Çeyrek asırlık süreç ve gelinen nokta, maalesef bu sorgulamaların devam edemediği, cemaatlere kurulan tuzakların başarılı olduğu, cemaat kimliklerinin vahim şekilde tahrip edildiği, içten ve güçlü bir özeleştiri ihtiyacının çok daha önem kazandığı bir tabloyu önümüze koyuyor.
Yeni Zemin dergisinin Ocak-1994 sayısındaki “Cemaatler özeleştiriye muhtaç” başlıklı değerlendirmemize dün kaldığımız yerden devam edelim:
“Evet, yapılan hizmetlerde mutlaka ihlas ve iyiniyet manaları hakim olmuştur.
“Ancak birçok şeyin ‘el yordamı’ ile yapıldığı da bir vakıadır. Bunda, cemaatlerin kültürlü ve yetişkin eleman potansiyeli açısından yaşadıkları yetersizliklerin çok büyük payı vardır. Cemaatlerin iç ilişkilerinde yaşanan bazı problemler de bu durumla bağlantılıdır. Bilhassa ‘sevk ve idare’ noktasında görülen aksaklıklar, şahsiyet ve mizaç farklılıklarından kaynaklanan uyumsuzluklar, çoğu kez ‘fikir ihtilâfı’ görüntüsü altında, zaman zaman dahilî sıkıntılara, yer yer de kopmalara yol açabilmiştir. Ancak bu kabil ayrılıkların, genelde kalıcı küskünlükler meydana getirdiği kanaatinde değilim.
“Şu hususa da işaret etmeden geçemeyeceğim: 12 Eylül ihtilâlini takip eden yıllarda ülkemizde cereyan eden gelişmeler, ister istemez cemaatleri de etkilemiştir. Dünyevîleşme cereyanı, cemaatlerin bünyesinde yabana atılmayacak ölçüde durgunlaşmaya yol açmıştır.
“Ancak bu halin bir ‘çözülme’ şeklinde değerlendirilmesi doğru olmaz. Yaşanan sıkıntılar, toplu bir ‘özeleştiri’ ihtiyacını gündeme getirmiştir. Halihazırda birçok cemaatte böyle bir ‘sorgulama süreci’ yaşanıyor. Gerek cemaatlerin kendi iç ilişkileri, gerekse cemaatler arası münasebetler yeniden gözden geçiriliyor.
“Kişiler hem fert olarak, hem de ‘cemaat mensubu’ sıfatıyla, pek çok şeyi yeniden değerlendiriyorlar. Böyle bir iç muhasebe ve sorgulamanın, İslam cemaatinin birer ‘şube’si olarak değerlendirebileceğimiz ekol ve hizmet grupları için çok istifadeli neticeler vereceğini düşünüyor ve ümit ediyoruz.”
***
Çeyrek asırlık süreç ve gelinen nokta, maalesef bu sorgulamaların devam edemediği, cemaatlere kurulan tuzakların başarılı olduğu, cemaat kimliklerinin vahim şekilde tahrip edildiği, içten ve güçlü bir özeleştiri ihtiyacının çok daha önem kazandığı bir tabloyu önümüze koyuyor.
***
-Üstadın Van talebelerinden Molla Hamid Ekinci’nin oğlu Hasan Ekinci’ye Allah’tan rahmet, ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum. Mekânı Cennet olsun. Allah Cennetinde buluştursun. Bu vesileyle merhum babası Molla Hamid Ağabeyi ve ders arkadaşlarını da rahmetle yad ediyorum.
-Teröre lânet, sağduyuya davet https://youtu.be/-okoW3oU8Jc @YouTube aracılığıyla