Vaktiyle sıkı destekçisi olduğu iktidar tarafından korunup kollanan, AKP’ye destek mitingleri yapan, “Reis”le fotoları çekilen, barış imzacısı akademisyenleri “Kanlarıyla abdest alacağız” diye tehdit eden ve mahkûm olduğu davadaki cezasını çekerken hapisteki müddeti tamamlanmadan bırakılınca soluğu yurt dışında alan bir mafya şefinin dizi halinde servis ettiği ifşaatlar günlerden beri ülkenin bir numaralı gündemi haline geldi.
Başlangıçta bozuntuya vermemeye uğraşan iktidar ve medyası, iş dallanıp budaklanınca bir defa daha meseleyi çevirip “Türkiye’ye operasyon çekiliyor” söyleminden medet umuyor.
Ama iktidar cenahının derinlerinden ses veren Cemil Çiçek ve dışlanmışlarından Bülent Arınç gibi isimler hadiseye farklı yaklaşıyor:
“İddiaların binde biri bile doğru ise, gereği yapılsın. Bunun için savcılar harekete geçsin.”
Şu aşamada iddia ve ithamların öncelikli hedefi gibi görünen İçişleri Bakanı kendi adına suç duyuruları yaptı, ama bunlarla ilgili henüz somut bir gelişme söz konusu değil.
Buna karşılık, iddialarda adı geçen isimlerden Ağar ve adı onunla birlikte anılan bazı kişiler hakkındaki beraat kararı istinafa takıldı. Kararın üzerinden yıllar geçtikten ve bu iddialar gündeme geldikten sonra! Manidar...
Keza aynı iddialara adı karışan kimi gazetecilerin bir anda hedef olmaları, haklarında soruşturma açılması, evlerinde ve ofislerinde arama yapılması da. Ki bunların içinde düne kadar iktidar adına “racon” kesenler, son süreçte çok insafsız bir şekilde tetikçilik yapanlar ve bu meyanda Yeni Asya ile uğraşanlar da var.
Boşuna demiyoruz: “Yeni Asya ile uğraşanlar iflah olmaz.” Şimdiye kadar bunun birçok örneğini gördük ve görmeye devam ediyoruz.
Aynı şekilde, her fırsatta tekrarladığımız “Hukuk herkese lâzım olur” sözünü de hatırlıyor ve hatırlatıyoruz. Ve iddialar ne olursa olsun, muhatap olan herkese hukuk içinde muamele edilmesine gerektiğini vurguluyoruz.
Türkiye zaten hukuktan çok uzaklaştırıldığı için bu hallere geldi. Söz konusu mafya şefinin dahi “Avukatlıktan hâkimliğe geçirilenlerin yürüteceği soruşturma sağlıklı olur mu?” suali, yargının içine sürüklendiği içler acısı vaziyeti olanca dehşetiyle yine gözler önüne seriyor.
Ülkenin bu halden çıkışı, gerçek anlamda hukuk ve demokrasiye dönüşle mümkün...