Yol da, yolcu da hazırdı. Beyaz zambaklar ülkesine davet vardı. Yolumuz İsveç, Norveç ve Finlandiya’ya düştü.
Buralardaki İslâmî hizmetleri görünce “İslâm coğrafyası” tasnifini yeniden gözden geçirmek lâzım diye düşündük.
Nasip olursa seyahat notlarını daha sonra kaleme alacağız.
Helsinki İslâm Merkezini ve Tatarların cami ve kültür merkezini ziyaret ettik.
1958’de Bediüzzaman Said Nursî hazretlerine mektup yazan Habiburrahman Şakir’in kabrini ziyaret ederek duâlar okuduk. Bu vesileyle iki mektubunu tekrar okumak zamanı diye düşündük.
“Risale-i Nur âlem-i İslâmda olduğu gibi, Avrupa’da da hüsn-ü kabule mazhar olmuştur. Risale-i Nur’un hüsn-ü kabule mazhariyetine nümune olarak Finlandiya’daki ‘Tampereen İslâmilaisen Sevrakume İmamı Habiburrahman Şakir’in iki mektubunu derc ediyoruz.
Pek muhterem kardeşim,
Ve aleykümü’s-selâmu ve rahmetullahi ve berakâtuhu
Hediye olarak gönderdiğiniz pek kıymetli eser, yani el-Mesneviyyü’l-Arabî min Risaleti’n-Nur isimli kitabı aldım. Bu münasebetle, cenabınıza teşekkürlerimi bildiriyorum. Allah-ı Kerîm, her dileğinizi atâ eylesin diye dua ediyorum. Benim için bu kıymetli hediyeniz çok müfid olacak ve benim tebliğ işlerimde daha yardım edecektir, inşaallah. Size de daima ecir ve sevabı erişip duracağında, sadaka-i câriye kabilinden olacağında elbette şüphe yoktur. Kitabın müellifi Said Nursî Hazretlerini de bize tanıtmanızı rica ederim. Hürmet ve selâmlarımla.
Habiburrahman Şakir
*
Vellamonkatu 21, 12/2/1958
Çok muhterem kardeşlerim,
Ve aleykümü’s-selâmu ve rahmetullahi ve berakâtuhu
Göndermiş olduğunuz inayetnamenizi ve dört tane risale İhlâs, Zeylü’l-Hubab, “Risale-i Nur hakkında Müellifine gönderilen bir mektup”, “Risale-i Nur Hakkında Verilen Konferans”ları aldım. Teşekkürlerimi takdim ederim efendim.
Evet, büyük Üstad Said Nursî Hazretleri, zamanımızın büyük dâhilerinden ve Allah’ın en büyük sevgili bendelerinden olduğunda asla şüphemiz yoktur. Belki, bu zata 14. asrın müceddidlerinden deyip itikad etsek bile mübalâğa etmiş olmayacağız.
Hamdler olsun Allah Hazretlerine ki, Türk Milleti hazinelerinden zuhur etmiş bu cevheri, inkılâp dalgalarında gark olup zayi olmasından zamanımıza kadar sakladı; asrımızı, bu zatın vücudu ile ziynetledi. Mûsâ Peygamberi Firavunun eteğinde beslediği gibi, bu zat-ı mübareki de dinsiz zalimler meyanında cefalar içinde besledi. Geleceklerde de selâmetlikle uzun seneler yaşamasını Bir Allah’tan temenni ederiz. Üstad Bediüzzaman hakkında bizim akidemiz budur. Mümkün olursa, bizim tarafımızdan huzurlarına arz-ı ihlâsımızı, gaibane muhabbetimizi bildirseniz ve özünden bizim için hayır dualarını vekâleten rica etseniz diye ricada kalıyoruz. Hürmet ve selâmlarla.
Muhlis dinî, millî kardeşiniz
Habiburrahman Şakir”
Allah rahmet eylesin.