"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gerginlikler son bulmalı

Hüseyin GÜLTEKİN
20 Temmuz 2020, Pazartesi
Eskiden de şimdikine benzer siyasî sürtüşmeler oluyordu.

Olması da gayet normal. Demokrasilerde siyasî partiler arasında seviyeli olmak kaydıyla karşılıklı tenkit, ikaz ve tavsiyelerin yapılması mümkündür. Millete hizmet adına meydana çıkan partiler rekabet etmek suretiyle milletin güvenini kazanabilir.

Ancak bunlar birbirleriyle kavga etmeden, iftiralara varan iddia ve isnatlarda bulunmadan, seviyeyi düşürmeden, medeni bir şekilde yapılmalı. 

Böyle yapmayıp, sırf rey devşirmek için rakiplerine “vatan hainisiniz... vs.” gibi ağır suçlama ve isnatlarda bulunmanın hiçbir faydası olmadığı gibi; toplumda yaşanmakta olan kutuplaşmaları da alevlendirir. 

Çocukluğumuzda İsmet Paşa’nın iktidarı kaybetmesinin hazımsızlığıyla merhum Menderes’e ne kadar acımasızca saldırılarda bulunduğunu hatırlıyoruz. Daha sonraki dönemlerde Ecevit’in, Demirel’in, Özal’ın ya da o dönemki siyasî liderlerin rakiplerine karşı eleştiri ve muhalefeti daha seviyeliydi.

Bazen de partilerin karşılıklı sürtüşmeleri çekişmeleri ülkenin ve milletin huzur ve sükûnuna, barış, birlik ve beraberliğine muhtemel zararları söz konusu olduğunda ‘tarafsız’ cumhurbaşkanları bütün partilere sükûnet ve itidal çağrılarında bulunurdu. Hatta zaman zaman onları bir masa etrafında toplar, siyasî tansiyonu düşürmeleri yönünde telkin ve tavsiyelerde bulunmak suretiyle, toplumdaki gerginliklere, kutuplaşmalara mani oluyorlardı.    

Gelin görün ki eskiden ekseriyetle muhalefetin çoğunlukla yaptığı sert muhalefeti şimdi maalesef her fırsatta mevcut iktidar yapıyor, yapmaya devam ediyor. En etkili, en sonuç alıcı müdafaa saldırıdır prensibiyle hareket eden iktidar haklı olsun, haksız olsun hemen her meselede, her konuda hiç ara vermeden muhalete hem de en ağır itham ve isnatlarda bulunmaya devam ediyor. İşin garibi her seçimde de bu saldırgan taktiklerden de beklediği başarıları elde ediyor. 

Eskiden ülkemizin birlik ve beraberliğinin, huzur ve kardeşliğinin bozulmasına sebep olan siyasî partilerin mabeynindeki sürtüşmeleri kavgaları önlemek ve tansiyonu düşürmek için devreye tarafsız cumhurbaşkanları girerdi. Şimdi bu ucube yeni sisteme göre partili cumhurbaşkanının böyle bir rolü üstlenmesi de maalesef söz konusu değil.

Ama yine de diyoruz ki uzun süredir toplumda devam etmekte olan gerginliklerin son bulması için, millet olarak özlemini çektiğimiz barış, huzur ve kardeşlik ortamının yeniden tesisi için öncelikle cumhurbaşkanı daha itidalli, daha kucaklayıcı bir dil kullanmalı. Sonra arada sırada da olsa ‘parti başkanlığı’ kimliğini bir kenara koysa, cumhurun başkanı sıfatıyla bütün partilere tansiyonu düşürücü, sükûnete ve itidale yönelik telkin ve tavsiyelerde bulunsa ülkemizin geleceği açısından faydalı olacaktır diye düşünüyoruz.

Okunma Sayısı: 2245
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı