29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla, 96. yaşına giren Cumhuriyeti gençlere sorduk. Cumhuriyeti tanımlayarak nasıl uygulanması gerektiği hakkında fikirlerini söylediler.
HABER: KÜBRA ÜNÜVAR - İSTANBUL
***
Merve Ulu / Isparta
Cumhuriyet; halkı yönetenlerin seçimle başa geldiği meşveret ve şuranın uygulanabileceği yönetim şeklidir. Toplum, dini ve örfi kuralları mecz ettiğinden cumhuriyetle dinin çeliştiği düşünülmektedir. Osmanlı ve Selçuklu zamanında dinin ilerlemesi o zamanın yönetim şeklinin monarşik olması bu düşüncenin nedenidir. Oysa Peygamber Efendimiz (asm) meşveret ve şuraya önem vermiş, halifeler seçilerek başa gelmiştir. Üstad Hazretleri de, “Ben dindar bir cumhuriyetçiyim” diyerek din ve cumhuriyetin çelişmediğini göstermiştir. Cumhuriyet ve demokrasi bir arada olduğunda İslam dinine en uygun yönetim şekli olacaktır.
Simya Aslan / Afyon
Cumhuriyet; adalet ve meşveretin hâkim olduğu, güç ve kuvvetin sadece kanunun elinde olduğu bir sistemdir. Üstad Bediüzzaman Hazretleri, ‘Milletin efendisi millete hizmet edendir’ hadisi sırrınca, cumhuriyeti desteklemiş ve Eskişehir Mahkemesi’nde kendini ‘dindar bir cumhuriyetçi’ olarak tanıtmıştır. Çünkü cumhuriyet ve demokrasi, İslam’a zıt değil, bilakis İslam ile bağdaşan ve İslam’ın temel değerlerine en uygun olan yönetim biçimidir. Cumhuriyet, hakkıyla uygulandığında hürriyetimizi teminat altına alan bir sistem olmasının yanı sıra, aynı zamanda en dar daireden en geniş daireye kadar yaşamı şekillendirecek bir erdemdir.
Ece İrem Toros / İstanbul
Cumhuriyet denilince aklıma çocukluğumdan kalma bir resim geliyor. Belirli sözler, belirli marşlar, şiirler, şarkılar ve kutlamalar. Aslında günümüz Türkiye’si içinde ‘cumhuriyet’ kavramının bir resimden ibaret olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Cumhuriyet temelde nedir? Neye hizmet eder? İlkeleri nelerdir? diye düşündüğümüzde, Bediüzzaman Hazretleri bizler için bir yol haritası çiziyor. Kendisini ‘dindar bir cumhuriyetçi’ olarak tanımlayan Bediüüzzaman, “Hulefa-i Raşidin hem halife, hem reis-i cumhur idiler. Sıddik-i Ekber (r.a.) Aşere-i Mübeşşereye ve Sahabe-i Kirama elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manasız isim ve resim değil, belki hakikat-ı adaleti ve hürriyet-i şer’iyeyi taşıyan mana-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler” sözleriyle konuyu açıkladığını söyleyebiliriz. Cumhuriyeti gerçek manada tanımlarsak, adaleti temel alan, keyfi iderenin olmadığı, kuvvetin kanunda olduğu, demokratik bir yönetimdir. Cumhuriyetin hakiki manasının anlaşılmasında, Bediüzzaman’ın çizgisinin tanıtılmasında, meşrutiyet kavramının benimsenmesinde görev, Risale-i Nur talebelerine düşüyor. Başta biz gençler olarak cumhuriyeti hakiki manasını hakkıyla yaşayıp, herkese anlatmalıyız.
Büşra Nur Erciyes/ Kıbrıs
“Cumhuriyet ki, adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir” diyerek cumhuriyetin en hakiki tanımını yapmış Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri. Adalet, meşveret ve kanun hakimiyeti olarak bu üç temel esasa dayanan bir cumhuriyet, neye maruz kalırsa kalsın hiçbir zaman yıkılmayacaktır. Manasız isim ve resimden ibaret olmayan, cumhuriyet libası giymiş istibdadı mutlaktan uzak, kuvvetin kanunda olduğu, mutlaka adaleti sağlamak zorunda olan cumhuriyet idaresi keyfi, baskıcı, kanun dışı uygulamalarla asla bağdaşamaz. Cumhuriyetin ağası haktır, kanundur, milletin fikirleridir. Cumhuriyet hükümetleri din, vicdan, ilim ve fikir hürriyetlerini de temin etmelidir.
Şüheda Kale/ Ankara
Bediüzzaman Hazretleri, cumhuriyet fikriyle kendi yaşadığı zamana ve şimdiye ışık tutmuş. Fakat o ışıktan şimdilerde istifade edilemiyor maalesef. Cumhuriyetin adalet, meşveret ve kanunda olduğunu ifade etmiş ve bunu bizzat hayatıyla da yaşamış, insanlığa büyük bir örnek olmuş. Cumhuriyetin İslamiyet’ten ayrı olmadığını bizzat içinde olduğunu da söylemiştir. Üstü ne kadar kapatılmak istense de bize düşen vazife, toz dahi kondurmamak. Bu yüzden onu dışarıda değil, Kur’an satırlarında ve mazinin nurlu yıllarında aramalıyız.
**
Bilal Said Parlakoğlu
Cumhuriyet bu milletin birlikte inşa ettiği en güzel kazanımlardan birisidir. Cumhuriyetin kıymeti bilinmeli ve Cumhuriyet rejimi muhafaza edilmelidir. Fakat bu güzel rejim; şahıs eksenli antidemokratik ideolojiler ile kirletilmemeli gerçek “Cumhuriyet” ismine layık olmalıdır.
Behlül Semerci
Adaletin hüküm sürdüğü, halkın hâkim, haklının güçlü olduğu, yöneticilerin hizmetkâr, halkın efendi olduğu bir yönetim biçimi düşünün ve bunların hepsinin ortak akılla yapıldığını hayal edin. Bütün bunların en iyi şekilde tatbik edilebileceği yönetim şeklinin adıdır Cumhuriyet.
Eser Özervarlı
Cumhuriyet, esasen 3 temele dayanır. Bunlar; güçlü meclis, adil yargı ve kanunların hakim olduğu bir yönetim mekanizmasıdır. Ama ne yazık ki günümüz Türkiye Cumhuriyeti’nde ne meclis güçlü ne yargı adil ne de yönetim kanunların hâkimiyetinde.
Dervişan Türkoğlu
“Cumhuriyet hulefâ-yi râşidîn’den beri gelen seçme ve seçilme hakkının tebaada olduğu sistemdir. Cumhuriyet bizatihi halkın kendisidir. Cumhuriyet meşverettir şuradır. Tek adamcılık hegemonyasına İslami bir tokattır. Cumhuriyet saltanatçı ırkçı anlayışı reddeder.”
Hasan Hüseyin Uçar
Cumhuriyet ki; adalet, meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir. Biz İslam milleti olarak ne zaman bu fikr-i cumhuriyeti benimseyerek, belli başlı, dayatılan ideolojik fikirlerden sıyrılırsak, ittihad-ı İslamı sağlarsak; maddi-manevi terakkiyatı sağlarız ve sağlayacağız. Ümitvar olunuz! Şu istikbal-i inkılap içinde en yüksek gür seda İslamın sedası olacaktır. İnşallah.
Safa Okay
Ülkemizde sadece isim ve resimden ibaret halini gördüğümüz ama manasıyla olmasını cani gönülden istediğimiz onun için uğraştığımız bir rejim.
Furkan Enes Durak
Cumhuriyet, insan hak ve hürriyetlerinin kanunla garanti altına alındığı hukukun üstünlüğü kavramının tam manasıyla yaşandığı yönetim biçimidir, millet hâkimiyetidir. Fakat günümüz Türkiye’sini cumhuriyetin gerekleri ile kıyaslarsak halen tam anlamıyla cumhuriyeti yaşadığımız söylenemez.