"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yürüyen mezar olmamak için…

İrfan Çakmak
29 Ağustos 2025, Cuma
Bediüzzaman Hazretleri sosyal hayatı büyük bir şehre benzetir.

O şehirde her insan bir saraydır. Sarayın sakinleri maddî manevî duygulardır. Ruh, akıl gibi duygular sarayın efendisidir. Nefis ve gazap duygusu kapıcı, arzular ve şehvet kapıdaki köpektir. Örnekte, bazı sarayların efendileri ve tüm sakinleri kapıcı olan nefsin komutasında eğlenirken, diğer bazı sarayların efendileri ve sakinleri de ulvî görevlerini yerine getirmekle meşguldürler.1

Hareket eden muhteşem, antika bir saray olan şu insana düşen mahiyetinin değerini bilmesidir. Çünkü o saray ebediyete namzettir. Koruma altına alınması gerekmektedir. Saray sakinleri olan duygular nihaî gaye olan ebedî hayatın çalışanlarıdır. İbadet için ona verilmiştir. Peygamberlik müessesesinin yol göstericiliği ile de fonksiyonel hâle gelmektedir. İnsan böylelikle hayvaniyet derecesinden melekiyet mertebesine ulaşabilmektedir. 

O halde sosyal hayat şehrinde esas olan, sarayın efendilerinin modernitenin fantezilerine kapılarak kapıcının komutasına girmemesi olacaktır. Âlî duygularını nefsin komutasına teslim edenler için Mevlâna Hazretleri şöyle der: “Ey şehvet peşinde koşan kişi, senin kötü işlere olan düşkünlüğün, hırsın ateşe benzer. Simsiyah olan kömür ateş rengine girince güzelleşir, yani kötü işlerin sana kötü görünmez.” 2

Bediüzzaman “İşte ey iki hayatın ruhu hükmünde olan İslâmiyet’i bırakan iki ayaklı mezar-ı müteharrik bedbahtlar!” diyerek3 İslâmiyetin insan sarayının hem dünya hayatının hem de ebedî hayatın ruhu hükmünde olduğunu haber verir. Sarayın sakinleri olan duyguların fıtratına en uygun işletim sistemi olan İslâmiyet bir tarafa bırakıldığında yürüyen saray, yürüyen mezar olmaktadır. Çünkü sarayın sakinleri fonksiyonel değilse kapıcı komutasındaki efendiler maddî hayat cihetiyle hayvan kadar da olamamaktadır. Yaratılış gayesi olan iman, İslâm ve kulluktan bîhaber olan insanı ancak yürüyen mezar ifadesi tarif eder.

Çare; yönetimi kapıcının eline bırakmamaktan geçiyor. Şayet kapıcı bir zaman ihtilalle yönetime el koymuşsa, sarayın efendilerinin İslâm’ın elmas kılıcıyla mücadele etmesi gerekmektedir. Hem sarayına sahip çıkmak insaniyetin gereğidir. Sosyal hayat şehrinde yürüyen mezar olmamak için.

Dipnotlar:

1- Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, İkinci Mebhas, İkinci Nükte.

2- Mevlânâ, Mesnevi Tercümesi; 2, 3. cilt; s. 464; Şefik Can; Ötüken Yayınevi.

3- Tarihçe-i Hayat, İlk hayatı, Şarktaki Aşairle Münazaralarından Birkaç Misal.

Okunma Sayısı: 162
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı