Mevsimler gelip geçiyor içimizden ve dışımızdan. Aynı gökyüzünü, aynı ışığı iki gün üst üste göremiyor; ‘aynı nehirden iki kere yıkanamıyoruz.’
Dünyamız ve güneş sisteminin, bir geçtiği yerden bir daha geçmediğini söylüyor astronomi âlimleri. Hücreden galaksilere kadar, “Yuhyî ve Yumît”; yani hayatı ve ölümü verenin tecellileri cereyan ediyor. ‘Uyku ölümün küçük kardeşi’ ise; her sabah yeniden dirilişi yaşıyoruz. Kâinat her gün yeniden yaratılıyor, hayatın etrafında bir gaye için dönüyor.
GAYE/SİZ..
Kimileri, egosunun etrafında gezip; kendisini dünyanın merkezi zannediyor.
Hz. Bediüzzaman “Gaye-i hayal olmazsa ... ezhan enelere dönüp, etrafında gezerler” diyor.
Kur’ân hakikatlerini bütün insanlığa anlatmak ve din ilimleriyle fen ilimlerinin birlikte okutulacağı bir üniversite kurmak hayaliyle bir ömür boyu sıkıntılara katlanıyor.
Talebeleri ise; önce vatan sathını, sonra yeryüzünü bir iman ve hürriyet mektebi yapma idealinde.. Evet; insan bir gayeye tutunmak istiyor. O hayalle ayakta duruyor. İdeali olmayanın hedefi, hedefi olmayanın geleceği olmuyor.
“BİR HAYALİM VAR!”
“Bir amaca bağlı olmayan ruh, yolunu kaybeder. Çünkü; her yerde olmak, hiçbir yerde olmamaktır!’’ diyor Montaigne. Her şeyi yaparım diyen, hiçbir şey yapamıyor.
Martin Luther King “Bir hayalim var!” diyor meşhur konuşmasında: “Bugün size diyorum ki dostlarım; şu ânın getirdiği güçlüklere ve engellemelere rağmen bir hayalim var benim…
“Bir hayalim var: Gün gelecek, bu millet ayağa kalkıp kendi inancını gerçek anlamıyla yaşayacak...”
Bir gün gelecek bütün istibdat zincirleri kırılacak; Asya’nın ve Âlem-i İslâm’ın istikbalde terakkisinin birinci kapısı olan meşrûtiyet ve şeriat dairesindeki “hürriyet, meşveret ve şûrâ” âlem-i İslâma hakim olacak inşallah.
ŞAİR MEVSİMLER!
“Bilmem sisli sonbahar gecelerinde, İstanbul sokaklarında dolaşmaktan hoşlanır mısınız?” diye soruyor Tanpınar.
Ona göre “mevsimin içimizde kurduğu uzlet duygusu eşya ile aramızdaki münasebeti âdeta bir sanat plânına naklediyor. Çünkü başka mevsimlerde belki biz şair oluruz, fakat sonbahar, kendisi şairdir.” Sonra.. nakış nakış beyaz kış endamını gösteriyor. Baharı saklıyor kalbinin derinliklerinde.
‘İstanbul’a kar düşmeden kış gelmez’ diyordu gazeteci bir dostum. Kar düştü işte nihayet.. En büyük Sanatkâr’dan mevsim tablolarının muhteşem sergisi...
GÜNLER GEÇİYOR!..
Hayatlar ve umutlar ve hayaller akıyor. Daha dündü ‘merhaba’ deyişimiz dünyaya. Düşe kalka sokaklara, minicik ayaklarla mühür bastığımız.
Şimdi dönüp hayallerimize, mazimize bakıyoruz; utangaç bakışlar attığımız vitrinlerin önünde. Buğulu bakıyor artık ihtiyar olmuş gözlerimiz.
Ne de kısa, ne de çabuk geçermiş ömür. Yarınlar dediğimiz bu gün imiş aslında.. Acı bir tebessüm. Şimdi bir damla göz yaşıyım, devran taşının üstünde. Son pişmanlıklar fayda vermezmiş.
***
‘Batıp gidenlere’ meyletmeden.. Yeniden.. ve yeniden diriliş. Her an aşkla, şevkle yenilenmek.. Yeniden başlamak hayata, insanı ve kâinatı okumaya.. ve hizmete.
BESMELENİN TAZELİĞİ
Çok eski zamanlarda Mezopotamya´da insanlar birbirlerini sevgiyle ‘Yeniden diriliş ve hayat ve yenilenmek senin üzerine olsun’ diye selâmlarmış.
Sadece temenni değil, sıralama da enteresan değil mi? Yeniden diriliş, öncesi - sonrası bilgisine / ölmeye sevk etmez mi zihnimizi?
Bir varmış, bir yokmuş gibi. Hayalden hakikate..
Varlığın, henüz ruh üflenmeden önceki cansız yaratılışından başlayarak, yaşayış ve öldürülüp yeniden diriltilmek seyri… Ve dünya dönüyor ve mevsimler ve ömürler geçiyor.
Yeryüzünden yeniden dirilişe yolculuk ve her ana şahitlik eden Besmelenin tazeliği..
***
Yeni yılda ‘Yeniden Diriliş ve Hayat ve Yenilenmek üzerinize olsun’ efendim!