Remzi Şahin, Çorumlu bir Nur talebesi. Kendisiyle yaklaşık on yıl önce Alaca’ya öğretmen olarak vazifeli gittiğimde tanıştık.
İlk işimiz, hizmetlerimiz için meşveret yapmak olmuştu. Derslerimizi planladık ve derslere başlamıştık. Daha önce bir şekilde derslere iştirak etmiş olanları da davet etmiştik. Haftada iki gün yaptığımız bu derslere bir müddet sonra üniversite talebeleri de iştirak etmeye başlamıştı. Bir yıl sonra Yahya kardeşin gelmesiyle birlikte lise talebeleriyle ayrı bir ders daha ihdas edilmişti. Meşveret ve yapılan dersler meyvelerini vermeye başlamıştı.
Yaklaşık iki yıllık teşrik-i mesâimizde çok güzel hatıralar biriktirmiştik. Remzi Abi namaza çok ehemmiyet verirdi. Ramazan ayında bırakmazdı ki yemeği “keyfimizce” yiyelim. Çorba içer içmez “Hadi kalkın namazı kılalım, sonra yeriz yemeği.” “Abi şu yemeği yiyelim, namazı kılarız” desek de ikna etmek ne mümkün! “Hadi, namaz beklemez.” derdi.
Yaklaşık 4 yıl önce yemek borusu kanseri teşhisi konulmuştu. “Abi ne yapıyorsun?” diye aradığımda. mevcut durumunu anlatmıştı. Allah’tan ümit kesilmezdi, zira yeis kebâirdendi. Zaten Remzi abim biliyordu haram nedir, helâ nedir... Bahse ne hâcet.
Ameliyat günü alınmış ve Haziran 2022’de ameliyat için İstanbul’a geçmişti. Sonrası ameliyat; sayısız kemoterapiler, ışınlar, ilâçlar…
Daha önceleri yılda bir kez ziyarete gayret ettiğimiz mekân artık yılda birkaç kez uğrağımız olmuştu. 2025 Ramazan Bayramında ziyaret, peşinden Ağustos’ta tekrar ziyaret… İyice zayıflamıştı, durumu her geçen gün ağırlaşmakta idi. Namazlarımızı cemaatle kıldık lâkin artık ayakta durmakta çok zorlanıyordu. Vücudu iyice güçten düşmekteydi. Kasım’da birkaç kez aradım; ulaşamadım. Sonra oğlu Abdülaziz Ağabeyi aradım:
-Remzi Abim nasıl?”
-Alaca Devlet Hastahanesine yatırdık kardeş; durumu iyice ağırlaştı, dedi.
Artık yataktan kalkamıyordu. Çok kez aradığımı duyunca aradı, “Kardeş beni aramışsın” dedi. Hiç konuşacak hâli yoktu; birkaç kelâm edebildi ve telefon kapandı.
Artık vazifesinin bitmesine az kalmış hissi galebe çalınca “Gidip dünya gözüyle bir kere daha göreyim, birlikte vakit geçirelim.” diyerek 27 Kasım 2025 günü ziyarete gittim. Odaya girdiğimde uyuyor gibiydi.
-Selamun aleyküm!
-Aleyküm selaam vefalı dost; geldin demek ki.
-Geldim ya ağabey geldim.
Canlandı birden bire, heyecanlandı. O eski günler geldi hatırıma. Uzun bir müddet vakit geçirdik. Bu sefer Hastalar Risalesi yerine Cennet bahsini okuduk. Torunları Alptekin ve Kerim kardeş geldi.
-Ders okuyun dinleyelim, dedi.
Tekrar ders. Derse o kadar iştiyaklıydı ki elinden gelse 24 saat ders okutacaktı. Sonra namaz vakti geldi.
-Kıbleye çevirin beni, dedi.
(Devamı var)