Yeni Asya, yaşanan sıkıntıları, ekonomik gidişatı yazıp çizdiği için; malum çevreler deyim yerinde ise Yeni Asya’yı topa tutmaya devam ediyorlar.
Hâlbuki nadirattan da olsa; kendileri de hayat pahalılığından, yaşanan haksızlıklardan, hukuksuzluklardan, yolsuzluklardan rahatsız olduklarını ifade ediyorlar. Gelin görün ki aynı şeyleri Yeni Asya dile getirince, bize sitemden öte maalesef saldırmaya başlıyorlar.
Soruyorsunuz, acaba Türkiye herhangi bir savaşa mı girdi veya ülkenin başına bizim bilmediğimiz başka bir felâket mi geldi ki bir tarım ülkesi olan ülkemizin halkı, dünyanın hiçbir ülkesinde görmediğimiz, duymadığımız böyle bir hayat pahalılığı altında perişan halde. Söyler misiniz gerçekten bize ne oldu? Sualimize, iktidara toz kondurmayan malum çevreler: “Söyledikleriniz doğru... Ama ne yapalım? Sabredelim, bu iktidar bu hayat pahalılığını çözer” diyorlar.
Eğriye eğri doğruya doğru demeyi prensip edinen Yeni Asya’nın söylediklerinden rahatsız olan bir kesim de, bu iktidar döneminde, bizim, “partili cumhurbaşkanlığı” sisteminin sebep olduğu adaletsizliklerin, hak-hukuk ihlâllerinin, keyfî uygulamaların neticesinde meydana gelen mağduriyetlerden üzüntü duyup, tenkit ve itirazlarda bulunduğumuz, bunların bir an önce sona erdirilmesi gerektiğini dile getirdiğimiz için iktidara angaje olduklarının farkında bile olmadan şunları diyorlar:
“Gördüğümüz kadarıyla şu anda bizi idare edenlerin çoğu, namazında niyazında olan insanlar. Zaten biz de bunun için bunları destekliyoruz. Bildiğimiz kadarıyla bunlar haksız-hukuksuz bir şekilde hiç kimseye zarar vermezler... Yeni Asya biraz mübalağa yapıyor...”
Peki, dindar oldukları için desteklerde bulunduğunuz bu iktidar döneminde, terör ile, darbe ile hiçbir alâkaları olmayanları mağdur etti. “Dindarım” diyen hangi iktidar döneminde bunca hak ihlâli, bunca mağduriyet yaşanmıştır söyler misiniz? Sualinize de bakın neler söylüyorlar parti sempatizanları:
“Bu hapse atılanlar, sizin de bizim de bilmediğimiz kim bilir hangi suçları işlediler ki bu gibi cezaları hak ettiler. Herhangi bir suçu işlemeyen adamı hiç hapse koyarlar mı? Hele dindar ve merhametli olarak bildiğimiz bu idarecilerimiz böyle bir hukuksuzluğu yapıp, kul hakkına girerler mi zannediyorsunuz?”
Bu yanlış tavırlarıyla, -iktidara yakın önemli isimlerin de ikrarıyla- işlenen hukuksuzluklara, yapılan zulümlere ortak olduklarının farkında bile olmayanlar yüzünden zulümler maalesef devam diyor. Böylece Hz. Peygamberin (asm): “Toplumlar idarecilerinin yolundadır” sözünün hakikatini yaşayarak görmüş oluyoruz.