"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstanbul’un sel derdi

Faruk ÇAKIR
26 Ağustos 2022, Cuma
Büyük şehirlerin bir derdi de altyapının yetersiz olmasıdır. 2 ya da 3 milyonluk şehirler 20 ya da 30 yıl içerisinden 10 ya da 15 milyonluk şehirler haline gelince bu dert iyice hissedilir oldu.

Geçmiş yıllara göre ‘hava durumu’nun değiştiğini uzmanlar da ifade ediyor. Artık yaz ve kış olmak üzere iki mevsim var denilse yeridir. Sonbahar ve ilkbaharı hissetmek iyice zorlaştı. Aynı zamanda şehirlerin havası ya çok sıcak ya da aşırı yağmurlar sebebiyle yollar sele teslim oluyor.

Sıkıntının bir sebebi de hemen her ilçede ‘dere yolları’nın olması. Eskiden derelerin aktığı yerlerden artık arabalar ‘akıyor.’ Derelerin üstünün kapatılıp kanallara hapsedilmesi, yağmur sularının taşmasına ve yolların sele teslim olmasına yol açıyor. 

Türkiye’nin en kalabalık ve ‘turistik’ şehri olan İstanbul’daki ‘sel manzaraları’ şehrin idarecilerini ve dolayısı ile Türkiye’yi idare edenlerin de birinci gündem maddesi olmasını icap ettirmiyor mu? Hemen her yağmur sonrası bazı yolların sele dönmesi, evleri su basması ve bazen de ölümlere yol açması, konunun ehemmiyetini göstermez mi? Her şehir için uzun dönemli planların yapılması şart olmakla birlikte, İstanbul, Ankara ve İzmir için özel gayret icap eder. Elbette ki yağmur, sel, deprem gibi ‘afet’lere engel olmak mümkün değil. Fakat bunlara karşı tedbir almak çok mu zor? 

Niçin her ‘yoğun yağmur yağışı’ sonrasında yollar sellere teslim olsun? Neden belli başlı evleri su bassın? Neden binlerce insan mağdur olsun ve milli servet kaybolsun? Hem İstanbul’u idare edenler hem de Türkiye’yi idare edenler “Biz yağmur ve sellere karşı gerekli her türlü tedbiri aldık” diyebiliyorlar mı? Tedbir almak içen acaba ne bekleniyor? 

İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere bütün şehirler ve tabii ki köyler için uzun dönemli ve kalıcı projeler yapılamaz mı? Bazı konular var ki ertelenmesi mümkün değil. Sel ve benzeri durumlar için tedbir alınması da bunlar arasındadır. Türkiye’yi idare edenler ve İstanbul’un idarecileri bira araya gelse, ehil uzmanlar bir masa etrafında toplansa bu dertlere kalıcı çareler bulunamaz mı? Bulunur ve bulunmalı. Hatta bu toplantılara sivil toplum kuruluşları ve ‘sade vatandaş’lardan da katılanlar olmalı ki isabetli kararlar alınabilsin. Bazen idareciler ‘sokakta’ yaşananlardan habersiz oluyor. Bu bakımdan sıkıntı yaşayan, sellerde mağdur olan vatandaşın görüşleri de önemlidir.

Neredeyse 20 milyonluk bir şehir haline gelen “Güzel İstanbul”un yol, su, sel ve trafik derdine kalıcı çare bulamayan her idareci sorumluluktan kurtulmuş sayılmaz. Kim ki yapılacak çalışmaları engelliyor ve öteliyorsa, millet nezdinde kınamayı da hak eder.

İstanbul sellerle değil, ona yakışan güzelliklerle hatırlanmalı vesselam. 

Okunma Sayısı: 1006
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hakan Cengiz

    26.8.2022 15:16:52

    Başta İstanbul olmak üzere buyuksehirleri terk ederek memleketlerine geri dönenlere çeşitli teşvikler verilerek özelliklerde köylere geri dönüş için tarım ve hayvancılık alanında çalışacak olanların devlet tarafından çalışma imkanlari sağlanarak bu alanlarda kalkınma ve atılım projeleri desteklenerek büyüksehirlerden Anadolu'ya göç teşvik edilmelidir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı