Bu seneki mirac gecesi, Recep ayının 27'inci gecesi yani 27 Şubat pazar günüdür. Gece yürüyüşüne lügatta İsra, Miraç ise yükseğe çıkmak ve merdiven manalarına gelir.
Miraç olayı, Peygamber Efendimizin (s.a.v), Ka'be-i Muazzmanın Hatim kısmında (Bazı rivayetlerde Ebu Talib’in kızı Ümmü Hani Fahita hatun evinde) yatarken Hz. Cabrail (as) refakatında biniti(Burak) binip Beytü'l-Makdise gitmiştir. Bu kısmına İsra (gece yolculuğu), oradan da Sıdretü'l-Münteha'ya kadar olan yükseliş buna de Mirac denilir.
Birinci merhale İsra suresi 1. Ayet; "Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir."
İkinci merhalesi ise yani mirac, Necm suresi 7-18. ayetlerinde anlatılmaktadır. Ustad Bediüzzaman isra ve miracın "imani" bir mesele olduğunu ve; "Bir sultanın iki çeşit mükalemesi, sohbeti, görüşmesi vardır; iki tarzda hitabı, iltifat vardır:
Birisi, ami bir raiyetiyle, hususi bir hacete dair, has bir telefonla sohbet etmektir.
Diğeri, saltanat-ı uzma unvanıyla ve hilafet-i Kübra namıyla ve hakimiyet-i amme haysiyeti ve evamirini etrafa neşir ve teşhir maksadıyla, o işlere alakadar bir elçiyle veya o evamirle münasebettar büyük bir memuruyla konuşmaktır, sohbet etmektir ve haşmetini izhar eden ulvi bir fermanla bir mukalemedir...." (devamı 30. Söz)
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, gecenin bir vaktinde yapılan bu yolculuğu ve gördüklerini, halası Ümmü Hani Fahita Hatun'a anlatır. Ebu Talib’in kızı aynı zamanda halası olan Ümmü Hani; durumun hassasiyeti, müşriklerin ona zarar vereceği korkusu, inanması zor bir olayı "Sakın kimseye anlatma" diye onu sıkı sıkı tenbih etti.
Ancak o bir peygamberdi ve açıklaması gerekiyordu ve o da bunu yaptı. Olayı duyan Ebu Cehil alaylı biçimde; "Bana anlatıklarını Kureyş'e de anlatabilir misin?" deyince o, "evet" dedi.
Ebu Cehil, Peygamberimizin Kudüs'e gitmediğini bildiginden "fırsat bu fırsattır" deyip Mekke ahalisini topladı. Millet toplandıktan sonra Ebu Cehil Kudüs ile ilgili zor sorular soruyordu.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: "Onların yalanlamalarından ve sorularından çok sıkıldım. Hatta o ana kadar öyle bir sıkıntı hiç çekmemiştim, derken Cenab-ı Hak birden Betü'l-Makdis'i bana gösterdi. Ben de ona bakarak her şeyi birer birer tarif ettim..."
Peygamberimiz, canlı yaın izler gibi Kudüs'u ve Beytü'l-Makdis'i izliyordu.
Sorulan her soruya doğru cevap veriyordu. Bu durum, Ebu Cehil ve yanındakilerini hayrete düşürmüştü.
Mirac gecesi Peygamberimiz ümmetine üç hediye getirmiş;
1- Ümmetinden Allah'a ortak koşmadan ölenlerin af edileceği,
2- Beş vakit namaz,
3- Bakara suresinin son iki ayeti (Müslimi Tirmizi, Nesei, Suyuti)
Selman-ı Farisi'den rivayetle, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem; "Recep ayında bir gün ve gece vardır ki Recebin 27 gecesidir. Kim onu oruç tutar ve geceyi ibadetle geçirirse yüz sene ibadet yapmış gibi olur," buyurmuştur. (Beyheki, Şuabu'l-Sıyam)
Miraç olayı gerçek ve imani bir meseledir. Allah'a emanet olun.