Bir televizyon kanalının "Kelime Oyunu" adlı programda sunucunun, yarışmacının yanlış cevabı üzerine "uçtu gitti" demesi çok hoşuma gider. Geçmişi geri getirme imkânı olmadığından önümüze bakmamızı bana hatırlatır.
Telafisi olmayan hatalara takılmak, hayatı kendimize zehir etmek yerine, önümüze bakmalı, yani "uçtu gitti" demeliyiz.
İktidarın yıllardır uyguladığı ekonomik modelin, faizi yaygınlaştırma çalışmasının, ülkeye fayda getirmediği de bir gerçek. Yine "teşvik" adı altında ülkenin kaynaklarını belli kesimlere vermenin de zengini daha zengin, fakiri de daha fakir ettiği de ortada.
Bir yandan lüks araba, kat, yat, villa... Sahip olanlar, tatil beldelerinde sefa sürenler; öbür tarafta asgari ücretle çalışanlar... Etin tadını unutan çoğunluk ve yemek beğenmeyen mutlu azınlık... Ülkede birbirini anlamayan farklı iki grup oluşmaktadır. Biri "açım" diyen kesim, diğeri de "ekmek yoksa pasta yesin" diyen kesim. İktidarın yıllardır uyguladığı ekonomik model yanlıştır.
Bir nebze maaş zamları çözüm olarak düşünülse de, bu da yüksek enflasyon karşısında çare olmaktan uzak bir hâldir. Özellikle dövize dayalı yap işlet devret sistemi, tümü ile iflas etmiş ülke üzerinde kanbur olmuştur.
Ekonomideki istikrarsızlık (her alanda sıkıntılar var), yüksek enflasyon, işsizlik, orta direğin yok olması hiç de hoş bir durum değildir. Şu bir gerçek ki yanlış politikalar fayda vermez. İki yanlış da bir doğru etmez. Yüksek vergilerden vazgeçilmeli. Özellikle istihdam sağlayan işletmelere vergi iadesi ve teşviki yerine, alınan vergi oranı minimuma indirilmeli.
Yerinden yönetime önem verilmeli ve kalkınma planları buna göre yapılmalı. Yerinde istihdam teşvik edilmeli. Yoksa kalkınma olmaz ve ekonomik göstergeler çok daha geriye gider.