Doğru fikirlerin daha iyi anlaşılması ve benimsenmesi için, düşünce ve ifade hürriyetine ihtiyacımız var.
Bir fikir doğruysa; o fikri benimseyenlerin, yanlış fikirlerin ifade edilmesinden korkmasına gerek yoktur. Karşı fikirlerin ifade edilmesi, doğruya kendisinin doğruluğunu ve yanlışın yanlışlığını sergileyebilmek için yeni bir imkân sağlar.
Bir fikir doğru bile olsa, onun serbestçe eleştirilmesine ve ona itiraz edilmesine izin vermek gerekir.
HAKLIYSAN TENKİTTEN KORKMA...
“Hak namına, hakikat hesabına olan tesadüm-ü efkâr ise, maksatta ve esasta ittifakla beraber, vesâilde ihtilâf eder. Hakikatin her köşesini izhar edip hakka ve hakikate hizmet eder.”
Doğru olduğuna inanılan fikirler, karşı fikirler tarafından test edilmezse zayıflar, geriler ve donar. Yeni problemlere çözüm olamaz, güncel ihtiyaçlara cevap veremez. Zamanla bir dogmaya ve kesin inanca dönüşür.
Halbuki; bizim bildiğimiz her doğru bir parça yanlışı, her yanlış bir parça doğruyu ihtiva ediyor olabilir.
Sahip olduğumuz bilgi, bizde herhangi bir derinlik, genişlik ve dönüşüme yol açmıyorsa, o bilgiyi tekrarlamak, hakikati keşfetmemize kesinlikle engel olmaz mı?
TAHAMMÜL KÜLTÜRÜ
Önceki yazıda ‘Üstadın yüzyıl önceki hürriyet fikirlerini geliştirmek ve aşmak şöyle dursun; henüz onu anlamak ve yetişmekten uzağız maalesef’ demiştik.
Farklı milletlerden müteşekkil ümmetin ittihad ve ittifakını temin edecek hakikatler manzumesi Risalelerde olmasına rağmen. Farklılıklara, farklı düşünmeye, farklı anlamaya medeni bir şekilde tartışmaya, kendini izah ve ifade etmeye tahammül kültürünü oluşturduğumuzu söyleyebilir miyiz?
ŞARTA BAĞLI FÜTÜHAT
‘’Eğer biz ahlâk-ı İslâmiyenin ve hakaik-i imaniyenin kemâlâtını ef’âlimizle izhar etsek, sair dinlerin tâbileri, elbette cemaatlerle İslâmiyete girecekler; belki küre-i arzın bazı kıt’aları ve devletleri de İslâmiyete dehâlet edecekler.’’ Amenna... Gerekli şartları yerine getirebilirsek.
Ahir zamanın Mehdiyyet vazifesini görecek hizmet Risale-i Nur hizmeti ise, -ki buna iman etmişiz- o halde onun müntesipleri kucaklarını açmalı artık.
TAASSUPLARI KIRMAK...
Taassuplarını kırmalı, idraklerini açmalı, akıl ve kalplerindeki bukağıları çözmeli, mevcut vaziyet(lerin)i insaf ve vicdanla sorgulamalı ve asli vazifeleri olan ittihad ve ittifak kavramlarını layık-ı vechiyle anlayıp hayata tatbik etmeli.
Bir dönem olduğu gibi, Nurcular topluma numune-i imtisal olup temsil kabiliyetini haiz olmalıdır. Şimdi toparlanma ve hizmet vakti. İnsanlık bu nuru bekliyor.
Tekrarlayalım; kapsamlı bir nefis muhasebesi, bir özeleştiri şart.