H. MUHARREM OKUR - ARDA BİLİK
Geçtiğimiz günlerde bir üniversiteside görevde yükselme sınavında yazılıdan en yüksek puanı alan adayların sözlü sınavda düşük puan verilerek elendiğiyle ilgili haberi gazetemizde hepimiz görmüşüzdür. Yürekleri dağlayan bu haberin detaylarını öğrendikçe daha da üzülmemek elde değil.
Görevde Yükselme ve Ünvan Değişikliği sınavından 86 puanla otuz dokuz kişi arasından ikinci olan aday, mülâkattan 65 verilerek elenmiş. Üstelik aday, kendisine herhangi bir soru sorulmadığını sadece kendisini tanıtması istendiğini aktarıyor. Bu bizlere detaylıca ulaşabilmiş sadece bir olay. Bu ve benzeri olayların sıklıkla yaşandığını maalesef herkes biliyor. Öyle ki siyasî vaadlerde bile kaldırılacağı konu olan bu mülakat adı altındaki haksız muamelelerin maalesef hâlâ devam ettiği görülüyor.
İstihdamlarda liyakat ve hakkaniyet hususlarına bakılması bir toplumun selameti için temel dinamiklerinden ve dinimizin de emirlerinden biri olmasına rağmen maalesef bu hususlardan uzaklaşıldı, uzaklaşılıyor. “Allâh, size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder. Allah, size böylece ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah, işiten (ve) görendir.” (Nisa Suresi, 58) ayetinin açık hükmü gereği emanetin ehline verilmesi, o işi hakkıyla yapabilecek maharet ve kabiliyette olan seçilmesi gerekirken ülkemizde maalesef bu hususlardan uzaklaşılıyor.
O iş ve sanatı icra edebilecek liyakat ve yeteneklere haiz olan seçilmeli. Yani liyakatli, kabiliyetli, maharetli kişiler iş başına getirilmeli. Yoksa bir insanı, bir işi yapabilme yeteneğinden çok, fazileti veya salahati nedeniyle ya da sırf bir referansı ya da tanıdığı var diye iş başına getirmek o işin aksamasına ve akim kalmasına yol açacaktır. O zaman emanet zayi olacak, işler aksamaya başlayacak ve bundan tüm toplum zarar görecektir. Tüm problemlerin çözümü ve gelecek nesiller adına umudumuz olan eğitime, insanların inancı kalmayacaktır. Eğitimle bir yerlere gelinebileceği düşüncesi yerine farklı yollarla bir yerlere gelinebilir düşüncesi toplumda hâkim olursa, ilmin de irfanın da kıymeti yerlere serilecektir. Bu elbette çok büyük bir vebal. Derhal toplumdan helâllik istenerek liyakat esaslı istihdamın sağlanmasına yönelik adımlar atılmalı ve Müslüman olduğunu beyan eden yöneticiler Müslümanlığa yakışır şekilde davranmalıdır.