler.”3

İlâhî Kelâmdaki sayısal uyum
Bal bu metinlerin işaret ettiği Kur’ân nüshasının istatistik ilmine bakan yönü hakkında da şunları söyledi: “Ümmetçe makbul görünen bir mushaf biçimi olan Kayışzade Hafız Osman Hattında, malumdur, en kısa sure bir satır ve en uzun ayet de bir sayfa olarak kabul edilmiş ve harf ve kelimeler sayfa ve satırlara bu şekilde dizilmiş. Böylece Kur’ân 30 cilt ve 604 sayfaya tekabül etmiş. Bu dizgiyi esas kabul ettiğimizde Lafzullahların satırlarda alt alta gelmesi ya da farklı sayfalardaki lafzullahların aynı satıra ve aynı hizaya tevafuk etmesi şeklinde göze görünen çok tevafuklar olduğu gibi cifir ilmi yardımıyla ve ebced hesabıyla yapılan bazı çalışmalar da bu tanzimin mucizelerini gösteriyor.”

Kur’ân’ın matematiği de mucize
Bal konuşmasının devamında ise “Bir Kur’ân âlimi olan Bediüzzaman Hazretleri de asıl işi Kur’ân’ın manası ile ilgilenmek olmakla beraber zihni yorulduğunda Kur’ân’ın lafzına ve matematiğine de çalışmış ve bilhassa Rumuzât-ı Semaniyye adlı eserinde yer verdiği üzere rakam tevafukları nevinden çok mucizelerini görüp bizlere de göstermiş. Biz de bu kapsamda bir çalışma niyetine girdik ve elde ettiğimiz bazı güzel neticeleri sizlere de göstermeyi uygun bulduk” dedi.
Daha sonra, Kur’ân üzerinden yaptığı istatistikî çalışmalardan elde edilen bazı tevafuklu sonuçlara tablolar hâlinde işaret eden Prof. Dr. Hasan Bal bu çalışmaların genişletilmesinin doğru olacağını ancak bu tür çalışamaların bazı prensiplere dikkat edilerek yapılması gerektiğini anlattı.
Bu alana akademik ilgi artıyor
Bal bu konunun ve bu tarz yaklaşımın İslâm dünyasında bilim adamları arasında da gittikçe daha fazla kabul görmeye başladığını belirtti ve konuyla ilgili olarak akademik dergilerde yayınlanmış bazı ilmî makaleler hakkında da bilgi verdi.

Kur’ân ve altın oran
Prof. Dr. Hasan Bal konuşmasının sonunda Kur’ân’ın matematiksel yapısını ifade eden “Kur’ân Sabiti (QC)” kavramına da değindi. Kur’ân’ın muhtevasında olan birincil istatistiklerden yani ayetler, kelimeler ve harfler toplamından elde edilen ve Kur’ân’ın matematiksel tasarımının da bir nevî ifadesi olan, “Kur’an Sabiti (QC)” olarak anılan 70,44911244 sayısal değerinin nasıl elde edildiğini ve bunun altın oran ile ilşkisini şöyle anlattı: “Bu sayının Kur’ân’ın fizikî tasarımını temsil eden toplam sûre sayısına (114) bölünmesi 1,6181893 değerini verir ki bunun da meşhur ‘altın oran’a şaşırtıcı bir ölçüde yaklaştığı görülüyor.”
Prof. Dr. Bal’ın ilgi çeken semineri, Kur’ân’ın lafzî yapısındaki tevafukların istatistik bilimiyle de okunabileceğini ortaya koyarak ufuk açıcı oldu.
Dipnotlar:
1-Mektubat, 19. Mektub, 18. İşaret
2-Mektubat, 19. Mektub, 18. İşaret
3-Mektubat, Fihrist, 29. Mektub Üçüncü Risale Olan Üçüncü Kısım