Prof. Dr. İbrahim Ortaş, “Hayat içinde öğrendiğim en önemli öğreti, adalet ve hukukun ekmek kadar hatta yeri geldiğinde ekmekten de daha önemli olduğudur” dedi.
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, “Haklarımızı, Hukukumuzu ve Anayasamızla Bağlı Olduğumuz Toplumsal Sözleşmemizi Ne Kadar Biliyoruz” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Prof. Dr. Ayşe Odman’ın “Çoğumuz bizim adımıza yapılmış “toplumsal sözleşme” ile irademizi 4 yıllığına parlamenterlere veriyoruz. Ancak parlamenterleri de tanımıyoruz. Siyasî partiler kimlerin milletvekili olacağını belirliyor. Biz de seçim sandığına gidin önünüze gelen listelerdeki partilerden birine mühür basıyoruz. Ta ki 4 yıl sonrasına kadar. Bu sürede sizinle ilgili her konu çoğunluğu alan partinin takdirindedir. Bugün toplumda yükselen seslerin temelinde birçok konudaki şikâyetleri olduğu anlaşılıyor. Evet, iletişimin artığı, toplumun eğitim düzeyi geçmişe göre yükseldi ve her yurttaşın artık anlaşılmaz bilinen hukuk dilinin de Ayşe Hocanın anlatımı tarzından anlatılması ile anayasayı ana hatları bilinmesi mümkün olacaktır. Tabiî olarak bizler gibi eğitilmiş insanların anayasayı bütünlüklü olarak okuyup yurttaş olarak nasıl bir yönetim altında olduğunu bilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
Hakkınızı nasıl arayacaksınız?
İnsan haklarının sürdürülebilir bir hayat için temel taş olduğunun altını çizen Ortaş, “Felsefeci Prof. Kuçuradi “insan hakları” olmadan gelişme olmaz diyor konferanslarında. Ayşe Hoca da doğuştan itibaren bizimle birlikte var olan ve anayasanın güvence altına aldığı hürriyetlerimizi rengârenk kelebekler olarak betimlemiş. Devletin tanıdığı hakları ise çiçekler olarak resmetmiş. İçinde yaşadığımız kamusal düzende, hukukun üstünlüğünü sağlayabildiğimiz ölçüde, hürriyetlerimizi Devletin tanıdığı hakları kullanarak yaşayabileceğimizi anlatmış. Hayat içinde öğrendiğim en önemli öğreti, adalet ve hukukun ekmek kadar hatta yeri geldiğinde ekmekten de daha önemli olduğudur. Adalet yoksa ve insanlar adaletsizliğe uğramışlarsa bunun verdiği acı ve onurunun kırılması ağır gelmektedir. Son yıllarda ülkemizde basında en çok konuşulan konu hukuk ve adalet. Haksızlığa uğradığınızda hakkınızı nasıl arayacaksınız? Kime başvuracaksınız?”
Devlet herkese eşit mesafede olmalı
Anayasal haklarımıza sahip çıkmamız gerektiğini belirten Ortaş, “Bu bağlamda bir yurttaş olarak yukarıdan aşağıya buyurgan, baskıcı olmayan, görüşlerimi alan, seçimler için benden oy isteyen partinin verdiği sözlerin dışına çıkmaması, çıktığı takdirde de kamuoyunun yansımasını almasını isterim. Devletin daha sosyal, herkese eşit mesafede olduğu, liyakate değer verdiği, üreteni koruduğu, sosyal adaleti sağladığı bir yapıda olduğunu beklerim. Kurdun kuşun, her türlü rengin, kültürün, inancın yaşama alanı bulduğu bir devlet yönetimi altında insanların eşit yurttaş anlayışıyla yaşamasını görmek isterim. Anayasa sosyal devlet anlayışının gereği olan devletin vatandaşına iş bulma, yoksulun korunmasını ve işsizliğin önlenmesini öngörmektedir. Ferdin ve ailesinin varlığını, geçimi ve sosyal güvenlik hakları kamu tarafından güvence altına almaktadır. Anayasa vatandaşlık ilkesi ekseninde vatandaşın ödediği vergilerin hesabını sormayı ve devletin de vatandaşına hesap vermesini belirtiyor” dedi.
Yurttaşlık eksenli anayasa yapılmalı
Ortaş, hukukun üstünlüğünün hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Tavsiyem; orta öğretimde yurttaşlık bilgisi, üniversitelerde anayasa veya insan hakları derslerinin esaslı olarak okutulması. Üniversitelerde bir hukuk dersinin ve anayasanın her üniversiteli tarafından bilinmesinin çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Türkiye insanlığın çoğaldığı tarihî ve kültür mirasının bir kavşak olarak üzerinde durduğu jeopolitik konumu gereği âdil bir yönetimin sergilendiği, hukukun üstünlüğünün hayata geçirildiği muhteşem bir ülke olmaya en uygun adaydır. İnsanımızın 100 yıla yakın çetin geçen bir demokrasi tecrübesi sonrasından kendi iradesine sahip çıkacağına inanıyorum. Yurttaşlık eksenli anayasa ile birlikte mutlaka kalkınma ve muasır medeniyetler seviyesine çıkmak için akılcı, analitik, öğrenmeyi öğreten bir eğitim ve araştırma anlayışına geçmesi kaçınılmaz. 24 milyondan fazlası öğrenci olan bir toplumun enerjisini bilimle geliştirmek Türkiye’ye güç katacaktır. Bu bağlamda mutlak çağına uygun bir üniversite ve bilim politikası geliştirmesi elzemdir” ifadelerini kullandı.
Hukukun üstünlüğünü her şartta savunmalıyız
“Toplumlarda sorunlar artınca tabiî olarak huzursuzluklar eskiden beri hep oluşur” diyen Ortaş, şu şekilde devam etti: “Ancak çare akiller yeniden kuralları belirleyerek insanları bir arada tutmaya razı etmişlerdir. Her ortam kendi anayasasını böylece oluşturmuştur. Nüfusu 85 milyona dayanmış dünyanın ilk 17-19. sıra aralığındaki potansiyel bir ülkeyiz. Bugün de eğitim-bilim, sosyal hayat, ekonomi çevre sorunları yaşanmaktadır. Sorun varsa çözüm de vardır ilkesi ile ülkesinin sorunlarını çözmesi ve geleceğe bilimin yol göstericiliğinde ilerlemesi için anayasa ile çizilen hukukun üstünlüğüne dayalı devlet düzenini iyi bilmesi ve her hal ve şart altında savunması elzemdir. Bu bağlamda ne kadar ileri bir anayasamız olursa olsun önemli olan insanlarımızın yurttaş olma bilinci, liyakat sahibi olma, karışlıklı hak ve sorumluluklara uygun davranışlar sergilenmesi anayasanın ve hukukun daha iyi işlemesine katkıda bulunacaktır.”
İstanbul - Yeni Asya