"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Devletin Kemalizm dayatması ve takiyye

İbrahim ERSOYLU
04 Temmuz 2025, Cuma
Takiyye, Arapça bir kelime olup muhaliflerin zararından korunmak ve onlarla iyi geçinmek için inandığı fikirlerin aksine beyanda bulunmaktır. Takiyye, Şia Mezhebinde yer alan, Ehl-i Sünnet mezheplerinde ihlâsa aykırı olduğu için doğru kabul edilmeyen bir tavırdır. 1

Adnan Menderes ve Süleyman Demirel liderliğindeki Ahrar/Demokrat iktidar süreleri hariç, Türkiye’de doksan küsur yıldan bu yana yaşanan en büyük sıkıntılardan biri; Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelikler yoluyla bir şahsın ideolojisinin bürokrasi ve topluma zorla dayatılmasıdır.

Bu durum, devletin hışmına uğrama korkusu duyan siyasî kesimleri, özellikle idareci ve bürokratları, devletle iş birliği yapan grupları takiyye yaparak; Kemalizm’i içinden benimsemediği halde, dışından benimsemiş gibi görünmeye mecbur etmektedir. Bu da, bir kısım fertleri içi dışına uymayan, çift kişilikli insanlar haline getirmektedir.

HUKUKTA KİŞİYE ÖZEL KANUN OLMAZ

Türkiye, İran ve Kuzey Kore haricinde dünyanın hiçbir ülkesinde devlet, vatandaşlarına Anayasa ve kanunla bir kişiyi ve ideolojisini zorla Empoze etmemektedir. Evrensel hukuka göre anayasa ve kanunlar, istisnasız bütün fertlerini kapsar. Kişiye özel kanun olmaz. Ne yazık ki ülkemizde M. Kemal, 5816 Nolu kanunla özel koruma altına alınmıştır. Onu sınırsız methetmek serbest, hatalarını eleştirmek zinhar yasaktır ve cezayı gerektirir.

Hâlbuki vahiyle desteklenen peygamberler hariç, her insan hata işleyebilir. Hz. Peygamber (asm), “ Her Âdemoğlu hata işler. Hata işleyenlerin en hayırlısı tevbe edenlerdir” buyurur.2 Kaldı ki devleti tek adam rejimi ile idare eden siyasîlerin daha çok hata yapma riskleri vardır. Hür, demokratik ülkelerde devlet yöneticilerini eleştirme yasağı yoktur. 

Ülkemizde resmî bayramlar, devletin Kemalizm propagandası için uygun fırsatlar kabul edilmektedir. Bu garip ve hukuka aykırı dayatma, belli aralıklarla darbe yaparak demokrasiyi askıya alan askerî darbeciler ve onlarla iş birliği yapan siyasî yönetimler tarafından daha şiddetli bir şekilde yapılmaktadır.

Hakikî demokrat olmayan bazı kesimler de, Kemalizm’den kendilerine âdeta bir “meşruiyet” hakkı elde etmeye çalışmaktadırlar. Geçmişte dindar kimlikli siyasî akımın lideri, “M. Kemal hayatta olsaydı bizim partiden olurdu” diye iddia etmişti. Onun yolunu izleyen bugünün hâkim siyasîleri “Atatürkçülüğü asıl biz temsil ediyoruz”, “Beni birisine benzetmek istiyorsanız, Atatürk’e benzetin” demişlerdir.

DEMOKRATİKLEŞME VE TAKİYYE

Toplumu rahatlatmanın en iyi yolu; devletin, demokratikleşerek bütün ideolojilerden arınmasıdır. Bu durum gerçekleştiğinde takiyye meselesine ihtiyaç kalmayacaktır. İsteyen dilediği kanaate sahip olacak, kendi tercihleriyle Kemalizm’i benimseyenler belli olacaktır. Dayatma sürdükçe takiyye de sürecek, bu yüzden çatışma ve sürtüşmeler durmayacaktır.

Bu dayatmanın olumsuz diğer bir yönü; toplumsal gerilimlere yol açarak nesillerin, özellikle genç kuşağın enerjini tüketmekte, gençlerin hür düşünmelerine ve kabiliyetlerinin gelişimine engel olmaktadır. Bu da ülkenin ilim, fen, sanat ve sanayide ilerlemesine mani olmakta, diğer milletlerle demokrasi ve medeniyet yarışında geri kalmasına sebep olmaktadır.

Son söz: Artık Türkiye, ideoloji dikte etmekten bir an evvel vazgeçmeli, hür ve medenî devletler gibi sistemini demokratikleştirerek vatandaşlarını takiyye yapmaktan kurtarıp rahatlatmalıdır.

Dipnotlar:

1- Osmanlıca-Türkçe Lügat, Yeni Asya Neşriyat.

2- İbni Mace, Zühd, 30.

Okunma Sayısı: 1360
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erdal Burdak

    4.7.2025 23:48:12

    Devletin veya insanların bütün ideolojilerden arınması pek mümkün değil. Putlaştırılmış insanlardan arındırılması ve ayrıca devletin kendisinin de putlaştırılmaması lazım.

  • Nahit Topaloğlu

    4.7.2025 11:46:21

    "Türkiye, İran ve Kuzey Kore haricinde dünyanın hiçbir ülkesinde devlet, vatandaşlarına Anayasa ve kanunla bir kişiyi ve ideolojisini zorla Empoze etmemektedir." Çin'i unutmayalım İbrahim kardeşim!

  • Mehmet Türeli

    4.7.2025 06:09:02

    5618 sayılı Kanun aslında m. Kemale hakaret eden ve heykellerini tahrip edenlere cezai müeyyide uygulanır. Oysa yaptığı hatalarını söylemek hakaret değil gerçekleri söylemektir. Maalesef doğruyu söylemek de hakaret olarak kabul edilip kişiyi cezalandırıyorlar ise Kanuna aykırı hareket ediliyor. Halbuki islamiyet hiçbir kimseye hakaret etmeyi caiz görmüyor. Mustafa filmi m.kemalin gerçek hayatını göstermesine rağmen yazarı ve yönetmeni Can Dündar her türlü hakarete uğradı hatta şu an belki bu yüzden başka suç bahane edilerek yurt dışına kaçmasına sebep oldular.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı