"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaatler özeleştiriye muhtaç

Kâzım GÜLEÇYÜZ
03 Ağustos 2018, Cuma
Çeyrek asırlık süreç ve gelinen nokta, maalesef bu sorgulamaların devam edemediği, cemaatlere kurulan tuzakların başarılı olduğu, cemaat kimliklerinin vahim şekilde tahrip edildiği, içten ve güçlü bir özeleştiri ihtiyacının çok daha önem kazandığı bir tabloyu önümüze koyuyor.

Yeni Zemin dergisinin Ocak-1994 sayısındaki “Cemaatler özeleştiriye muhtaç” başlıklı değerlendirmemize dün kaldığımız yerden devam edelim:

“Evet, yapılan hizmetlerde mutlaka ihlas ve iyiniyet manaları hakim olmuştur.  

“Ancak birçok şeyin ‘el yordamı’ ile yapıldığı da bir vakıadır. Bunda, cemaatlerin kültürlü ve yetişkin eleman potansiyeli açısından yaşadıkları yetersizliklerin çok büyük payı vardır. Cemaatlerin iç ilişkilerinde yaşanan bazı problemler de bu durumla bağlantılıdır. Bilhassa ‘sevk ve idare’ noktasında görülen aksaklıklar, şahsiyet ve mizaç farklılıklarından kaynaklanan uyumsuzluklar, çoğu kez ‘fikir ihtilâfı’ görüntüsü altında, zaman zaman dahilî sıkıntılara, yer yer de kopmalara yol açabilmiştir. Ancak bu kabil ayrılıkların, genelde kalıcı küskünlükler meydana getirdiği kanaatinde değilim.

“Şu hususa da işaret etmeden geçemeyeceğim: 12 Eylül ihtilâlini takip eden yıllarda ülkemizde cereyan eden gelişmeler, ister istemez cemaatleri de etkilemiştir. Dünyevîleşme cereyanı, cemaatlerin bünyesinde yabana atılmayacak ölçüde durgunlaşmaya yol açmıştır. 

“Ancak bu halin bir ‘çözülme’ şeklinde değerlendirilmesi doğru olmaz. Yaşanan sıkıntılar, toplu bir ‘özeleştiri’ ihtiyacını gündeme getirmiştir. Halihazırda birçok cemaatte böyle bir ‘sorgulama süreci’ yaşanıyor. Gerek cemaatlerin kendi iç ilişkileri, gerekse cemaatler arası münasebetler yeniden gözden geçiriliyor. 

“Kişiler hem fert olarak, hem de ‘cemaat mensubu’ sıfatıyla, pek çok şeyi yeniden değerlendiriyorlar. Böyle bir iç muhasebe ve sorgulamanın, İslam cemaatinin birer ‘şube’si olarak değerlendirebileceğimiz ekol ve hizmet grupları için çok istifadeli neticeler vereceğini düşünüyor ve ümit ediyoruz.”

***

Çeyrek asırlık süreç ve gelinen nokta, maalesef bu sorgulamaların devam edemediği, cemaatlere kurulan tuzakların başarılı olduğu, cemaat kimliklerinin vahim şekilde tahrip edildiği, içten ve güçlü bir özeleştiri ihtiyacının çok daha önem kazandığı bir tabloyu önümüze koyuyor.

***

-Üstadın Van talebelerinden Molla Hamid Ekinci’nin oğlu Hasan Ekinci’ye Allah’tan rahmet, ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum. Mekânı Cennet olsun. Allah Cennetinde buluştursun. Bu vesileyle merhum babası Molla Hamid Ağabeyi ve ders arkadaşlarını da rahmetle yad ediyorum.

-Teröre lânet, sağduyuya davet https://youtu.be/-okoW3oU8Jc  @YouTube aracılığıyla

 

 

Okunma Sayısı: 4505
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Recep Günay

    3.8.2018 11:01:57

    Ben bilmem Ağam bilir diyen cemaat mensupları oldukça. Ve Cemaatin kanaat önderleri; Evet, reisleriniz (Abiler) akıllarınızı da sizden almışlar veya dimağınızda hapsetmişler. Bu şartlarda özeleştiri olmaz.

  • Gündüz Alp-3

    3.8.2018 10:32:26

    Gayri İslami, gayri insani, gayri vicdani, gayri hukuki hallere alkış tutan, faillerine destek veren bir cemaat ve tarikat görüntüsü vermek, kendi hizmetine odaklanmış cemaat ve tarikatlar hakkında da şüphe ve tereddüt uyandıracak, onların doğru eylem ve söylemleri hakkında bile suizan edilmesine sebep olunacaktır. Bu ise çok kötü bir şeydir. Böyle bir şeye hiç bir cemaat ve tarikatın hakkı yoktur. Kimlik ve kişilik sorunu yaşayan şahıslar gibi şahsı manevilerin (cemaat veya cemiyetlerin) de zaman zaman asli kimliklerinden uzaklaşması hem kendileri hem de tâbileri için maddi manevi mağduriyetleri netice vermektedir. Bugün cemaatlerin denetimi veya tasfiyesi konuşuluyorsa, bunda, sinsi proje sahiplerinin eline koz veren, ekmeğine yağ süren cemaatlerin yanlış eylem ve söylemlerinin payı yok mu? Sorgulamayacak, özeleştiri yapmayacak, mihenge vurmayacak mıyız?

  • Gündüz Alp-2

    3.8.2018 10:13:31

    Cemaatlerin ve mensuplarının bu dönemde siyasal iktidarın antidemokratik icraatları karşısında takındıkları tavır ve aldıkları pozisyon çok önemlidir. Bu halka iki şeyi söyletti: Ya "İşte hakiki Müslümanlık budur!" ya da "Böyle Müslümanlığın..." veya "Müslümanlık bu ise..." Sizce hangisi olması gerekirdi? Birincisi değil mi? Ama biz bunu söyletemedik. İşte bunun sorgulanması ve özeleştirisinin yapılması gerekirdi. Zaman geçmiş değildir. Ehl-i hak ve hakikat olan cemaat ve tarikatların ortak akıl, ortak tavırla yanlışa yanlış deme cesaretini göstermeleri gerekir(di). Aksi halde önce aldatılma, tuzağa ve birbirine düşme, tahribat, tefrika kaçınılmaz olacaktır. Toplumsal barış ve huzurun da sigortası olan bu yapılar, bugün, menfi ve menfaatçi siyaset elinde toplumu ayrıştırmanın, fanatikliğin aleti haline dönüşmemelidir.

  • Gündüz Alp

    3.8.2018 09:52:26

    Sayın Güleçyüz, "Cemaatler özeleştiriye muhtaç" fakat yaptılar mı veya yapıyorlar mı? Şahsi düşüncem yapmadıkları yönündedir. Eğer ciddi anlamda yapmış ya da yapıyor olsalardı şu an yaşadığımız süreç böyle devam etmez, antidemokratik bir ortamı netice vermezdi. Sorgulama veya özeleştiri bir yana daha baştan, içi boşaltılmış "dindarlık" argümanıyla kayıtsız şartsız biat olmaz, cemaatleri de töhmet altında bırakmazlardı. Elbette bütün vizr ü vebal onlara ait değildir. Amacımız da bu değil. Asıl konu, neden hâlâ ciddi bir özeleştiri yapılamıyor olmasıdır? "Falan diyorsa doğrudur" diyerek "mihenge vurmadan", kanıt aramadan, aklı ve iradeyi devre dışı bırakan yahut kendisi gibi bir fâniye havale eden bireylerden oluşan yapılardan özeleştiri beklemek mümkün mü? Taassup, enaniyet, ifrat gibi aşırılıklar devreye girince özeleştiri devreden çıkıyor. Toplumsal yozlaşma noktasında her çeşit olumsuz örneğini gördüğümüz şu dönemde de hâlâ özeleştiri yapmayacaksak, ne zaman yapacağız?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı