"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Asla düşünme, sadece itaat et!”

M. Said ZEKİ
29 Aralık 2025, Pazartesi
Bediüzzaman “Her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz, mihenge vurunuz” derken; İzzetbegoviç “Mümkün olsa, Müslüman Doğu’daki tüm mekteplere ‘eleştirel düşünme’ dersleri koyardım” diyor. “Batı’nın aksine, Doğu bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafının kaynağı budur.”

SİSTEM

Sistem, genç nesillerin zihinlerini köreltme üzerine inşa edilmiş. Kabiliyetleri açığa çıkarmayı değil, eleme ve dışarıda bırakmayı gaye edinmiş. Okullarda ‘düşünme’ öğretilmez. “Dersi geçmek istiyorsan, düşünme, soru sorma, ezberle. Şık’lardan birini işaretle ve imtihanı geç!”

Öğrenileni ölçer, ama sorgulatmaz. Şüpheye geçit vermez, eleştiriye kapalıdır. Çok şeyi öğretir, ama kendimizi tanımayı, dünyaya geliş gayemizi, öteki hayatımızda hesap verme şuurunu öğretmez.

Sorgulama, araştırma, keşfetme, inceleme, tahlil ve tenkidî yaklaşım yok. Sadece taklit ve taassup var. Sistemin istediği tek şey, körü körüne itaat. 

“DÜŞÜNME!”

Bu eğitimden geçen fertlerin, yetişkinlik çağında da -çoğunlukla- uyanış olmuyor. Yıllar önceydi. Üst düzey bürokrat olan hukukçu bir dostum kendisine gelen notu benimseyerek bana da göndermişti.

Özetle şöyle deniyordu notta: “Düşünme! ‘Evet’ de. Çünkü bu İslâmın beka meselesi... İstanbul düşünce Mekke, Medine, Kudüs düşer.”

Nurları da bilen dostumun buna inanmasına üzüldüm. Halbuki “Biri bize bir haber getirdiğinde, onun iç yüzünü” araştırma emri verilmişti. (Hucurât, 6) Aradım ve uzunca konuştuk.

Evvela, bu dinî bir mesele değil, sadece siyasî tercih meselesiydi. Din, siyasete alet edilemezdi. 

Sonra söylenen sözü “Kim demiş, kime demiş, hangi makamda, ne maksatla, niçin söylemiş” diye soracaktık.

Üstad “Hatta, benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip, tamamını kabul etmeyiniz, mihenge vurunuz” diyordu.

DİN ELDEN GİTMEZ!

Kur’ân, yüzlerce ayetinde “düşünmemizi” istiyordu. İslâm bu gün başlamamıştı ve kıyamete kadar devam edecekti.

Ayrıca, “Allah dilerse kâfir, münafık ve fasık bir adamın eliyle de dinine hizmet ettirebilirdi.”

İstanbul seçimi kaybedilirse; Mekke, Medine, Kudüs düşmezdi. Sadece bir ilin belediye başkanı değişmiş olurdu.

Üstad, benzer soruyu 116 yıl önce Münazarat’ta cevaplandırmıştı:

“Sual: Dine zarar olmasın, ne olursa olsun?”

“Cevap: İslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan yalnız kendine gece yapar.”

Çünkü “İnkilâb-i siyasî cihetiyle dininden havf eden adamın, dinde hissesi, beytü’l-ankebut gibi zayıf düşmüş cehalettir, onu korkutur; taklittir, onu telâşa düşürttürür.” 

Yani, siyasî bir değişim olunca veya itimat edilen halife çürük çıkınca din elden gidecek diye korkan (dinin bekasının birilerinin iktidarda kalmasına bağlı olduğunu zanneden) adamın dindeki hissesi, örümcek ağı gibi zayıf düşmüş bir cehalettir ki; onu korkutur ve taklitçiliktir ki; onu endişelendirir.

Öyleleri, kendilerine özgüveni olmayan ve kifayetsizliğinden dolayı, mutluluk ve selâmetini hükümetin cebinden zannedenlerdir ki; kalp ve akıllarını da hükümetin kesesinden bilirler. 

HANİ...

Hani, bizi ehl-i tahkik olmaya davet eden Üstada talebe olacak, taassup ve taklitten kaçınacaktık. “Aklımızı kimsenin cebine” koymayacaktık.

Söylenenleri önce mihenge vuracaktık! Çünkü mihenge vurulmakla hakikat değerinden bir şey kaybetmez; bilâkis daha da güçlenirdi.

Hani, “Allah’tan bahsetmeyen muallimleri (ve siyasîleri) değil, marifetullah nurları veren ilimleri ve âlimleri” dinleyecektik!

Hani “doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu” gösterecektik!

Okunma Sayısı: 193
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı