BİRİNCİ MEZİYET-İ CEZALET
Meziyet: İyi ve doğru hareket; üstünlük vasıfları.
Cezalet: Rekabetsiz ifade, güzellik, tatlılık, akıllılık, heybet, ululuk, çarpışma, korkutma, yıldırma, celâdet, haşmet vasıfları.
Kur’ân’ı Hâkim i’cazkâr beyanatıyla (mu’cizeli açıklamalarıyla) Sani-i Zülcelâlin fiilleri ve eserlerini nazara karşı serer, bast eder (yayar). Sonra, o eser ve fiillerinde esma-i İlâhiyeyi istihraç eder (çıkarır) veya haşir ve tevhid gibi bir makasıd-ı asliye-i Kur’âniyeyi (Kur’ân’ın asıl maksatlarını) ispat ediyor.
Birinci mananın misallerinden meselâ, “Yeryüzünde ne varsa sizin için O yarattı. Bundan başka semaya da iradesini yöneltti ve gökleri yedi tabaka olarak tanzim etti. O her şeyi hakkıyla bilendir.” (Bakara Sûresi: 29)
İkinci şıkkın misallerinden meselâ, Yeryüzünü bir döşek,-dağları bir kazık yapmadık mı? –“Sizi de çift çift yaratmadık mı?” (Nebe Sûresi: 6-8) Şüphesiz hüküm günü belirlenmiş bir vakittir. (Nebe Sûresi: 17)
Birinci âyette asarı (eserleri) bast edip (yayıp) bir mühim maksudun (kastedilenin) mukaddematı (başlangıcı) gibi, ilim ve kudrete, gayat ve nizamatıyla şehadet eden en azim (büyük) eserleri serd eder; Âlim ismini istihraç eder (çıkarır). İkinci âyette Cenab-ı Hakk’ın büyük fiillerini ve eserlerini zikrederek neticesinde yevm-i fasl olan haşr, yeniden dirilmeyi netice olarak zikrediyor.