"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“En son hangi kitabı okudunuz?”

M. Said ZEKİ
12 Mayıs 2025, Pazartesi
“En son ne zaman, seni heyecanlandıran, hayatına, mesleğine, hizmetine katkı sağlayan, zihnini kışkırtıp, yeni bilgilere açlık hissettiren müthiş bir kitap okudun?” diye sordu kadim bir dostum.

Şaşırdım. “En son ne zaman, küs olduğun bir kardeşinden helâllik istedin, barışıp kucaklaştın?” diyerek beni bir kez daha sarstı ve devam etti.

“Biz ki; ehl-i kitabız, medeniyetimiz ilim ve kitap üzerine bina edilmiş” dedi. “Peki, nedir kitap” diye sordum dostuma.

“Kitap” dedi, “yazılı bilgi veya edebî eserleri barındıran, genellikle kâğıt veya dijital ortamlarda yayınlanan, sayfalar halinde düzenlenmiş bir ürün” şeklinde tarif edilse de; sadece iki kapak arasındaki sayfalardan ibaret değil” diyerek devam etti sohbetine. 

“Manaları ihtiva bilgi topluluğudur kitap. Meselâ mukaddes kitapların iki kapak arasında yazılıp toplanması çok sonradır. Kâinat kitabı iki kapak arasına sığmayan muazzam ve mücessem bir kitaptır. Her çiçek, her böcek, her çocuk, her insan bir kitaptır. Okumasını bilenlere Yaratıcısının tecellilerini okutturur.”

BEDİÜZZAMAN’IN KÜTÜPHANELERİ

Demli çaylar eşliğinde sohbet koyulaşırken, söz Bediüzzaman’a ve eserlerine geldi. “Barla’nın bağları ve dereleri Bediüzzaman’ın kütüphaneleri olmuştu” diyerek, Ebu’l Hasen en-Nedvî’nin şu sözünü aktardı:

“Bizim telifimiz hakiki te’lif değil. Milyonluk kütüphanelerin içinde otururuz, bir mevzu yazacağımız zaman, kitaplardan derleme yaparız bir kitap meydana gelir. Hâlbuki Bediüzzaman’ın kütüphanesi dağ ve derelerdir. Asıl telif odur.”  

Said Nursî’nin iman hizmetini şeyh/ şahıs/ lider odaklı değil, ilim ve kitap odaklı müsbet bir hizmete çevirmesi çok dikkat çekici ve özgündür.

Hizmet metodu şahıs merkezli değil, kitap merkezlidir. Çünkü zaman şahsiyet ve enaniyet zamanı değil, cemaat zamanıdır. Teknoloji ve iletişim dünyayı bir köy hükmüne getirmiş, insanlık şirketleşmeye, tüzel kişiliğe, network ağlarına geçiş yapmıştır.

HÜR ÜNİVERSİTE

Geliştirdiği müsbet hareket temelli yaygın hizmet modeli, insanları belli kalıplar ve normlara boğmadan “hür üniversite” tarzında, toplumun her tabakasının temel ihtiyaçları ve anlayışlarına göre, fertleri farklı yönlerden dinamik hale getirmeyi amaçlar.

Risale-i Nur’ un bir esası da dostluk ve kardeşâne arkadaşlık bağları kurmak, herkesi şefkatle kucaklamaktır. Nur Cemaati, iç içe girmiş daireler misali, geniş bir dairedir, kimseyi dışlamaz. Dost, kardeş ve talebe dairelerinden müteşekkildir. Nur cemaatinde meşveret ve istişare esastır.

Nur Talebeleri sair âlimlerin eserlerine karşı asla tavır almaz. Kimden gelirse gelsin insanların faydasına olan her türlü müsbet hizmete taraftardır.

Risale-i Nur’u öğrenmek için muallime ihtiyaç yoktur. Belli bir mekân veya zaman ihtiyaç duyulmaz. Evde işte, trende vapurda, dağda bayırda, Avrupa’da Amerika’da, Sibirya’da Afrika’da... gece gündüz demeden, mesai şartı olmaksızın kitap -ve çay- olan her yerde ilim öğrenilebilir, ümit ve şevk içinde hizmet edilebilir.

*** 

Vakit geç olmuştu, doyumsuz sohbete ara vermek zorundaydık. 

Eğer sizler de, bu bahtiyarlar zümresine dahilseniz; ne kadar şükretseniz azdır. Elinizdeki hazinenin, dostların, hizmetin kıymetini bir kez daha tefekkür ederek bu nimetin hazzını yaşayın dostlar.

Sahi, siz en son hangi kitabı okumuştunuz!

Okunma Sayısı: 433
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Eda Gül Beyaz

    12.5.2025 09:01:14

    Risale-i Nurların diğer alimlerin eserlerine bakışı konusu önemli. Herkes ilgisine, imkanına, kapasitesine göre bu konuda bir şeyler yapıyordur. Zaten üstadımızın Risale-i Nurlarda referans verdiği isimler ve kitaplar var. Risale-i Nurların bir bütünün parçası ve devamı olduğu izlenimini her eserinde almak mümkün. Referans verilen bu eserlere gittiğimiz zaman şunu görüyoruz, biz Risale-i Nurlardan dolayı o kitapların diline ve mesajına aşina imişiz. Bunu bilmek lazım. Hatta bazen oluyor ki, birisinden bir konu hakkında bir ders dinliyoruz, bize çok tanıdık geliyor. Risale-i Nurlardan sanıyoruz. Ama öğreniyoruz ki, falanca alimin filanca eserinden bir konuymuş. Bizi islam bütününün parçası kılan Rabbimize hamdolsun.

  • Nahehan

    12.5.2025 01:54:43

    Bilim/teknolojik gelişmelerin merkezindeki -güya Nobel' de göze sokulanlar- bir el/güç; dünyayı kendince global/tek köy/devlet ve nihayetinde din/inanç hâline getirme hedefinde. Öyle ki, dünya köy haline gelirken/getirilirken; -İslâm âlemi şöyle dursun- Türkiye'de cemaatler, kendi içlerinde bile ayrılmakta, uzaklaşmakta; dindar görünen yöneticilerimiz ve yönetimleri de ortada; enteresan değil mi ? Elbette yanlış hesap Bağdad'tan dönecek!. En son okuduğuma gelince; hep, Kur'an-ı Kerim olsun isterim. -İstemediğim(!?)halde- beşerden kitaplar okumak da nasip oluyor elbette. "Sefiller"; -ki beğendiğimi çabuk ve sonuna kadar okurum da- az kalmasına rağmen bitirmek nasip olmadı, olmayacak mı? Hayırdır inşâAllah. Hürmetler, Selâmet ile.

  • S. Pelin Kurukahveci

    12.5.2025 00:53:02

    Bir Said kardeşimi daha tebrik ederim. Köşe komşunuz Said Aydil'den sonra sizin de yazınızın kalitesi belli oluyor. Aslında son dönemde yayınlanan yazılarınızın önemli olduğunu düşünüyorum. Hizmete dair derdi olanların sesi oluyorsunuz. Teşekkür ederim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı