Her halükârda eğriye eğri, doğruya doğru demeyi prensip edinen Yeni Asya, her zaman, her şart altında yanlışların karşısında, doğruların yanında olmayı meslek edinmiştir.
Şiar edindiği hakperestliğin gereği olarak, doğruluktan ayrılmayan, doğru işleri yapanları teşvik eden, yanlış yapanları ikaz eden bir yayın organı olmuştur gazetemiz.
Haksızlık edenler ‘dindar’ da olsa Yeni Asya, onlara da hep karşı olmuş; haksızlığa uğrayan, zulme maruz kalan düşmanı da olsa hatta gayr-ı müslim de olsa o noktada haksızlığa uğrayanın yanında olmayı prensip edinmiştir.
İnsanlarla münasebetlerde de Üstad Bediüzzaman, “Kim olursa olsun, madem imanı var, o noktada kardeşimizdir” ifadesi ışığında, düşüncesi, siyasî görüşü ne olursa olsun hemen herkese dost ve kardeş yaklaşımında bulunmuştur. Farklı fikirlerinden, düşüncelerinden veya siyasî tercihlerinden dolayı onları kıracak, rencide edecek beyanlarda bulunmamıştır.
Bazılarının sıkça, pervasızca; kendileri gibi düşünmeyen insanlara, sırf farklı siyasî tercihlerde bulundukları için en ağır iftiralarda, hakaretlerde, saldırılarda bulundukları gibi, başkalarına bulunmamıştır Yeni Asya bugüne kadar.
Üstad Bediüzzaman’ın tavsiyeleri çerçevesinde Yeni Asya, öteden beri siyasî tercihini; adaleti prensip edinen, hak ve hürriyetleri savunan, demokrasiden taviz vermeyen demokratlardan yana kullanmıştır.
Bu tercihin karşısında da katiyyen herhangi bir makam-mevki veya maddî hiçbir talepte bulunmamıştır Yeni Asya. Desteklerde bulunduğu bu siyasîlerin yaptıkları doğru işlerin yanında olmuş, yanlış işlerine de gerekli ikazlarda ve itirazlarda bulunmuştur Yeni Asya.
Bilinen bazı çevrelerin yaptıkları gibi, müfritane taraftar olarak destek verdiği iktidarın doğrularını köpürterek, yanlışlarını alkışlamak gibi, vebali çok ağır olan tavırlara sapmamıştır.
İktidarın doğrularını da yanlışlarını da alkışlamayı meslek edinenler; bize göre, iktidara ve daha da önemlisi bu millete en büyük zararı veriyorlar. Bunun en büyük delili, iktidara kızanların dolaylı olarak inançlı inşalara da kızar hâle gelmesitir. Ne yazık ki iktidar, kendi menfaat çevrelerinin, partilerine ve ülkeye verdikleri zararların farkına varıp onlardan uzak durmanın ötesinde onları desteklemeye devam ediyor.
Üstad Bediüzzaman’ın, “Ey bedbaht ehl-i dünya! Bütün kuvvetinizle dünyaya çalıştığınız hâlde, neden dünyanın işini dahi bilmiyorsunuz?” ifadesi bu noktadan dikkat çekicidir.
Hiçbir zaman maddî menfaat veya makam-mevki talebinde bulunmayan, ülke menfaati için eğriye eğri doğruya doğru demeyi prensip edinen Yeni Asya’nın tavsiyelerine iktidar kulak verseydi, inanıyoruz ki hem kendisi kazanırdı, daha da önemlisi milletimiz bu derece ağır sıkıntılara maruz kalmazdı.