"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tesanüde muhtaç ve mecburuz

11 Ekim 2019, Cuma 01:08
Prof. Dr. Ömer Önbaş, ehl-i dalÂletin şahs-ı manevîsine karşı “Tesanüde, bize, bu itthad-ı hakikiyeye muhtacız ve mecburuz” diyor.

Demokrat Eğitimciler Derneği tarafından iki haftada bir yapılan Eğitim seminerleri, geçtiğimiz hafta sonu Genel Sekreter M. Hanifi Örnek’in açılış konuşmasıyla başladı. Yeni Asya Vakfı’nda gerçekleşen “Samimî İhlâs ve Biz Olma Şuuru” konulu seminerde konuşan Prof. Dr. Ömer Önbaş, önemli mesajlar verdi. Risale-i Nur’daki ihlâs düsturlarından bahseden Önbaş, “Üstad Hazretleri İhlâs Risalesi’nin ikinci düsturunda, tesanüde, bize, bu itthad-ı hakikiye muhtacız ve mecburuz diyor. Yani yapılsa iyi olur anlamında bir şey değil. Mecbur ve muhtacız. O zaman kardeşleri tenkit etmemek lâzım geliyor. Çünkü o ‘biz’ kırılacak. Tenkit, tesanüdün en büyük zararı ve düşmanı. Tenkit etmemek ve tenkit yapılacak ortam oluşturmamak da en önemli mesele. Biliyorum ki bunu yaptığım an ihlâsım kırılacak” dedi.

Bizi ateşten şahs-ı manevÎ koruyacak

Şahs-ı manevîden ve ‘biz’ olmanın öneminden bahseden Prof. Dr. Ömer Önbaş şunları söyledi: “Hz. İbrahim’i ateşe attılar. Hz. İbrahim ateşin dışında bir yere düşmedi. Ateşin içine düştü. Ateşin içerisinde ona hususî bir alan oluşturuldu. O hususî alan içerisinde kendisi yanmadığı gibi, elbisesi de yanmadı. Cenab-ı Hak onu muhafaza etti. İşte ahirzaman da böyle bir zaman. Ateşin dışında bir yer yok. Ehl-i dalâletin şahs-ı manevisi her yeri sarmış durumda. Bütün alanlar kaplanmış durumda. Evimiz, kendimiz selâmette değiliz. Bu devirde teklik yok, halka oluşturmak var. O halkayla, o ateşten korunabiliriz. Bunun ismi şahs-ı manevî, biz olma. Fert olarak kaldığımız, o halkayı genişletemediğimiz zaman yanmamız demek. Üstad Hazretleri de bu ‘biz’ meselesine bu yüzden çok ehemmiyet veriyor. Hızırvari bir hadisedir biz olmak.”

Ben değil, biz olmak

Nur Talebelerinin eneyi terk etmesi gerektiğine vurgu yapan Önbaş, şunları söyledi: “Risale-i Nur Talebeleri ene’yi bırakıp, nahnü’ye dönmelidirler. Biz yaptığımız her işin şahs-ı maneviye yararı var mı? diye düşünmemiz lâzım. Bizim söylediğimiz söz, yaptığımız şeyler şahs-ı manevîyeye yarıyor mu? yaramıyorsa söylemeye de yapmaya da gerek yok. O zaman bu düsturlar nefsimize yerleştirmemiz gereken düsturlar. ‘Kardeşinin meziyetleriyle meşgul olmak. Onun dışında bir düşüncem yok’ düşüncesi esas olmalı. Fikri erken söylemek zorunda değiliz, meşveretin fikri esastır. Onun için Üstad diyor ya, “siz meşverette ne lâzımsa yaparsınız” ama, ihtiyatla, velveleye vermeden. Peki bu nasıl olacak, işte İhlâs Risalesi’nin düsturlarını her vakit göz önünde bulundurarak. Onun için Üstad Hazretleri 15 günde bir okuyun diyor, İhlâs Risalesi’ni. Rabbim hakikî ihlâslı olan kullarından eylesin.”

Haber: Kübra Ünüvar
[email protected]

 

 

Okunma Sayısı: 1621
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı