İlk aylarda henüz tam gelişmemiş böbreklerin kapasitesine uygun olarak Sodyum ağız sütünde az miktarda bulunur.
Ağız sütü ishale sebep olduğu düşüncesiyle uzun yıllar yeni doğan yavrulara verilmemekteydi. Ancak, meselenin ayrıntılı bir şekilde incelenmesiyle ağız sütünün tabiî olarak gevşetici bir etkiye sahip olduğu ve bu sebeple ishal yaptığı ortaya konmuştur. Ancak bu ishalin çocuk için faydalı olduğu tesbit edilmiştir. Ağız sütünün sebep olduğu ishal yavrunun bağırsaklarında biriken mekonyum isimli zararlı maddelerin dışarı atılmasını sağlar. Neticede de yavru rahatlar. Bu Rahmet tecellisi Risale-i Nur’da şöyle ifade edilir:
“Meselâ, iktidarsız ve ihtiyarsız bir yavrunun imdadına umulmadık bir yerden, yani kan ve fışkı ortasından beyaz, safi, temiz bir süt göndermek olan cüz’î fiil ise, tevhid nazarıyla bakıldığı vakit, birden, bütün yavruların pek çok harikulâde ve pek çok şefkatkârâne olan küllî ve umumî iaşeleri ve validelerini onlara musahhar etmeleriyle rahmet-i Rahmân’ın cemâl-i lâyezâlîsi kemâl-i şâşaa ile görünür. Eğer tevhid nazarıyla bakılmazsa, o cemal gizlenir ve o cüz’î iaşe dahi esbaba ve tesadüfe ve tabiata havale edilir, bütün bütün kıymetini, belki mahiyetini kaybeder.” (Şuâlar, s. 18)
Memeli canlılarda süt; sindirim organları, memelerdeki süt bezleri, dolaşım ve üreme sistemleri arasında müthiş bir organizasyon ve koordinasyon ile çok hassas aşamalardan geçerek meydana getirilmektedir. Çünkü Cenâb-ı Hak, her bir mekanizma veya organa, eda edeceği çeşitli fonksiyonlar ve özel görevler yüklemiş ve bunlar sayesinde oluşan saf, hâlis ve lezzetli sütü kullarının istifadesine sunmuştur.