Zengin dahi olunsa israfa, lükse kapı açılmaması icap ederken; buna ilâve olarak ‘tüyü bitmedik yetim’lerin hakkını israf etmek en büyük yanlışlardan biridir.
Kim israf ediyorsa, kim milletin bir kuruşunu dahi olsa boşu boşuna harcıyorsa o kınanmayı hak eder. Ve kim olursa olsun israf edenlere herkesin, 83 milyonun ve hatta dünyadaki her insanın itiraz etmesi gerekir ve bunu yapmak haktır.
Bazıları için önemli olmayan, ama esasta israf olduğu için itiraz edilmesi gereken ‘iki küçük haber’den bahsetmek icap etti. Medyaya yansıyan haberlere göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi, daha doğrusu İETT, ‘turkuaz ve erguvan renkli’ otobüsleri ‘sarı’ renge boyamak için ihale açmış ve yaklaşık 3 bin otobüs ‘sarı’ya boyanacakmış.
Haberde şu bilgiler var: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nin 17 Eylül 2020’de aldığı kararla tüm özel halk otobüsleri İETT çatısı altında birleştirilmesinin ardından yaklaşık 3 bin turkuaz ve erguvan renkli otobüsün sarıya dönüşümü için açılan ihale tamamlandı. (...) Açıklanan sonuca göre ihaleyi 16 milyon 73 bin 389 lira ile (filan/fç) Şirketi aldı. Boyama işlemlerinin 6 ay içerisinde tamamlanması bekleniyor. (...) İETT bünyesinde 3 bin otobüs hizmet verirken özel halk otobüslerinin de katılmasıyla bu sayı 6 bine çıktı.” (aa, 30 Mart 2021)
Haberin ayrıntılarını bilemiyoruz. Ama bu haberi duyunca yeni bir israf kapısı açıldığı kanaati hasıl oldu. İnternette yapılan aramada bu ihaleyle ilgili ciddî bir tenkit, itiraz ve eleştiriye rastlamak da mümkün olmadı. Acaba bu ve benzeri ‘âcil’ olmayan ihaleler hiç kimsenin tepkisini, itirazını celp etmiyor mu? Belki itiraz eden olmuştur, ama sanal âlemde yaptığımız aramada böyle bir itiraza rastlayamadık.
Peki, itiraz edilmemesi normal midir? Ne yazık ki daha önce de benzer israf adımları atılmış ve ‘kırmızı’ olan otobüsler ‘sarı’ya boyanmıştır. İyi de bu işleri yaparken vatandaşın kanaatini sormak hiçbir idarecinin aklına gelmiyor mu?
Bunları ifade etmeye ihtiyaç olmaması gerekir. Belediyenin parası mı çok? Otobüslerin rengi böyle kalsa kim ne kaybeder? Olması gereken şudur: Böyle bir karar alındığı zaman, sadece eskidiği için boyası yenilenecek otobüslerin rengi değiştirilir ve zamanla hepsinin rengi aynı olabilir. Ama oturun bunca iş varken otobüs renkleriyle uğraşmak, yeni israfa ve masraf kapıları açmak çok çok yanlıştır. Bunu kim yapsa yanlış yapar ve yapıyor. Ayrıca bu yanlışlara kim itiraz etmiyorsa onlar da yanlış yapıyor.
Pek çok il ve ilçede tekrarlanan ‘basit bir israf örneği’ misali hatırlatalım: Geçen gün caddelerde asılan afişlerden öğrendiğimize göre Bahçelievler Belediyesi ilçenin daha iyi tanınması için ‘logo tasarım yarışması’ açmış. ‘Yeni logomuzu sen tasarla’ sloganıyla asılan afişlere göre yarışma sonunda birinciye 25 bin, ikinciye 15 bin, üçüncüye de 10 bin TL ödül verilecek. Mansiyon ve afiş hazırlama gibi diğer masraflar da dikkate alındığında her halde bu yarışma vatandaşa belki de 100 bin liraya mal olacak. Denilebilir ki, bir belediye için bu fazla bir miktar değil. Böyle düşünenler olabileceği gibi, “Ne gereği var.
Şimdiye kadar var olan ‘logo’nun ne zararı görüldü. Logosuz olsa ne eksiklik olur.
Yarışmaya gerek yok. Bu para ile başka bir iş yapılsın” diyenler de olur. Peki orta yol ne olmalı? En azından böyle bir yarışmaya ihtiyaç olup olmadığı vatandaşa, millete sorulmalı değil mi? Eğer sorulacak olursa benim reyim ‘ihtiyaç yok’ şeklinde olur.
Tabiî ki mesele Bahçelievler Belediyesi’nin açtığı yarışma değil. Bu bir anlayış, bu bir tavır. Acaba Türkiye’de her yıl kaç belediye, kaç resmî banka, kaç resmî kuruluş bu ve benzeri ‘israf kapısı’ yarışması açıyor? Bunun hesabını tutan var mı?
Yapmayalım ve kim ‘israf kapısı’ açıyorsa onlara itiraz edelim. Kim olursa olsun... Keşke bu israf kapıları kapansa, açılan ihaleler iptal olsa. Acaba çağrımız, sesimizi, itirazımızı duyan olur mu? (Eh işte, ne yapalım, biz de böyle ‘boş iş’lerle meşgul oluyoruz....)