Bediüzzaman Beşlemesi ve ilâve olan iki yeni eseriyle yedi kitaplık Nur Hareketi Serisi... toplamda bir düzineyi teşkil eden on iki kitaplık dev bir tarih var karşımızda. Bediüzzaman’ın, Risale-i Nur’un ve Nurculuğun tarihi, Hem de ‘roman’ tadında...
Bediüzzaman Beşlemesi yeniasyakitap.com'da
Nur Hareketi Serisi yeniasyakitap.com'da
İSTANBUL - İSMAİL TEZER
Yeni Asya Neşriyat ve Edebiyatçı-Yazar İslâm Yaşar, Üstad Bediüzzaman Said Nursî ve Risale-i Nur Hareketi’nin tarihçesini bütün ayrıntılarıyla ortaya koymaya devam ediyor. Hem de okuyucusunu alıp götüren bir türde, ‘roman’ tadında…

İslâm Yaşar, 1990’larda başladığı, Bediüzzaman’ın hayatını ve Nur Hareketinin doğuşunu, gelişme seyrini anlattığı “Zamanın Sesi, Bediüzzaman, Said Nursî, Nurcular, Muhabbet Fedaileri” isimli Beşleme serisine 2000’lerde “Serencam, Menhus Ruh, Aynanın Arka Yüzü, Allah Bize Yeter, Taa Kıyamete Kadar” isimli beş eser daha ilâve ederek bir bakıma Nurculuğun tarihini yazmıştı. ‘Bediüzzaman Beşlemesi’ sonrası ‘Nur Hareketi Serisi’ ismini alan ikinci beşlemenin son kitabı ‘Taa Kıyamete Kadar’ bundan 10 sene önce, 2015’te gün yüzüne çıkmıştı.

Yazar İslâm Yaşar beş sene sonra bir sürpriz daha yaptı. Romancı muhayyilesinin geçen zaman, değişen hâdiseler ve ilâve bilgiler/belgeler karşısında duramayıp okuyucuyla yeniden buluşmak iştiyâkını ortaya koyarcasına yepyeni bir roman daha kaleme aldı: “...Ve Cennetâsâ Bahar”. Bu eseriyle Bediüzzaman’ın hayatının Üçüncü Said (1950-1960) zamanına tekabül eden yılları biraz daha detaylandıran Yaşar, seriye yeni bir kitap daha kazandırmış oldu.
Bu yeni tanzimde “...Ve Cennetâsâ Bahar”, Bediüzzaman Beşlemesi’nin beşinci kitabı olunca, Üstad Bediüzzaman’ın vefatı sonrası Nur Hareketinin tekâmül seyrinin işlendiği Muhabbet Fedaileri, geliştirilmiş yeni muhtevasıyla (yazarın ifadesiyle yüzde elliden fazla yeni telif edilen bölümleriyle) Nur Hareketi Serisi’nin 1. kitabı olarak yeni yerini alıp geçtiğimiz günlerde okuyucularıyla buluştu.

HEM BİR DEVAM, HEM BİR BAŞLANGIÇ ESERİ: MUHABBET FEDAİLERİ
Yeni hâliyle Muhabbet Fedaileri’nde, Üstadın vefatının hemen ardından Nur Talebelerinin yaşadıkları hissî imtihanlar, zamanın şartlarına ve zorluklarına rağmen meşveretle şahs-ı mânevîyi meydana getirmek adına verdikleri mücadeleler ele alınıyor. Altmış Darbesi sonrası ihtilâl komitesinin Nur Talebeleri üzerinde kurdukları baskı, yaptıkları zulüm ve yıldırma politikaları, siyaset ve toplumda yaşanan gelişmeler, buna mukabil Nur Talebelerinin müsbet hareket çerçevesinde ve meşveret dairesinde ‘istikametli şahs-ı manevîyi’ teşkil etmek için takındıkları tavizsiz tavır ve tutumlar kitapta bütün açıklığıyla gözler önüne seriliyor.

Altmışlı yılların i̇lk yarısına tekabül eden hadiselerin İslâm Yaşar’ın Risale-i Nur hakikatleriyle harmanladığı enfes üslubuyla işlendiği, kendisini bir solukta okutan Muhabbet Fedaileri, bu yeni ve biraz da Üstad sonrası yaşanan bazı buruk hâdiselerin yer yer gönül daraltan muhtevasıyla okuyucusuna tam da Akif-misâl “Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?” dedirdiği noktada ise, şükürler olsun ki bizleri yeni bir eser daha karşılıyor: İnşirah Zamanı.

İNŞİRAH ZAMANI’NDA HİZMET HAMLELERİ ANLATILIYOR
Altmışlı yılların son yarısı ile yetmişlerin başına tekabül eden İnşirah Zamanı, adından da anlaşılacağı üzere Nur Talebelerinin ihlâs ve tesanüd içerisinde birbirinden ve Risale-i Nur’dan aldıkları şevk ve gayretle, gönüllere inşirah ve sürur veren nice hizmet hamlelerine imza attıkları zamanları konu ediniyor. İçtimaî ve siyasî sahada zuhur eden yeni hadiseler, Nur Talebelerinin bu haller karşısında takındıkları tavırlar, aldıkları tedbirler, haftalık mecmua, günlük gazete, yayınevi, ihtiyaca göre Risale-i Nur’dan tanzim edilen yeni risaleler gibi hizmet hamleleri hep bu devrin konusunu teşkil ediyor. İnşirah Zamanı da, Muhabbet Fedaileri’nin hemen arkasından okuyucusuyla buluşmuş oldu.
GELECEK NESİLLERİ KENDİ ROMANLARINI YAZMAYA DAVET EDİYOR
Elbette bu eserle de bitmiyor Nurcuların hikâyesi. İslâm Yaşar’ın daha evvel kaleme aldığı; yetmişli yılların anlatıldığı Serencam, 28 Şubat’ta yaşanan 12 Eylül romanı Menhus Ruh, seksenli yılları konu edinen Aynanın Arka Yüzü, doksan hâdiselerinin yansıdığı Allah Bize Yeter, ikibinlerin medar-ı bahs edildiği Taa Kıyamete Kadar isimli eserlerde de nice hayat halleri, nurlu hatıralar belki de ucu açık bırakılmış ve istikbal nesillerine kendi tarihlerini, romanlarını yazmaya davet eder şekilde mütalaa edilmeyi bekliyor.

Evet, uzun lafın kısası Bediüzzaman Beşlemesi ve ilâve olan iki yeni romanıyla yedi kitaplık Nur Hareketi Serisi ile, toplamda bir düzineyi teşkil eden on iki kitaplık dev bir tarih var karşımızda. Bediüzzaman’ın, Risale-i Nur’un ve Nurculuğun tarihi.

Üstadın “Kalemleriniz, şahs-ı manevînin parmaklarıdır” sözünü teyid edercesine, kalemini şahs-ı manevî adına kullanarak bu câmiaya bir büyük yadigâr, tarihe kıymetli bir hazine bırakan İslâm Yaşar’a bu vesileyle kucak dolusu tebrikler, gönül dolusu muhabbetler…


(Genç Yorum, Ağustos 2025)