Ekonomi ve siyasetten çok daha fazla eğitimi konuşmak gerekirken, ‘zehirli bal’ hükmünde olması sebebiyle siyasî meselelerin konuşulması daha fazla tercih ediliyor.
Siyaset konuşmanın ‘zehirli bal’ tesiri yaptığına esasında herkes şahittir. Çünkü siyaset konuşup da ağız tadıyla biten sohbet çok azdır. Kalplerin kırıldığı bir sohbetin faydalı olduğunu kim söyleyebilir?
Öyle bir hal yaşanıyor ki, virüs salgını sebebiyle eğitim fiilen tatil edildiği halde yine de bu mesele yeterince konuşulmuyor. Elbette ‘uzaktan eğitim’ bir şekilde devam ediyor, ama beraberinde bazı sıkıntılar da yaşanmıyor mu? İnternet imkânının yetersiz olması sebebiyle eğitimden geri kalanlar için uygun bir çözüm arayışı var mı? Hangi TV oturumunda bu mesele enine boyuna konuşuldu, tartışıldı? “Amerika seçimleri”nden on kat daha fazla “Türkiye’deki eğitimin sıkıntıları ve çareler”i konuşulması icap etmez mi? Virüs salgını sadece ülkemizde yaşanmıyor. Bu salgın bütün dünyadaki eğitimi olumsuz etkiledi. Ancak bu durum konuşmayı ve çare arayışını ihmal etmemize bahane olabilir mi?
Peki, nihayetinde dünya sahnesinde yarıştığımız ülkeler neler yapıyor? Meselâ, İsviçre’de okul öncesi çocuklara ‘demokrasi dersi’ veriliyormuş. İlgili haber şöyle: “İsviçre’nin Lozan şehrindeki bir özel anaokulunda çocuklar resim yapmak yerine kurulan göstermelik sandıklara oy pusulası atarak küçük yaşlarda ‘demokrasi’yi öğreniyor. Lozan’da 3 özel anaokulun iş birliği ile başlatılan proje kapsamında her hafta yaklaşık 30-35 okul öncesi eğitimi alan çocuk kur’a ile belirlenerek, sandıkların kurulduğu merkezlere götürülüyor ve burada çocuklara oy kullandırılıyor. Amaç, referandum geleneği ile meşhur olan ülkede çocuklara erken yaşlarda demokrasiye katılımı teşvik etmek. Educalis adlı projeyi yürüten Olivier Delamadeleine, ‘Hedef çocukların demokrasiyi öğrenmesi’ diyor. Demokrasiye karşı reflekslerin erken yaşlarda gelişiminin önemine değinen Delamadeleine, çocukların rollerini ciddiyetle yerine getirdiğini belirtiyor.” (23 Ocak 2021, tr.euronews.com)
Bu uygulama ‘fena ve fani adamlar’ın yaptığı iyi bir eğitim uygulaması değil mi? Niçin benzerleri ülkemizde yapılmasın? Bu ve benzeri ‘güzel hareket’ler; demokrasiye, seçime, insan haklarına bakışı ortaya koyması bakımından önemlidir. Bundan yola çıkarak, bu güzel örneği genişletip bütün okullara ‘demokrasi dersi’ koymak mümkün olmaz mı?
Elbette ‘demokrasi’ adıyla bir ders ihdas etmek tek başına bir anlam ifade etmez. Daha önce benzer isimlerle dersler konulmuş, ancak arzu edilen maksatlara ulaşılamamıştır. Böyle adımların tesirli olması için en başta samimiyet gerekir. MEB sitesindeki bilgilere göre “İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi Dersi Öğretim Programı” var. Ancak bu dersler bir sınıf için değil, eğitim hayatı boyunca her yıl verilmeli ve ‘âdil, hakkaniyetli, demokrat, insaflı’ mezunlar olmalı.
Şu da çok önemli ki, okulda ‘demokrasi dersi’ alan bir öğrenci, idarecilerin tam aksi icraatlarına şahit olursa o dersin inandırıcılığı da kalmaz. Hak, hukuk ve adalet eğitiminin ve icraatının zarurî olduğunu kabulle işe başlanmalı vesselâm.