Yeni Asya Gazetesi Lahika sayfasında yayınlanan Risale-i Nur'dan Osmanlıca vecize.
نوردن قطره لر
مثلا، طب بر فندر، هم بر صنعتدر. اونڭ ده نهايتى و حقيقتى حكيمِ مطلقڭ شافى إسمنه طايانوب، أجزاخانۀِ كبراسى اولان روىِ زمينده رحيمانه جلوهلرينى أدويهلرده گورمكله، طب، كمالاتنى بولور، حقيقت اولور
Nurdan Katreler
Meselâ, tıp bir fendir, hem bir san’attır. Onun da nihayeti ve hakikati Hakîm-i Mutlakın Şâfî ismine dayanıp, eczahâne-i kübrâsı olan rû-yi zeminde Rahîmâne cilvelerini edviyelerde görmekle, tıp, kemâlâtını bulur, hakikat olur.
(Sözler, Yirminci Söz)