FEDAKARCA ÇALIŞIYORLAR

GELECEĞİMİZİN mimarları öğretmenler, eğitim sistemindeki yetersizliklere, materyal eksikliğine, öğrenci ve veli şiddetine maruz kalmalarına, idarenin baskısı ile mücadele etmelerine, ekonomik problemlerine rağmen fedâkârca görevlerini yerine getirmeye çalıştıklarını belirtiyorlar.

ÖĞRETMENLER ARASI AYRIM SIKINTISI

ÖĞRETMENLERİN kadrolu, sözleşmeli ve ücretli olarak 3 ayrı şekilde istihdam edildiğine dikkati çeken eğitimci sendikalarının temsilcileri, bu durumun öğretmenler arasında büyük bir sıkıntıya yol açtığına dikkati çekti. Temsilciler, liyakatin ve adaletin önemini vurguladı.

MÜLAKAT KALDIRILMALI

TÜRK Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, "Eğitimin her alanında mülâkata son verilmeli, bilgi ve donanım sahibi insanlar görev yapmalıdır’  dedi. Bu arada, KHK mağduru öğretmenler de, mesleklerine geri dönecekleri günü bekliyor. KHK’lı öğretmenler, “Artık sesimiz duyulsun” diyor.

***

Bir dokun bin ah işit

Kadrolu, sözleşmeli ve ücretli diye bölünen öğretmenlerin ve atanamayan öğretmen adaylarının dertleri çığ gibi büyüyor.

Türk Eğitim-Sen, 7-18 Kasım tarihleri arasında öğretmenlerin sosyo-ekonomik durumlarını ve mesleki sorunlarını tesbit etmek amacıyla 6 bin 728 kişi ile yapılan anketin sonuçlarını açıkladı. Ankete katılanların yüzde 8,9’u aylık mutfak masraflarının 300-700 TL, yüzde 19,5’i 701-bin 100 TL, yüzde 26,9’u bin 101-bin 500 TL, yüzde 44,7’si bin 501 TL ve üzeri olduğunu açıkladı. Ankete katılanların yüzde 19,6’sı kredi kartıyla yaptığı harcamaların dörtte birine, yüzde 30,8’i maaşının dörtte ikisine, yüzde 25,8’i dörtte üçüne, yüzde 15,8’i de tamamına tekabül ettiğini söylerken, yüzde 8’i kredi kartı kullanmadığını belirtti. Ankete katılanların yüzde 42,9’u her ay kredi kartı borcunun tamamını ödeyemediğini, yüzde 57,1’i ödeyebildiğini belirtti. Ankete katılanların yüzde 67,2’si birikim yapamıyor. Ankete katılanlara “Borçlarınızı ödemek için nasıl bir yol izliyorsunuz?” sorusu üzerine yüzde 5,1 oranında borçların ödenemediği ortaya çıktı. Emekliliği hak edenlerin yüzde 81’i emekli olmayı düşünmüyor.

Mülâkata son verilmeli

Anket sonuçlarını değerlendiren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, öğretmenlerin fedakârca canla başla görev yaptığını, buna rağmen eğitim çalışanlarının veli ve öğrenciler tarafından şiddete maruz kaldıklarına, hatta vefat ettiğine dikkat çekti. Eğitimin en büyük sorunlarından birinin yandaş kayırmacılık olduğuna dikkat çeken Geylan, “Öğretmenlerimiz ehliyetsiz ve liyakatsiz insanların iş başına getirilmesinden büyük rahatsızlık duyuyor. Nitekim anket çalışmasında da bunu net olarak görebiliyoruz. Talebimiz, MEB’in adaletli ve liyakate dayanan hem yönetici hem de öğretmen atama sistemi ihdas etmesidir. Eğitimin her alanında mülakata son verilmeli, bilgi ve donanım sahibi insanlar görev yapmalıdır’  dedi.

Öğretmenleri de böldüler

24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayan öğretmenler, kendi içinde ücretli, sözleşmeli ve kadrolu olarak bölünmüş durumda. Öğretmenler okulların ticarileştiğini ve buna paralel olarak meslek itibarının düştüğünü öne sürüyor. Eğitim-Sen’in aktif üyelerinden biri olan öğretmen Kazım Yılancı, “Öğretmenlik mesleği bölünmüş durumda” diyerek şöyle konuştu: “Okulda aynı işi yapmanıza aynı titri taşımamıza rağmen aldığımız ücret ve özlük haklarımız farklılık gösteriyor” diyen Yılancı’ya göre bu durum eşitsizliğe ve işlerin iyi gitmemesine yol açıyor. Yılancı şunları söylüyor: “Biz kadrolular güvence altında iken ücretli öğretmen girdiği saat bazında maaş alıyor. Bir ücretli öğretmen haftada tam 30 saat derse girebilse bile aldığı ücret ancak 1500 lirayı bulabiliyor. Çünkü aldığı ücret saat üzerinden hesaplanıyor. Sigortası da saat üzerinden hesaplanıyor. Bir ayın 10-15 gününü cebinden ödemek zorunda kalıyor. Diyelim bu ay 1700 lira alan bir ücretli öğretmen en az 400 lira sigortasını da kendi cebinden ödemek istiyor.”

Ödüllendirme sistemi ile hiyerarşi ortaya çıkıyor

Son yıllarda yaygınlaşan performansa göre değerlendirme de yeni bir huzursuzluk kaynağı. Performansa göre değerlendirme ile parasal ödüllendirmeler veya uzman öğretmenlik gibi tanımlamalar planlanıyor. Kazım Yılancı ödüllendirme sisteminin olası olumsuz sonuçlarıyla ilgili şu iddialarda bulunuyor: “Performansını ölçerim ve performansın yüksekse maaştan ödül veririm, uzman öğretmenlik veririm gibi yaklaşımlarla öğretmenlik içinde bir hiyerarşi oluşturulmaya çalışılıyor. Oysa her yerin koşulları birbirinden farklıdır. Kimi zaman birkaç yüz metre mesafedeki iki okul bile farklı olabilir. Çok yoksul mahalle ile zengin bir semtteki koşullar birbirinden farklıdır. İmkânları bir olmayacağı için öğretmenler arasında bir kıyaslamaya girmek de yanlış olacaktır.”

***

ATANAMAYAN 400 BİN ÖĞRETMEN VAR

Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk öğretmen açığı ile ilgili şu bilgileri paylaşmıştı: “MEBBİS verilerine göre bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarında alanlar bazında görev yapan kadrolu öğretmen sayısı 770 bin 427, sözleşmeli öğretmen sayısı 83 bin 366 olup, net öğretmen ihtiyacı 92 bin 165’tir. 

Türkiye genelinde öğretmen olarak görev yapan engelli birey sayısı ise 6 bin 956’dır.” Selçuk atama bekleyen öğretmen sayısının ise 400 bini aştığını itiraf etmişti.