“Hz. Âdem (as) ve yasak meyve” adlı makalemizde1 Hz. Âdem’in (as) yaratılışı ile ilgili üç temel hususa dikkat çekmiştik:
1- Hz. Âdem’in (as) ilk yaratılışında vücudunun içi boştu. Yani bu günkü dünya şartlarında yaşadığımız gibi iç organları; yani kalbi, böbrekleri, ciğerleri, sindirim ve boşaltım sistemleri gibi temel organları yoktu. Sadece membran ve nurânî bir zar tarzında dış görüntüye sahip bir vücuda sahip idi.
2- Yasak ağaç yaratılış ağacı, yasak meyve de bütün insanlığın genetik şifrelerini ve DNA’larını taşıyan bir tohum tarzında insanlığın neslini ihtiva eden kâinatın en mühim bir meyvesi idi.
3- Hz. Âdem (as) yasak meyveyi yedikten sonra dünya şartlarında yaşayacağı vücut yapısına sahip oldu.
Bu hususları bazı tarih kitaplarındaki bilgilere istinat ederek ifade etmiştik. Bu konuda özellikle İbn Esir’e ait İslâm Tarihi adlı eserde mühim bilgiler yer almakta idi. Ahmed İbni Hanbel Hazretlerine ait olan Kitabü’z-Zühd adlı eseri gördüğümüz zaman, mezkûr eserdeki tarihî bilgilerin birer hadis-i şerif meâli olduğunu anladık. Yani o bilgiler hadislere istinat ediyordu.
İşte o Kitabü’z-Zühd adlı eserde geçen hadis-i şeriflerden üç adedi:
“263. Şuayb el-Cübbâî’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Allah Teâlâ’nın Âdem (as) ile eşi Havva’ya (ra) yaklaşmalarını men ettiği ağaç, buğdaya benzemekteydi, adı ise ‘ED-DEA’ idi. O vakit elbiseleri ise nurdandı.”
“264. Enes b. Mâlik (ra) Resûlullah’ın (asm) şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Allah Tebâreke ve Teâlâ, Adem’e (as) şeklini verince onu (bir müddet) bıraktı. İblis ona bakmaya ve etrafını dolaşmaya başladı. İçinin boş olduğunu görünce, ‘Ele avuca sığmaz bir yaratık buldum’ dedi.”
“265. Ubey b. Ka’b, Resûlullah’tan (asm) şöyle bir rivayette bulunmuştur: “Adem (as) sık saçlı, uzun bir adamdı. Adeta uzun bir hurma ağacı gibiydi. Kendisine yasaklanan fiili yapınca avret mahalli açılıverdi. Daha önceleri hiç görmemişti. Hemen koşarak kaçmaya başladı. Cennet ağaçlarından bir ağaç kafasından tutuverdi. Adem (as) ona ‘Bırak beni!’ dedi. Ağaç ‘Seni bırakmam!’ cevabını verdi. Rabbi ona nida ederek, ‘Ne zamana kadar kaçacaksın’ dedi. O ‘Yâ Rabbi, senden haya etmeyeyim mi?’ dedi. Rabbi, ‘Mü’min işlediği günahtan dolayı Aziz ve Celîl olan Rabbinden haya eder. Sonra Allah’a hamd ederek işlediği günahtan kurtuluşun nasıl olacağını bilir. Bilir ki, kurtuluş Allah Teâlâ’ya tövbe ve bağışlanma dilemesidir’ dedi.”
Mezkûr hadisler Hz. Âdem (as) konusunda çok mühim bilgiler ihtiva ediyor. Hadiste geçen yasak meyvenin adı olan “ED-DEA” doğrudan DNA ve genetik şifrelere işaret ediyor. Burada meyvenin buğdaya benzetilmesi de yine aynı işareti ihtiva etmekle birlikte çok lâtif bir hususa işaret ediyor: Zira buğday, tam bir tohum ifadesidir. Yani bir buğday tanesi, sanki buğday bitkisinin genetik şifrelerini taşıyan bir DNA mahiyetindedir. Zaten bütün rivayetlerde yasak meyve tohum ve meyvelerle irtibatlandırılmış. Bazıları buğday, bazıları hurma, bazıları da üzüm demişler. Bütün bu meyveler, doğrudan çekirdeklerde yazılan genetik şifrelere ve DNA’lara işaret eder.
Hadiste geçen “İblis ona bakmaya ve etrafını dolaşmaya başladı. İçinin boş olduğunu görünce, Ele avuca sığmaz bir yaratık buldum” tabiri ise Hz. Âdem’in (as) ilk olarak yaratıldığında iç organlarının olmadığına işaret eder.
“Kendisine yasaklanan fiili yapınca avret mahalli açılıverdi. Daha önceleri hiç görmemişti” tâbiri ise yasak meyvenin yenmesi neticesinde, dünya şartlarında yaşayacağı tarzda bir vücuda sahip olduğunu, iç organları ile birlikte, dünyada üreme için faaliyet gösterecek temel organlarının da o esnada yaratıldığını gösterir. Avret yerlerinin ortaya çıkması bu durumu izah eder. Adeta Hz. Âdem (as) yasak meyve denilen insanlığın genetik kodlarını yediği zaman, vücudu dünya şartlarında yaşayabileceği tarzda yeniden yaratılmıştır.
Bu noktada cennet hayatı ile ilgili mühim bir husus gözüküyor. Acaba, insanların cennet hayatlarında iç organları olmayacak mı? Kalbi, ciğerleri, böbrekleri, sindirim sistemi ve kan dolaşım sistemi nasıl bir hâl alacak? Bu ve benzeri sualler araştırmaya değer suallerdir.
Bu suallerin cevaplarını araştırma konusunu başka bir vakte tehir ederek, Hz. Âdem’le (as) ilgili lâtif bir konuya temas edelim. O da Hz. Âdem’in (as) tercihi konusu:
Zira Hz. Âdem (as) ya yasak meyveyi yemeyecek ve cennette ebedi ve sabit bir hayat sürecekti; ya da yasak meyve denilen neslini alıp dünyaya inecekti. Adem (as) babamız tercihini neslini alıp dünyaya inmek yönünde kullanmıştır. Ve böylece bütün insanlığın terakkî etmesinin yolunu açmıştır. Ne güzel ve ne şerefli bir tercihtir bu!
Dipnotlar:
1- Yeni Asya, 21.8.2012. - http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay.asp?id=7701