İktidarın tetikçi propaganda kanallarından A Haber’de Bediüzzaman’a yapılan ve Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün de tepki gösterip “Sorumlusu Sayın Cumhurbaşkanımızdır” dediği aşağılık ve alçakça iftiralar bu sürecin asıl hedefinin ne olduğunu bir defa daha gösterirken, “Tek adam rejiminin bugüne kadar bütün olup bitenlere rağmen AKP’yi desteklemeye devam eden bir kısım ‘Nurcu’ların oylarına artık ihtiyaç duymadığı bir aşamaya geçildiğini mi haber veriyor?” diye sormuştuk ki, söz konusu programa katılan kanalın görevlileri “Özür diliyoruz” dediler.
Onlardan biri, “Bizim kontrolümüz dışında, yayın planlamamız dışında olay farklı bir noktaya gitti. Tepki çeken sözler ortaya çıktı. Biz de üzgünüz. Yayından dolayı üzülenler ve tepki gösterenler oldu. Buna sebep olduğumuz için özür dileriz. İstemeden bir duruma sebep olduk. Bir gazeteci olarak sevenlerinden ve kamuoyundan özür diliyorum” dedi.
Bir başka yayıncı daha özür dilemiş.
Peki, bunlar yeter mi? O iftiralara karşı gerçekleri anlatan bir yayın yapılmadıkça hayır.
Bediüzzaman’ın “şefkatli sultan” dediği Abdülhamid’in dönemindeki istibdat uygulamalarını ve hafiyelik sistemini eleştirdiği, ama 31 Mart isyanına karşı çıkıp isyancıları vazgeçirmeye çalıştığı, divan-ı harb-i örfîde yargılanıp beraat ettiği; Nur Talebelerinin de Üstadın altını çizdiği ölçülerle ve Yeni Asya’nın yürüdüğü çizgide her zaman demokrasiyi, adaleti, hak ve hürriyetleri savundukları; (27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15-20 Temmuz dahil) bütün darbelere karşı çıktıkları; Said Nursî ve talebelerinin her hal ve şartta fitne ve anarşiyi reddederek asayişin manevî muhafızları oldukları gibi gerçeklerin anlatılmasına imkân verecek bir yayın...
Yaparlar mı, göreceğiz.
A Haber’in, diğer iktidar tetikçisi refikleriyle birlikte bu süreçte daha nice iftiraya imza atarak nice masum insanın hayatını karartan yayınlar yaptığı da herkesin bildiği bir husus.
Yeni Asya’yı ve şahsımızı hedef alan iftira, kara propaganda niteliğindeki yayınları da.
Onlar da öylesine lâf olsun kabilinden değil, gerçek anlamda özür ve telâfi bekliyor.
Tabiî, işin hukukî hesaplaşma faslı ayrı.
Hazır, helalleşme gündemde iken A Haber ve iktidar medyası bunları da düşünmeli.