"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Acele hengâmesinde

Fazilet Kırmızı
25 Ağustos 2025, Pazartesi
Dünya bir koşturmaca, bir yetişme arzusu ve bir yetişememe kaygısı etrafında dönüyor.

İnsanoğlu nereye yetişmeye çalışıyor? İnsanlığın acele ile bezeli hengâmesi nereye? Bu acele bizi asıl ve aslı hedefe yaklaştırıyor mu, yoksa uzaklaştırıyor mu? 

İnsan fıtratı üzere acelecidir. “İnsan aceleden (aceleci olarak) yaratıldı. Size ayetlerimi yakında göstereceğim. Şimdi hemen acele etmeyin.” (Enbiyâ Sûresi: 37. )

“İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan pek acelecidir.” (İsrâ Sûresi: 11. ) 

İnsanın bu dünyadaki acelesi, yine bu dünyanın içindedir. Sadece dünya için olana hayır uzak düşmektedir. Zira acelenin hamuru unutmakla yoğrulur. İnsan, dünyanın acele hengâmesinde sabrı unutur, teslimiyeti unutur, tevekkülü unutur, külli iradeyi unutur ve rıza makamını unutur.

İnsanın aceleciliği aslında onun büyük bir imtihanıdır. Acele, kalbin daima bir eksiklik ve doyumsuzluk hissetmesi, bir an önce tatmin arayışına girmesi ile ilişkilidir. Oysa insan acele ettikçe elindekinin kıymetini unutmakta, henüz vaktini doldurmamış şeyleri talep etmektedir. Bu da çoğu kez hayal kırıklığı, huzursuzluk ve sabırsızlık doğurur. Acele, yaklaşmak ve yakalamak değil de; kendi elinle uzaklaşma ve belki de kaybetmektir. 

İnsan aceleyi yalnızca dünya menfaatine yöneltirse ebedî hakikati ıskalar; ama aceleyi hayra, kulluğa, tevbe ve salih amele yöneltirse, o zaman bu fıtrî özellik hakikate hizmet eder.

Dünya hayatı aslında sabır üzerine kuruludur. Her bahar çiçeği dalında açmak için ve her kar tanesi yeryüzüne inmek için zamana rıza gösterir. İnsan sabretse, tevekkül etse ve Rabbine rıza gösterse; hem kalbi huzur bulacak hem de gayesi kemale erecektir. Acele ise insanı dağınık hale getirir; ne geçmişin muhasebesini yapabilir ne de geleceğe hazırlık için sükûnetle hareket edebilir.

İnsan acele ile yorulur ve unutur. İnsan için asıl maksat Allah’a kulluktur, rızasına erişmektir. Bu gayeye aceleyle değil; tevekkül, sabır ve teslimiyetle varılır. Acele, kalbi dağınık, zihni bulanık, ruhu yorgun kılar. Sükûnet ve sabır ise insanı hakikate yaklaştırır, Allah’ın takdirini idrak ettirir. İnsanın en büyük kazancı, sabrı kuşanarak acelecilikten sıyrılmasıdır. 

Acelecilik aslında insanın fânî ömrüne karşı bir başkaldırıdır. Ömür kısadır, vakit dar görünür; insan her şeyi bir an evvel elde etmek, görüp yaşamak ister. Oysa vakti zorlamak, meyveyi hamken koparmaya benzer. Ham meyve ne tat verir ne de fayda… İnsanın sabırsızlığı, ona nimeti erken tattırsa da hakikî lezzeti tattırmaz. Allah’ın takdir ettiği tasavvur ve zaman, insan için en doğru ve en hayırlı olandır. 

Sabır, insanın kalbinin inşirahı ve şifasıdır. Sabreden, vaktin sahibine teslim olur. Teslimiyet, insana acele ile kaybettiği huzuru verir. 

Hakikat yolcusunun gayesi, zamanı zorlamak değil; zamanı hikmetle değerlendirmektir. Vakit Allah’ın emanetidir. Acele, emanete hıyanettir; sabır ise emaneti muhafazadır.

İnsanın asıl yolculuğu aceleyle değil; tevekkül, teslimiyet, şükür ve sabırla gerçekleşir. Sabredenlere ise hakikatin kapısı olur. Acele insanı kendinden uzaklaştırır; sabır ise insanı Rabb’ine yaklaştırır. 

İnsan, hayırda, iyilikte, güzellikte, okumakta, sevmekte, hak ve hakikatte acele etmelidir. Gerisi, her hayrın sahibi Allah’ın takdiridir. 

Okunma Sayısı: 225
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı