"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her şartta müsbet iman hizmeti

H. Muharrem OKUR
14 Haziran 2025, Cumartesi
Şeytanın ve şeytan tabiatlı habîs komitelerin planlarıyla insanlık her dönemde olduğu gibi çağımızda da ahlâksızlık ve anarşi taununa çekilmek istenmiş.

İnsanların bu tauna katılmalarının yolunun inançsızlıkta ve dinsizlikte olduğunu bilen bu komiteler ve habîs ruhlu mensupları, dinsizlik cereyanlarına destek vererek zehirli fikirlerini topluma empoze etmeye çalışmışlar. Bu harekete mukabil ise toplumda hürmet, merhamet, yardımlaşma gibi hasletleri temin eden, kaçınılmaz olan ölüm ve sonrası için insanı kurtaracak çözümler sunan, hayatın mahiyeti ve hikmetini idrak ettiren ve hak ve hakikat olduğu güneş gibi parlak olan dinimizi anlatan ulvî ruhlu kimseler bulunmuş. Bu iki hareket yıllar boyunca mücadele etmişler ve dünya Cennet ile Cehenneme mahsulat hazırlayan bir meydan hükmüne geçmiş.

İslâm Yaşar’ın “Muhabbet Fedaileri” eserinde geçen şu hâdiseler de dinsizlik ile müsbet iman hizmeti mücadelesinde nelere şahitlik edildiğini gösteren hâdiselerden birkaçı:

“1960 ihtilalcilerinin yıldırım hızıyla yıldırma hareketlerine başladıkları illerden biriydi Isparta. Valinin emriyle başlayan hakaretli, tahkirli, küfürlü tahrik hareketleri Risale-i Nur Talebelerinin itidali sayesinde tutmayınca, evlere baskın yaparak önce Tahirî’yi ve Hüsrev’i tutukladılar ardından da Nur Talebesi olarak bilinen herkesi toplamaya başladılar.

Mustafa Ezener, Ali İhsan Tola, Nuri Benli, Demirci Salih, Kâtip Osman ve arkadaşları bu hareketi tevekkülle karşıladılar. Terzi Mehmet polislerin hakaretine aynıyla mukabele etti. Tenekeci Mehmet Efendi ise hasta yatağından kaldırılıp götürüldü. Bu hâdise Nur Talebelerinin yalnız şahsî hayatlarını sarsıp işlerini bozmakla kalmadı aile hayatlarına da tesir etti. Daha önce Eskişehir, Denizli ve Afyon hapishanelerinde yattığı için on bir sene evinden ve ailesinden ayrı kalan Rüştü Çakın bu hâdiseyi de tevekkülle karşıladı ama hanımı feveran ederek işi ayrılmaya kadar götürdü ise de Hallaç’lar sülalesinin önde gelenleri araya girip bir aile faciasına meydan vermediler. Karakolda başlayan tahrik hareketleri hapishane de devam etti. Risale-i Nur Talebelerine yapılan eziyetleri yerinde görmek için hapishaneye gelen vali Hamdi Ömeroğlu doktorun Tenekeci Mehmet Efendiyi hastaneye yatırmak istediğini öğrenince kızdı, “Bırak ölecekse burada ölsün” dedi. “70 yaşında bir ihtiyarım!” diye bağırdı bunu duyan Tenekeci Mehmet, “Dünyadan ziyade ahirete müheyyayım ve kendime meşru bir ölüm arıyorum, sehpanız, ipiniz, idam manganız nerede, gidip merdane göğüs gererek öleyim!”

Bu haklı hiddet ve heybetli ifadeler valiyi uzaklaştırmaya yetti ise de, savcıyı insafa getirememiş olmalı ki, Nur Talebelerini sorgulama müddetinin sonuna kadar hapishanede tuttu. Fakat Nur Talebeleri ilk çıktıkları mahkemede serbest bırakıldılar.

Ankara’dan Risale-i Nur Talebelerini mahkûm etme, bu olmadığı takdirde uzun süre içeride tutma emrini alan vali ve savcı tahliyeden birkaç saat sonra onları tekrar tutukladılar ve hâkimin verdiği beraat kararının mürekkebi kurumadan yeni bir dava açtılar.

O zaman sorgulama müddetince yine orada kalacaklarını anlayan Nur Talebeleri tahliye çabalarını bir kenara bırakarak bütün zamanlarını mahkûmların ıslahı için harcadılar. Bu gayretler çok geçmeden meyvesini verdi ve mahkûmların ekserisi namaz kılmaya başladı. Bu arada 30 günlük gözaltı süresini tamamlayan Nur Talebeleri mahkemede yine beraat ettilerse de netice değişmedi. Tahliyeden birkaç saat sonra polisler gelip götürdüler. 30 gün sonra mahkemeye çıkarıldıklarında hâkim artık yılmış görünüyordu. “Sizi tevkif etmezsem ben tutuklanacağım” diyerek bu sefer istemeyerek de olsa tevkif kararı verdi.”

Dolayısıyla Nur talebeleri, hapishaneler dahil memleketin her köşesini müsbet iman hizmetlerinin neticesiyle birer ıslahhaneye ve medreseye çevirmişlerdir. Hapishaneleri birer zulüm kılıcı olarak ellerinde tutanlar ise hem dünyada hem de ahirette hak ettikleri itabla karşı karşıya kalmışlardır, kalacaklardır…

Okunma Sayısı: 623
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı