Rahmet, incelik, ihsan, sevgi ve merhamet demektir.
Rahim, denince Cenab-ı Hakk’ın ahirette mü’minlere merhamet edeceği, Rahman deyince de bütün dünyadaki bütün canlılara gösterdiği merhamet akla gelir
Tohum toprağa düşer. Karanlık âlemde rahmete erip gün yüzüne çıkar. Ağaç olur, rahmet hazinesinden meyveler verir. Şu zulmetli âleme yokluk hükmederken, Habibullah (asm) rahmet âleminden tohum gibi geldi dünyaya.
İki dünya saadetini temin edecek meyvelerle bezeli ağaç misali yeşerdi. Kâinatın hem çekirdeği hem de meyvesi oldu. Değil mi ki âlemlere rahmet olarak gönderilmişti. Kâinat O’nun (asm) için ruhundan rahmetle kemal derecesinde yaratılmıştı. Yeryüzünü zulmet kaplayınca, bir güneş gibi doğdu, zulmetler nura kalboldu.
Demek rahmetin tecellisi için zulmet gerek. Zahmetsiz rahmet olmuyor. O (asm) doğduğunda Mecusilerin bin yıllık zulmet ateşi söndü. “Ben zulmün saraylarını yıkmaya, adalet ve rahmetle hükmetmeye geldim,” dercesine geldi, Kisra’nın sarayı yıkıldı. Yeryüzü rahmet yağmurları ile yıkandı.
Yağmur rahmettir. Toprakta cemal, yağmurda celâl vardır. Birleşince kemal tecelli eder. Yağmurun sözü her daim tazedir, derindir. Her yere yağar. Her şeye hayat verir. Varlığı kirden arındırır. Muhammed Mustafa (asm), saf demektir. Âlemlere yağmur olarak gelmiştir. Her yere yağar, her şeyi yıkar. Şimdilerde ne çok kirlendik. O Yağmur’a (asm) ne çok ihtiyaç var. Yerden göğe dua, gökten yere rahmet yağar. Duâlardan yağmurlar yaratılır. Katreleri kokla, duâlarından miskler duyacaksın, şaşırma.
Allah Rahim’dir, merhamet eder. Rahmetle annelere rahim verir, çocuk arzusunu teskin eder. O (asm) âlemin en nazik ve nazenin çocuğu. Çocukların diri diri toprağa gömüldüğü devirde âlemlere, en çok da babalara rahmet olarak geldi. Onları vicdan azabından, Allah’ın gazabından kurtardı. Değil mi ki O (asm) rahmet ve hidayet rehberidir.
Çocuk rahimde, mevta toprakta karanlıktadır. Rahimde bebeği gıdasız, ziyasız bırakmayan Rahim toprağın bağrında mü’mini yalnız bırakmaz. Annenin şefkati çocuğa, kulun duâsı mevtaya gıda ve ziya olur. Gün gelir, bebek doğar, sur borusu üflenir, mezardaki dirilir, rahmete erer.
Âlemde ne varsa âdemde o vardır. Yokluk içinde varlık tecelli eder; Hz. Muhammed (asm) gibi nur doğar. Uyku ölümün kardeşidir. Kul karanlıkta uyur, aydınlıkta uyanır. Mü’min kabirde uyur, Cennette uyanır.
Zahmette rahmet vardır; buna şahit, Hz. Muhammed’dir. (asm) Âlem kendisi için yaratıldığı halde O (asm) milyonlar sene yaşayacak kadar hadsiz hizmetlerinin ücretini hadsiz bir zamanda almaya müstehak ve lâyık iken, gayet meşakkatler ve mücahedeler içinde, altmış üç sene gibi kısa bir ömür yaşamıştır. Hepimizin ancak birini kaldırabileceği acıları tek başına yaşadığından insanlığa rehber olmuştur. Evet zahmetten sonra rahmet vardır. Zahmete düşen O’nu (asm)) düşünmeli; zahmeti rahmete, musîbeti nimete çevirmeli.
Resulullah (asm) “Allah’ım ümmetimi koru!’ diyerek duâ ederdi. Rabbi ‘Biz seni ümmetin hakkında hoşnut edeceğiz, asla üzmeyeceğiz’ derdi. O (asm)) içimizde olduğu müddetçe bizi hoşnut edecektir. Şimdilerde dünya kan gölü. Biz O’nu (asm) hoşnut etmemişiz ki Rabbimiz de bizi hoşnut etmiyor, rahmetini kesiyor. O (asm) kendine zulmedenleri bile affederdi. Biz ise birbirimize sıkıntı veriyoruz. Demek yetim başı okşayan Peygamberimizden (asm) ders almamışız. Şimdilerde O’na (asm) ne çok ihtiyaç var.
Rahmetle varlık birbirine merhamet eder, anneler yavrularına şefkat eder. Bütün validelerin şefkatleri rahmetin bir lem’asıdır. Onlar şefkat kahramanıdır. Göğüsleri rahmet musluklarıdır. Anne kendindekini verir bebeğe, insan kalbindeki sevdiğine. Şimdilerde anneler süte su, sevenler helâle haram katmış. Bediüzzaman Hazretleri, “günahların çoğaldığı zamanda rahmet çekilir” diyerek göğüslerdeki sütün, keselerdeki mülkün bereketsizliğini haber vermiş. Artık çocukları rahmet pınarı Bediüzzamanlar emzirmeli.
Belli aralıklarla buğday ve balık bol olur. O halde Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyelim. Her şeyin rahmet tarafını görelim. Hakk’ın kapısına varalım. Rahman ve Rahim ismiyle kapıyı çalalım. Salâvatla anahtarı çevirelim.
Rahmetini umarak duâlar edelim. Çiçeğin böceğin, kedinin köpeğin duâlarına aşkla âmin diyelim, Kâinatı rahmetle şenlendirelim. İnsaniyetin zirvesine çıkalım. Kâinatın güzel bir takvîmi olalım. Rahmete şükürle mukabele edelim. Rahmeti engelleyecek günahlara tövbe edelim. Allah’ın rahmeti iyilik edenlere yakındır.