HABER: MUSTAFA GÖNÜLLÜ - OĞUZHAN GÖZOĞLU
 [email protected]

Şanlıurfa’nın Pazar gençleri olarak bu buluşmaları iple çekiyor, ders esnasında pür dikkat dinliyor ve notlar alıyoruz. 

Ders bitiminde de o zamanların tadı damağımızda kalıyor ve bir sonraki Pazarı sabırla bekliyoruz. Bu haftaki dersimiz çeşitli ağabeyler ve kardeşlerce çeşitli konulardan yapıldı. Çeşitlilik arttıkça derslerden alınan verim de artıyor, derslerdeki renklilik öne çıkıyor. Durağan değil, akışkan dersler yapıyoruz. Nasıl ki sürekli akan bir nehrin suyu tertemizdir, hiç bulanık kalmaz; aynen öyle de Pazar derslerimizdeki çeşitlilik zihinlerimizdeki bulanıklığı temizliyor.

İlk dersimizde lise talebesi Said Altın bizlere Gençlik Rehberi’nden ders okudu ve yorumlarını paylaştı: “Ehl-i dâlaletin vekili hak noktasında mağlûp olduktan sonra dalâletini dayandıracak makul bir sebep bulamadığı zaman bu defa da dünya saadetini ve mutluluğunu ahireti düşünmemekte, Allah’ı tanımamakta, dünyayı sevmekte ve hürriyeti kendine güvenmekte görüyor. Buna karşılık Üstad Hazretleri ise, böyle bir insanın hadsiz elemleri âciz beline yüklemiş olacağını ve kabrin zulümatına yalnız olarak gireceğini söyleyip bizlere Kur’ân yolunu gösteriyor.”

Aile içi demokrasi tesisi

Ömer Musab Şiran ise bizlere gazetemizden Yazar Yasemin Yaşar’ın ‘Babalar ve evlâtlar’ yazısını paylaştı ve şunları söyledi: “Bugünkü köşemizde babanın erkek çocuk üzerindeki etkisi işlenmiş. 

Çocukların karakter şekillenmesinde ve ruh dünyasının sağlıklı gelişiminde aile içindeki demokrasinin, fikir birliğinin ve çocuklara çeşitli sorumluluklar verilmesinin çok önemli olduğundan bahsedilmiş. Baba faktörü ise bu sorumlulukların dağıtımında öne çıkıyor ve çocuklar için bir çekirdek hükmüne geçiyor. 

Özellikle de ahir zamanda çocuk yetiştirmenin zorlukları, babanın çocuklar üzerindeki etkisini daha da önemli kılıyor. “Bir babanın vazifesi ise çocuklarına en güzel şekilde örnek olmak ve küçük yaşlarda tohumu doğru atmaktır. Onların fıtratının doğru şekillenmesinde onlara verilen sorumluluklar önem taşımaktadır. Ve aile içi fikir birliği, karakterin sağlamlığı için gereklidir. Yine aile içi demokrasinin tesisini sağlayan faktör, baba faktörüdür.”

Kainatın Müdebbir’ini kainatla tanımak

İkinci dersimizi Tahir Ünverdi Ağabey yaptı. Konu, ‘kâinatın Allah’ı ispat etmesi’ idi. Üstad Bediüzzaman’ın Sözler adlı eserinden yaptığı bu dersle ilgili, lise öğrencisi Oğuzhan Gözoğlu çok önemli notlar aldı ve düşüncelerini bizle paylaştı:

“Allah’ı inkâr gerçek manada mümkün değildir. Bunu yapmak için insanın aklını çıkarıp hayvandan daha da alt seviyede olması gerekir. Çünkü insan Allah’ı tanımaz ve O’na bağlanıp tevekkül etmezse bütün sevdiği şeylerden bir gün firak etmek düşüncesi hayatını zehir eder.

“Allah’ı tanımayarak elde edeceği zahiri, geçici bir serbestiyete karşılık, Cehennemini burada yaşamaya başlar, o serbestliği de alt üst olur, dünyanın bir kölesi olur ve esfel-i safiline düşer. Hasaretten kalbi ürperir ve sefahat yolunda sukut eder. Burada kazanacağı üç beş kuruşluk fazla mal uğruna sonsuzluk dâvâsını kaybeder. Gençken eğer böyle bir hizmet içinde bulunulmazsa dışarıdaki gaflet uykusu onu uyutur. Yaşlanıp gaflet uykusundan uyanınca da iş işten geçmiş bir şekilde acı çeker.

“Eğer insan Allah’a abd olduğunun farkına varmazsa kâinatı kendine abd olarak görür. 

Eğer rablığı tabiata ve tasadüfe verse, bu karmaşıklık yüzünden her şeyden elem çekeceği gibi kendini de çok karanlıklı bir dünyada bulduğundan kendi elemini de çeker. Bunları yaşamamak için Kur’ân, pek çok yerde bizi düşünmeye teşvik ediyor.

“O halde biz de saray şeklindeki harika şeylerle donatılmış bu kâinatın Müdebbir’ini tanımalıyız. 

Tanımazsak veya tanımamazlık edersek veya tanıyıp da emirlerini yerine getirmezsek, bunun bize hiçbir yararı olmayacağı gibi sonsuz zararı olur. O’nu tanısak ve emirlerini yerine getirsek Cennetimizi burada bile yaşayabiliriz. Hem bu kâinatı ölü, sağır ve şuursuz bir tabiata isnad etmek yerine, bir olan Allah’a dayandırmak hem mantıklı hem de suhuletlidir.”

Pazar dersleri özlediğimiz ortamı sağlıyor

Pazar derslerinin eski elemanlarından olan Abdurrahman Esat ise derse katıldıktan sonra düşüncelerini paylaştı:”Öncelikle şunları söylemek istiyorum: Dersin açık alanda, çok ferah ve huzurlu bir ortamda yapılması, evlerde olduğumuz bu günlerde çok iyi bir fırsat oldu bence. Başlangıçta Tahir Ünverdi Ağabey’in Risale-i Nur ile tanışma hikâyesini dinledik. 

Ardından genç kardeşlerimizden bir ders ve Yeni Asya Gazetesi’nden bir köşe yazısının okunmasıyla devam etti. 

Son olarak da Tahir Ağabey’in bizlere samimî öğütler verdiği dersini dinledik. “Bence Pazar grubu, derste bir abinin dediği gibi, bizi dünyevî meşgalelerden kurtarıp asıl gayemizi hatırlatması ve gerçekten özlenen sohbet ortamını sağlaması açısından çok önemli bir konumda. 

Dersi organize eden ağabeylerimizden Allah razı olsun.”