Ebû Eyyûb’un Medîne’de iki katlı bir evi vardı.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, hicret edince alt katta ikâmet etmeye başladı. Ebû Eyyûb ve hanımı bu durumdan rahatsız oldular. Habîbullâh ve Fahr-i Kâinât alt katta otursun, biz de üst katta oturalım! diyerek hiç uyumadan sabahladılar.
Sabah olunca: “Yâ Resûlallah! Yukarı kata teşrif buyurun. Sabaha kadar yüce zâtınıza tâzim ve saygıdan dolayı uyuyamadık.” dediler.
Peygamberimiz: “Beni ziyârete gelenler çok olur!” dedi ve üst kata çıkmadı.
Resûlullah şöyle duâ buyurdu: “Yâ Hâlid! Yüce Hak seni dünyâ ve âhirette muazzez, mükerrem ve muhterem eylesin.”
Bu duâ hürmetine Hz. Hâlid bin Zeyd’e gösterilen saygı hiçbir Sahâbe’ye gösterilmedi. Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem, Ebû Eyyûb’un (Hâlid bin Zeyd’in) evinde yedi ay misâfir kaldı.
Mihmandâr-ı Nebevî (Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellemi evine misâfir eden) Ebû Eyyûb anlatıyor: Sevgili Nebîmiz aleyhissalâtü vesselâm hânemde kalırken, peygamberimiz ve Hz.Ebû Bekir’e yetecek kadar iki kişilik yemek hazırladım.
Peygamberimiz: “Ensâr’ın ileri gelenlerinden otuz kişi çağır, diye bana fermân etti.
Otuz adam geldiler ve yediler. Sonra, “Altmış kişi daha çağır.” diye emretti.
Altmış kişi daha dâvet ettim. Onlar da gelip yediler ve doydular.
Sonra, “Yetmiş kişi daha çağır.” buyurdu.
Yetmiş kişi daha çağırdım. Onlar da gelip yediler ve doydular.
Bu şekilde toplam yüz seksen kişi çağırdım ve hepsi gelip tok oluncaya kadar yediler. İki kişilik taâm yüz seksen kişiye kâfi geldi. Hattâ kaplarda da yemekler arttı.
Bu mu’cize karşısında gelenlerin tamâmı İslâmiyete girip bîat ettiler.
Îman, İslâm, ihlâs, istikâmet üzere kalınız.