"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kriz derinleşiyor mu?

Faruk ÇAKIR
15 Ekim 2025, Çarşamba
Emekliler, işsiz gençler, gıda maddelerindeki yüksek fiyat artışları haklı olarak milletin gündemini meşgul ediyor.

Bu konular elbette çok önemli. Ancak sıkıntılar sadece bunlarla sınırlı değil. Vatandaş nezdinde çok tartışılmasa da başka pek çok sektörde de sıkıntılı bir durum var. 

Hal ve gidişi anlatan bir yorumdaki tablo şöyle: “Haziran 2023’ten bu yana uygulanan dezenflasyon programı, yüksek faiz, sıkı para politikaları, kurların baskılanması gerek ihracata gerekse iç pazara dönük sanayiyi darboğaza sürüklerken savunma sanayii dışındaki hemen tüm sektörlerde daralma, üretim ve kapasite kullanımıyla istihdamda düşüş, iç ve dış siparişlerde gerileme ciddi boyutlara ulaştı. İnşaatı ve betonu el üstünde tutan ekonomik program, tarım ve sanayiyi ise adeta dışlıyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Sektörel Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) ve Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği Satın Alma Müdürleri Endeksi (SAMEKS) göstergeleri, sanayide gittikçe ağırlaşan kan kaybına yönelik ciddi uyarı sinyalleri veriyor.” (ankahaber.net, 4 Ekim 2025)

İş dünyası da sıkıntıların farkında, ancak bunları dile getirmenin bir bedeli var. Dolayısı ile sıkıntılar ‘kıyısından, köşesinden’ anlayışıyla dile getirilebiliyor. Hatırlanacağı üzere daha önce ‘hal ve gidiş’le ilgili yorum yapan iş dünyası temsilcileri muaheze edilmiş ve ifadeleri alınmıştı. Bu sebeple iş dünyasından doğruları söyleyip ‘onuncu köy’e gitmeye razı olan temsilciler beklemek pek de akıllıca değil.

Bazı büyük firmaların Türkiye’deki yatırımlarını başka ülkelere taşıması da her halde ekonomik krizin derinleşmesine başka bir delil olarak görülebilir. Uzun yıllar ‘ucuz iş gücü’ yoluyla dünya ile rekabet edileceğini düşünen ve ona göre plan yapan idareciler bu yönüyle de duvara toslamış sayılır. “Tarım fakirlerin işidir, sanayi yatırımları yapalım” diyenler hem tarımın terk edilmesine yol açtı, hem de dünya ile rekabet edebilecek bir sanayi sistemi kurmayı başaramadı. Son zamanlarda en fazla tarım ürünlerinin fiyatının artması Türkiye’nin yanlış tercihlere zorlandığını da göstermiş olmadı mı?

Sabah akşam ekonomi ve krizleri konuştuğumuz halde bu noktada çözüm bulunamamış olması ‘maksadın aksiyle tokat yemek’ olarak yorumlansa yanlış mı olur? Ekonomi noktasında bile düzlüğe çıkmanın yolunun ‘hak, hukuk ve adalet yolu’ndan geçtiğini acaba ne zaman kavrayıp kabul ereceğiz?

Krizleri aşma sözünde samimi olanlar gerçek krizin ‘hak, hukuk, adalet, eğitim, aile ve demokrasi’ noktasındaki ihmaller olduğunu lütfen görsün...

Okunma Sayısı: 280
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı