"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsrail-İran savaşında bazı hadiseler ve şahısların mahiyetleri...

Şükrü BULUT
04 Temmuz 2025, Cuma
Bir önceki yazımızda ifade ettiğimiz gibi, birileri savaşı İsrail-İran arasında göstermeye çalışsa da; asıl meselenin, küresel Marksist ihtilâlcilerle millî devletler arasında cereyan ettiğini, hadiselerin özellikleri ortaya koyuyor.

Önce savaş karşıtı ABD başkanının İsrail’in oldu-bittisine karşı isteksizliği… Sonra, aynı kanada yakın meşhur TV program yapımcısı Tucker Carlson’ın Trump’a söyledikleri… “Elinden tutma, İsrail’in… Kendi savaşını kendisi yapsın ve düşsün” demişti.

Buna karşı Neocon Lindsey Graham’ın, İran rejimini değiştirme çağrısı… Bu çağrı, Netanyahu’yu ateşe sürükleyenlerin Neocon olduklarını gösteriyor. Joe Biden zamanında Neoconların hazırladıkları savaş plânlarının (HAMAS’ı bahane ile BOP’un eksik kalan kısmını tamamlama ile Çin’e kadar savaş ve kargaşa) yeni hükümetçe durdurulması, ABD’nin Neocon genelkurmay başkanı Eric Querilla’yı –ki kendisi “goril” lâkaplıdır– Trump ile karşı karşıya getirmişti. Neoliberallerin Losangles ile başlattıkları ayaklanmalar, ABD yönetimini askerler karşısında sıkıntılı bir pozisyona sokmuştu. Bu durumu iyi değerlendiren Netanyahu ise, durumdan vazife çıkararak Pentagon’u peşisıra sürükledi. Netanyahu’nun, Graham’ın ve diğer Neoconların; Trump’ı İran’ı korumakla itham etmeleri de, ABD’nin, bu pahalı savaşların dışında kalmak istediğini gösteriyor.

Burada, Neocon merkezli İngiliz-ABD ordularının yakın geçmişteki Ortadoğu demokrasi harekâtlarını hatırlamamızda fayda olacak. Zeynel Abidin’den Kaddafi’ye, Mübarek’e, Saddam’a hatta Pakistan’a kadar uzanan yönetim değişimlerine Suriye’yi ve İran’ı da katmak isteklerine Rusya’nın karşı çıkmasını tekrar hatırlamamızda fayda olacak… Lindesy Graham ile Netanyahu’nun İran’daki rejimi yıkma teşebbüslerini Rusya tek başına durduramazdı. Putin ile Trump’ın birlikte hareket ettiklerini birçok araştırmacı satır aralarında söylüyorlar.

İhtilâlci küresel Marksistlerle hürriyetçi geçinen sosyal Marksistlerin buradaki ittifakları, maalesef birçok millete ve devlete büyük zayiat verdirdi. Trump’ın ifade ettiği gibi, yeni ulus devlet inşasıyla yola çıkan bu Marksist çete, mevcut devletleri tahrip ederek hareket ediyor… Bu yönüyle de, Bediüzzaman’ın niteliklerini tavsif ettiği Birinci ve İkinci dinsizlik cereyanlarının mahiyetlerini ve maksatlarını öğrenmeden dış politikadaki hadiseleri tahlile kalkışanlar; okuyucularını/dinleyicilerini siyasî dalâlete sürüklüyorlar.

İran-İsrail meselesini Ukrayna meselesinden bağımsız düşünmemiz de bizi yanlışa götürüyor. Bu küresel ihtilâlci Marksistlerin, 1917 St. Petersburg ihtilâlcileriyle aynı düşündüklerini müteaddit defa dillendiren Rusya’yı, önyargılarımız sebebiyle dinlemememizin cezasını da çekeceğiz gibi… BOP’a itiraz etmiş, Afrika’nın bu globalcilerce sömürülmesine karşı çıkmış, SAHEL ülkelerindeki iç savaş çıkaranları buradan kovmuş ve en önemlisi de Şam-ı Şerif’e deccaliyetin girmesine mani olmuş Rusya’nın İran’da taraf olduğunu bilmezden gelenler, bu dehşetli mücadelenin millî devletlerle Küreselci komünistler arasında geçtiğini de görmezden geliyorlar.

Bütün bunlara rağmen; İsrail-İran Savaşı’nda yeni ABD hükümetinin tuzağa çekildiğini de belirtelim. Misyonunu “barış” olarak ilân eden Trump’ın başkanlığında, İran’a karşı Amerika füzeleri ateşlendi, bombardıman uçakları kullanıldı ve İsrail uçaklarına havada ikmal yaptırıldı. Karşıdan gelen füzelerin yakalanmasında ve devre dışı bırakılmasında da ABD ekipmanları çalıştırıldı. İran karşısında uzun süreli bir savaşı kazanmayacağı belli olan İsrail’e, hızlı ve yüksek donanımlı teknoloji ile zafer kazandırmak isteyen Pentagon, zahiren başarılı görülse de, hakikatte İran karşısında mağlup düşmüştür. Bir taraftan Neoconları diğer taraftan İsrail’i kandırmaya çalışan Donald Trump, İran seferinde başarılı olamamıştır.

İşin doğrusu, Neoconların doldurdukları tüfekleri Netanyahu, Temmuz’da emekliye ayrılacak Gorilla’nın yardımıyla patlatmış olsa da, BOP’çular sahadan yine mağlup ayrıldılar. İngiltere’nin,  yedeğine mahkum ettiği Türkiye ile bu cephedeki mücadelesi; Putin/Trump ikilisi karşısında –şimdilik– başarısız görünüyor. Biden döneminde tek cephe haline getirilmiş AB’deki çözülmeler hatta karşı koymalar (Macaristan, İspanya, İtalya gibi…) Küreselcilerde büyük korku ve panik oluşturmuş görünüyor. Fakat biliyoruz ki, harp seccaldir (dönüşümlüdür). Almanya ve Fransa halkları şu Küreselcilere karşı ayağa kalkabilselerdi, deccaliyetin son elli küsur senedeki tahribatını daha hızlıca tamire koyulacaklardı.

Okunma Sayısı: 544
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı