Ocak-2018’de Mehmet Altan için AYM’nin verdiği ve ağır ceza mahkemesinin aylarca süren bir direnişten sonra ancak uyduğu tahliye kararını, yargının görülmemiş hukuksuzluklara alet edildiği sürecin tersine dönmesi açısından dönüm noktası olarak yorumlamıştık.
Bilâhare konu AİHM’e de intikal etti ve ihlal kararı çıktı.
Ve aynı hengâmede Şahin Alpay da tahliye edildi.
Burada gözlenen tuhaflıklardan biri, Altan ve Alpay şartlı da olsa bırakılırken, aynı iddialarla yargılanan Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın tutukluluğunun devamındaki ısrardı.
Bu iki isim hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet kararını çok sonra Yargıtay bozdu.
Ama yine tahliye etmedi.
Ve bu durumu adlî kontrol şartıyla sona erdiren karar, tutukluluk hallerinin neredeyse üç buçuk seneyi doldurmaya yaklaştığı bir noktada bidayet mahkemesince verildi.
Ama “terör örgütüne bilerek yardım”dan mahkûm ederek.
Görünen o ki, tahliyeler, “3.5 sene yattılar, bu kadarı yeter” mantığının bir neticesi.
Perinçek de bu operasyon ve davaların tamamındaki emniyet-savcılık faslı için “Artık yeter, sıra rehabilitasyonda!” dememiş miydi?
Aynı davada Mehmet Altan’a da beraat verildi.
Ama onca zaman içeride tutulduktan, bütün hayatı alt üst edilip hakları gasp edildikten, üniversitedeki görevine son verildikten, iktidarın “Getirdik” diyerek övündüğü “lekelenmeme hakkı” ve itibarı paspas edildikten sonra...
Benzer veya daha beter durumdaki diğer herkes gibi...
Meselâ aynı tarihlerde tutuklanıp bir ara bırakılan, ama hemen peşinden tekrar tutuklanan ve sonrasında tamamen unutulmaya terk edilen diğer gazeteciler. (Onları tahliye eden mahkeme heyeti de jet hızıyla derhal dağıtılmıştı.)
Peki, bunca hak ihlâlinin yol açtığı çok ağır mağduriyetler nasıl telâfi edilecek? Bu insanların ömründen çalınan yıllar geri getirilebilecek mi?
Bir de KHK’lı ailelerine yardım ettiği için tutuklanıp konulduğu cezaevinde, ilâçları zamanında verilmediği için göz göre göre ölüme terk edilen Halime Gülsu başta olmak üzere tabutta tahliye edilen ve mağduriyetlerinin telâfisi asla mümkün olmayanlar var.
Hesabı bu dünyada da, öbür tarafta da verilemeyecek olan vahim hukuksuzluklar bunlar.
Dileğimiz o ki, Altan’lar ve Ilıcak için verilen kararlar, bu berbat sürecin sonunun artık iyice yaklaştığının ve kapanacağının işaretleri olsun.