1991- 1995 yılları arasında iş başına gelen Doğru Yol Partisi ile Sosyal Demokrat Halkçı Partisi (DYP – SHP) Koalisyon Hükümeti, Türkiye siyasî tarihinin en cesur demokratikleşme adımları atarak insan hak ve hürriyetlerin önünü açtı.
Bunun neticesinde toplumda demokratik şuur gelişirken, Kemalizm ülke gündeminin arka sıralarına düştü. Diğer taraftan önü açılan hürriyetler zemininde, Nur Talebelerinin ve diğer dinî grupların yaptıkları halisane hizmetler, toplumda önemli ölçüde dinî şuur ve manevî uyanış meyvesini verdi.
Türkiye’nin bu duruma gelmesinden çok rahatsız olan Kemalist derin güçler, harekete geçtiler; Faili meçhul cinayetler devreye sokulurken, pkk terörünü azdırıldı, Hükümet demokratikleşme sürecini askıya alarak şiddetli güvenlik politikalarını izlemeye mecbur edildi.
Aynı güçler, 1995 seçimlerin öncesinde, etkileri altında aldıkları yazılı ve görsel medyayı kullanarak fitne ve fesat oyunlarıyla demokrasiyi ülkede tesis etmeye çalışan DYP’nin içini karıştırdılar. Partinin başına demokrat olmayan bir ekibin gelmesini sağladılar. Refah Partisi’ni ise parlatarak siyasetteki yolunu açtılar. Maksatları RP’yi iktidara taşımak ve onun orada yapacağı yanlışları gerekçe gösterip onu iktidardan alaşağı ederek, yeni kurduracakları kontrollü bir hükümet eliyle demokratikleşmeyi ve dinî inkişafı boğmak, DYP’yi cezalandırarak siyasetin dışına itmek idi.
24 Aralık 1995 Türkiye Genel Seçimleri yapıldı. Bu seçimler neticesinde Yeni Asya DYP’yi desteklerken, onun dışındaki Nur gruplarının çoğunun bulunduğu dinî cemaat ve tarikatlar, derin güçlerin tuzağına düşerek Demokratlar yerine RP’ye destek vermeleriyle bu parti, genel oyların %21’ne tekabül eden bir oy oranıyla Parlamento’da 158 milletvekili kazandı ve birinci parti konumuna yükseldi. DYP %19 oy oranıyla 135 milletvekili, ANAP, aynı oy oranıyla 132 milletvekili kazandı. 1
Derin güçler, RP-DYP Koalisyon Hükümeti kurulmasını şiddetle arzu ediyorlardı. RP de iktidara gelmek veya iktidarın ortağı olmak için çok gayret ediyordu. Tasarlanan senaryo hayata geçirildi. 28 Haziran 1996’da NecmettinErbakan Başbakanlığında RP-DYP Koalisyon Hükümeti kuruldu.
İlk zamanlar işler iyi gidiyordu. Ancak daha sonra Başbakan Necmettin Erbakan, bazı bakanları ve belediye başkanları, sergiledikleri kışkırtıcı söz ve tavırlarıyla ordu yönetimindeki askerlere, laik çevreye ve İslâm muhalifi sol medyaya hükümeti zor durumda bırakacak bol miktarda malzeme ürettiler. 2
Ağırlığı askerlerden oluşan Millî Güvenlik Kurulu toplanarak hükümete, din hizmetlerini ve bu hizmetleri yapan kamu kurumlarını ( İHL ve Kur’ân Kurslarının) ve sivil cemaatleri baskı altına alacak 28 Şubat 1997 kararlarını aldırarak imzalattılar.3
Daha sonra ordu yönetimi, post modern bir darbe ile “İrticaya taviz veriyor” bahanesiyle Refah-Yol Hükümetini kısa bir süre içinde istifaya zorlayarak onu alaşağı ettiler. Hükümetin olumsuz faturasını DYP’ye kestiler. Onlar, görünüşte bu darbeyle Refah Partisi’ni hedef aldılar, hakikatte ise maksatları, demokratikleşme adımları atarak dinî inkişafa zemin hazırlayan DYP’yi zayıflatıp siyaset sahnesinin dışına atmak idi. (Devam edecek)
Dipnotlar:
1- wikipedia.org.com.tr.
2- Agk.
3- Agk.