Bu konudaki değerlendirmeler ‘dolandırıcılık suçu’nun her geçen yıl arttığını gösteriyor ki telâşa kapılmamak mümkün değil.

Bir yorum şöyle: “Adalet Bakanlığı bünyesindeki Adlî Sicil İstatistik Genel Müdürlüğünün her yıl yayımladığı adalet istatistikleri incelendiğinde dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık suçlarının ve sanıklarının artışının kritik seviyelere ulaştığı görülüyor. Ceza mahkemelerindeki suç türlerine göre (Kasten öldürme, kasten yaralama, cinsel saldırı, hırsızlık gibi) açılan dosya endekslerinde (TCK 157-158) dolandırıcılık suçu 2021-2024 yılları arasında en çok oransal artış gösteren suç.

2021’den 2022’ye yüzde 41, 2022’den 2023’e yüzde 25, 2023’ten 2024’e yüzde 41 oranında artmış durumda.

“2024 yılında açılan 169 bin 190 dolandırıcılık dosyasında 113 bin 480 sanık yargılandı. 68 bin 884 dosyada 45 bin 411 mahkumiyet kararı verildi. 2023 yılında dosya sayısı 119 bin 922, sanık sayısı 86 bin 939 iken, 46 bin 361 dosyada 33 bin 799 mahkumiyet kararı verildi. 2022 yılı ve öncesindeki raporlarda dolandırıcılık suçu ‘mal varlığına karşı suçlar’ kapsamında hırsızlık, mala zarar verme, yağma, gibi suçlarla birlikte değerlendirildiği için detaylı bilgiye ulaşmak zor. Ancak 2022 yılında ceza mahkemelerinde en çok açılan suç dosyası endeks sayısı 258 ile dolandırıcılık suçuna ait. (...) Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumunun 2023 istatistiklerine göre 54 bin 53 kişi dolandırıcılık suçu nedeniyle infaz kurumlarında yatarken, yine 2023 yılı içerisinde 36 bin 591 kişi dolandırıcılık suçundan infaz kurumuna girdi.” (Kansu Yıldırım, evrensel.net, 27 Mayıs 2025)

Teknik imkânların bu kadar geliştiği bir zamanda dolandırıcılığın önüne geçilememesi, dolandırıcıların erkence yakalanamamış olması ayrı bir tartışma konusu olmalı. Telefonla yapılan dolandırıcılığın dahi engellenememiş olması gerçekten şaşırtıyor. Cep telefonlarıyla idarecilerin aleyhinde mesaj yazanlar bir günde ya da bir saatte tespit edilebildiği halde, aynı aletle milleti dolandıran dolandırıcılara niçin ve nasıl engel olunamıyor?

Elbette asıl çare, insanların dolandırıcılığı meslek edinmeyecek şekilde eğitilmesidir. Bununla birlikte bunu meslek edinen ve insanları dolandıranlara hukukî yollarla da engel olmak lâzım. Sosyal medya ağlarında yer tutan bazı kötü niyetli kişiler, açıkça insanları dolandırılmaya çalışılıyorlar. Bunu herkes gördüğü halde acaba niçin engel olunmuyor? Hatta ve hatta devlet kurumlarının ismini taklit ederek bu yapmaya çalışanlar bile çıkıyor. Böyle yapanlara ciddî müeyyideler uygulansa ve anında müdahale edilse çok daya iyi olmaz mı?

Dolandırıcılığın ‘meslek’ gibi görülmesi ve gerekli tepkinin görmemesi hayra alâmet değil vesselam.