Hac aylarından olan Zilhicce Ayı, haccın bütün ibadetlerinin yerine getirildiği aydır.
Dünyanın her yerinde, renkleri, dilleri, ülkeleri, ırkları, konumları, ekonomik durumları, kültürleri farklı olan milyonlarca Müslümanın aynı gaye ile bir araya geldikleri, İslâm’ın büyük kongresi hükmünde olan hac günleri Mekke’de ve Zilhiccenin ilk on gününde yapılır.
Hacı adaylarının hacı olabilmesi için gitmeleri ve orada bir an da olsa beklemesi gereken yer, Arafat Dağı ve vakfe (bekleme) zamanı bu ayın yani Zilhiccenin dokuzuncu günü olan Arefe Günü’dür.
Önceki yıllarda hac sezonu erken başlar, kafileler peyder pey hac ve umre ibadeti için diyanet veya ilgili acenteler tarafından Medine veya Mekke’ye taşınır, otellere yerleştirilir tatlı bir meşakkat, güzel bir heyecan ve aşk ile yapılan ibadetler bu günlerde yapılırdı.
Onları uğurlayanların duâ talebi, gidemeyenlerin hüznü, gidenlerin sevinci ve telâşı tarif edilemez yaşanılmasıyla anlaşılabilen bir mutluluktu.
“Lebbeyk” ile başlayan teslimiyet telbiyeleri, tekbir ve zikirler Mekke sokaklarında yankılanırdı. Mekke bu ayda bir başka güzel olur, ibadetler bir başka mana ifade ederdi. Mekke sevinçli, Müslümanlar mutlu olurdu.
Korona denilen bir mikrop Mekke’yi yetim, ibadet aşkıyla oraya gitmeyi bekleyen hacı adayları için de hüzün ve üzüntüye sebep oldu.
Hürmete lâyık harem bölgesi ve Beytullah’a karşı kusur mu işledik? Oranın ahalisini küçük ve hor mu gördük? Suç bizde miydi, yoksa takdiri İlâhî öyle mi irade etmişti, bilemiyoruz. Bu sene, Müslümanlar üzgün, Mekke kimsesiz ve Kâbe yalnız kalmıştır.
Zilhicce Ayı’nın ilk on günü çok önemli. Mekke’ye gitmesek de yapmamız gerekenlerin bir kısmını burada da yapabilir ve Allah’ın rızasını kazanabiliriz. Zaten ibadetin gayesi de rıza-ı İlâhiyi kazanmaktır.
İbn-i Abbas’dan rivayetle, (ra) Resulullah (asm): “Zilhiccenin ilk on gününde yapılan ibadetler, diğer aylarda yapılan iyi amellerden, Allah nezdinde, daha hayırlıdır…” (Buhari) demiştir.
Hacca gitmeyenlerin Arefe (hacca gidenler için mekruhtur) günü oruç tutmaları ve Bayram günü de bayram namazını kılana kadar oruçlu olmaları sünnettir.
Ebu Katade’den (ra): Resulûllah’dan (asm) Arefe günü tutulan orucun fazileti soruldu:
“Geçmiş bir senenin ve gelecek senenin günahlarına kefaret olur” buyurdu. (Müslim)
Kurban Bayramı’na az kaldı bu günlerde diğer günlere oranla daha fazla ibadetler yapalım ve de cömert olalım. Kimsesizleri, fakirleri, yetimleri, yardıma muhtaç kimseleri, akraba ve komşu- larımızdan başlayarak imkânlarımız dahilinde onlara yardım edelim.
Kalp kıran, kötü söz söyleyen, gıybet ve dedikodu yapanlardan olmayalım.
Yaşlılarımızın, anne-babamızın, iş arkadaşlarımızın, akraba ve komşumuzun, güzel bir söz veya tebessümle de olsa gönüllerini ve duâlarını almaya çalışalım.
Birbirimize duâ edelim. Selâm ve duâ ile.