Bizim kurucu değerlerimiz, işgal altındayken dahi millî egemenlik ve hukuktan, müzakereden ve istişareden vazgeçmemek ve yalnızca millete dayanmaktır.
Kuvvet, Meclis'in elinde olmalı
HÂKİMİYET SARAYLARA TAŞINDI
İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu: “Bütün parlamentolar yalnızca ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözünü yaşatmakla yükümlüdür. Ama bugün hakimiyet, milletin Meclisinden saraylara taşındı ve atanmış dar bir kadroya sığdırıldı.”
ADALET VE LİYAKAT EZİLDİ
“Bunun sonucu, adalet ve liyakatin ezilmesi, millî egemenliğin yalnızca metinlerde kalarak hayatın akışında bir alan bulamaması; inanç hürriyeti, ifade hürriyeti, teşebbüs hürriyeti kısıtlanmış, kendini ifade edemeyen bir toplum oldu.”
***
Hukuk ve istişareden asla vazgeçemeyiz
İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, “Bizim kurucu değerlerimiz böyledir, işgal altındayken dahi millî egemenlikten ve hukuktan, müzakereden ve istişareden vazgeçmemektir” dedi.

İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda 23 Nisan özel oturumunda konuştu.
Tatlıoğlu, “Yaklaşık yüz yıl önce bu ülkenin istiklal mücadelesine karar verenler işe bir ordu kurarak başlamadılar, işe bir Meclis açarak başladılar. 100 yıl önce bu mücadeleyi yürütenler, özgürlük mücadelesini millî egemenliğe dayandırdılar, hukukun müdafaası çizgisine taşıdılar ve meşruiyeti ve ahlaki üstünlüğü bu mücadelenin ön koşulu olarak kabul ettiler (…) Bizim kurucu değerlerimiz böyledir, işgal altındayken dahi millî egemenlikten ve hukuktan, müzakereden ve istişareden vazgeçmemektir, yegâne meşruiyet kaynağı olarak milleti görmek ve yalnızca millete dayanmaktır; Türk devleti böyle kurulmuştur, evveli de budur, ahiri de budur” ifadelerini kullandı.
Hakimiyet meclisten saraylara taşındı
“Yasama ve yargı organlarının bağımsızlığı devletin bağımsızlığı demektir ve millî egemenliğimizin temelidir” diyen Tatlıoğlu, şu şekilde devam etti: “Liyakat, millî egemenliğimizin vazgeçilmez bir unsurudur; Parlamento ve yargı kararlarını millet adına verir. Bütün parlamentolar yalnızca ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözünü yaşatmakla yükümlüdürler fakat bugünlerde olduğu gibi, âdeta bir kuvvetler birliği şartlarının dayatılması; hakimiyetin, milletin meclisinden saraylara taşınması ve atanmış dar bir kadroya sığdırılması; adaletin ve liyakatin ezilmesi millî egemenliğin yalnızca metinlerde kalarak hayatın akışında bir alan bulamamasıdır. Bu da inanç hürriyeti, ifade hürriyeti, teşebbüs hürriyeti kısıtlanmış, kendini ifade edemeyen bir toplum demektir.”
Ankara - Anka
***
Okumak için tıklayınız:
Kuvvet, Meclis'in elinde olmalı: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSî’NİN İLK MECLİSE NUTKUNDAKİ, “KUVVET MECLİSTE OLMALI” ÇAĞRISININ ÖNEMİ TBMM'NİN 102. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNE IŞIK TUTUYOR.
