"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ashab-ı Suffe ve Risale-i Nur Talebeleri

İlimdar Kaya
01 Kasım 2021, Pazartesi
Ashab-ı Suffe’nin tohumları hicretle birlikte atıldı.

Hicretten sonra Resulullah’ın (asm) Medine’de Mescid-i Nebe- viye bitişik inşa ettiği gölgelikte ilim tahsil edenlere ASHAB-I SUFFE denirdi. Suffe ise bir eğitim yuvasıydı. “REM” bugün bunun karşılığıdır; Suffe’nin yaptığı işi yaparak Nur Hizmetlerine hayatlarını vakfeden ve sair şeylerle uğraşmayan hizmet elemanları yetiştirmektedir.   

Ashab-ı Suffe bekârdı, evlenenler gider yerlerine yenileri gelirdi, evli olup dışarıdan gelip gidenler de vardı. Ehl-i Suffe’ye Kur’ân, yazı, hadis-i şerifler ve çeşitli dinî bilgiler öğretilirdi, bunun yanında nazil olan âyetleri ve Peygamberimizin (asm) nur hadislerini ezberleyerek yanından ayrılmazlardı. Peygamberimizi (asm) gölge gibi takip ediyor; başkalarının duymadıklarını duyuyor, görmediklerini görüyorlardı. Ashab-ı Suffe’nin eğitim, öğretim ve ihtiyaçları ile Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) bizzat ilgilenerek dersler verirdi, ayrıca büyük âlim ve ilim sahibi olan Abdullah İbni Mesud (ra) ve Ebu’d-Derdâ (ra) gibi birçok sahabede dersler veriyordu. Hz. Peygamber (asm) ile beraberlikleri sebebiyle en çok hadis rivayet eden Ebu Hureyre (ra), Abdullah İbni Ömer (ra) ve Ebu Said el-Hudri (ra) Suffe ehlidir. 

Peygamberimiz Hz.  Muhammed (asm) ve dâvâsını en iyi anlayan, onu her yönü ile en iyi tanıyıp anlatanlar bu insanlardı. İslâm’ı yaymak için gazvelere katılarak Ebu Eyyub-el Ensari gibi her yere giderlerdi. Ashab-ı Suffe, küfrün ve katı cahiliye adetlerinin karşısına dikilerek Resulullah (asm) ile birlikte İslâm’ın filizlenip, Asr-ı Saadeti meyve vermesine vesile oldular.      

Güneşin doğduğu yer anlamına gelen Horasan’dan sevk-i İlâhî ile kanat çırparak geldikleri Anadolu’da inanç ve şuurla Î’lâ-yı Kelimetullahı gönüllere maya çalan Horasan Erenleri nefsanî arzuları bir tarafa bırakarak İslâm’ın yayılmasındaki meşakkate talip olan, Resulullah (asm) sevdalılarıydılar. Horasan Erenleri Anadolu İslâm medeniyetinin hamurkârları ve Kur’ân, Sünnet ışığında doğru İslâm’ı yaşayan ve yayan tevhid elçileridir. Geldikleri Anadolu’da gönülleri feth edip, zulümatı aydınlığa tebdil ederek Din-i Mübin’in ışıkları ile Anadolu’nun semasını nurlandıran maneviyat sultanlarıdır. Onlar din, iman ve Kur’ân’a hizmet aşkı ile imkânsızlıklara meydan okuyup, fütuhatta bulunan Allah dostlarıydı. Ahmed Yesevî’nin rahle-i tedrisinden geçerek nefislerini terbiye ve kalplerini tezkiye eden “Yesi Güvercinleri” İslâm ile Anadolu insanını şekillendirerek ruhlara Allah (cc) ve Resulullah (asm)  sevgisini yerleştirdiler.

Horasan Erenleri Anadolu’da Rum ve Moğollara karşı mücadele vererek Osmanlı Devleti’nin hazırlayıcıları oldular. Bugün Anadolu’da “evliya mezarı”, “tekke”, “yatır,”  “türbe” olarak bilinen yerler Horasan Erenlerine aittir. Şehit düşenler yapılan türbelerin altına defnedildi. 

Ahmet Yesevî’nin yetiştirip Anadolu’ya gönderdiği Şeyh Edebali, Somuncu Baba, Sarı Saltuk, Hacı Bektaşi Veli ve Mevlânâ gibi Horasan Erenleri Anadolu’yu Bizans’ın zulmünden ve papazların baskı aracı Hıristiyanlığın hurafelerinden kurtardı. Anadolu halkı İslâm’la yeniden doğdu.

Ashab-ı Suffe ve Horasan Erenlerinin gösterdikleri sadâkat ve cesareti göstererek ihlâs ile Süfyanizmin ve Deccalizmin karşısına dikildi Mehdi-i Azam’ın talebeleri. Bunlar altı bin sayfalık Risale-i Nur Külliyatı’nın ortaya çıkması için Bediüzzaman’ın etrafında pervane oldular. Bugün ise bu hakikatleri her imkânı kullanarak insanlığın istifadesine sunma çalışmaları yapılmakta. Hapis, baskı ve zulmün bunların yanında hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. Dünyadaki her şeyden vazgeçerler, ama Risale-i Nur hizmetine bir an dahi ara vermezler. Coğrafyamızı komünizmden koruyarak insanların dinsiz olmamaları için rehber ve set olurlar.

Hele Nur Talebelerinin içinde bulunan hizmet elemanları veya kendisini Nur Hizmetlerine vakfeden kardeş ve abilerimiz Nur Hizmetinin lokomotifi ve şevk kaynaklarıdır. Bu insanlar helâl dairesindeki zevkleri bir tarafa bırakarak Risale-i Nur ile Bediüzzaman’ın meslek ve meşrebini her yönü ile anlamak ve anlatmak için yoğun gayret sarf ederler. “REM” bu yönde büyük bir çalışmanın içinde, hizmet elemanlarını Risale-i Nur’a vakıf insanların hazırladığı program ile meslek ve meşreb konusunda çok yönlü yetiştirecek. İnşallah yeni Zübeyir Gündüzalpler ortaya çıkarırlar.     

Hizmet elemanlarında da bizler gibi nefis, arzu ve istekler var, bu sebeple şeytan bu insanların önlerine helâl dairesinden çeşitli alternatifler koyarak hizmete olan konsantrelerini bozmak için yoğun gayret gösterir. Her biri ayrı bir değer olan ve kolay yetişmeyen hizmet elemanları yıpratıcı işlerden uzak durmalı, bizler de fert ve cemaat olarak bu konuda bize düşen görevi yapmalıyız. Aslî görevleri iman hizmeti olan bu kardeşlerimiz ziynet eşyası gibi korunup, diğer işlere bulaştırılmamalı.

Çok hizmet elemanını kaybettik, isim isim hepsi hafızalarda, bunda bizim de sorumluluğumuz var. 

Aman dikkat, yenilerini kaybetmeyelim! 

Okunma Sayısı: 1508
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Emin Deniz

    2.11.2021 13:10:41

    Tebrikler.. Değerli bir hakikati güzel bir yazıyla dile getirmissiniz.

  • Necati

    1.11.2021 21:54:20

    Güzel bir makale, tebrikler.

  • Oğuz Yiğiter

    1.11.2021 07:10:25

    Allah razı olsun çok kıymetli bir yazı konusu. Âfâkta yorulan ruh ve gönüllerimize, bu kabil enfüsî muhasebe konularını seçip, Asr-ı Saadet modeli ana hizmet eksenine tahşidatı hatırlatan makaleniz çok kıymetli. Tebrikler, dualar...

  • Ali Ataç

    1.11.2021 00:15:38

    Selamünaleyküm! Hayırlı geceler. Yazınızi şimdi gördüm. Sizden ve başka ağabeyden istedinimleri ve istirhamim; Bundan böyle yazilariniz ve konuşmalarinizda en az Peygamber Efendimiz (asm) tabirini istimalediniz.Selamlar ve dualar

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı