Geçtiğimiz Ramazan Bayramını bahar çiçekleriyle, huzur içinde karşılamıştık.
Kurban Bayramı sevincini rengarenk, güzel, tatlı, kokulu envai çeşit yaz meyvelerini tefekkür ederek idrak ediyoruz. Yoktan var oluşumuzun, varlığımızın nimetlerle donatılmamızın, bolluk ve bereketlerle sayısız ihsanlar, ikramlarla bizleri mükafatlandıran Rabbimize imanla, ihlasla, teslimiyetle şükrümüzü arz ediyoruz.
Allah’ı rızasını kazanmak, emrini yerine getirmek ve yolunda malımızı, canımızı her şeyimi feda etmeye hazırız. Kestiğimiz kurban Allah’a olan sevgimizin, imanımızın, teslimiyetimizin, feragatimizin bir ifadesidir. Allah’ın verdiklerini, ecir ve sevabı O’ndan bekleyerek O’nun uğruna, rızası yoluna sarf etmeye niyet manalarını taşır, kurban…
Bayramlar, küçük yaştan itibaren önem verdiğimiz, kutladığımız, sevinç dolu mutlu günlerimizdir. Bayramların örf, âdet, inanç ve kültürümüzde büyük yeri ve önemi vardır. Her insanın bayramlarla ilgili hikayesi, hatırası vardır. Kuşaktan kuşağa anlatılan bayram âdetleri, sohbetleri, ikramları, yardımlaşma ve paylaşma gelenekleri devam edip gider…
Bayram hazırlıkları tatlı telaşlarla başlar. Bayramlık alma, ihtiyaçları temin etme, harçlık hazırlama gibi sorumluluklar babalarda olsa da evin içinde genel temizlikten, giyeceklere, yiyeceklere, ikramlara, hediyelere kadar her şeyi anneler hazırlar. Bayram sevinciyle yapılan bütün faaliyetler, ikramlar, iltifatlar, hediyeler insanî ilişkileri güçlendirir, ailelerde sevgi bağlarını pekiştirir, dargınları barıştırır, birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi sağlamlaştırır…
Bayramlar, toplumsal kaynaşma, dayanışma ve iyilik için fırsat günleridir. İhmal edilenlere, unutulanlara, unutulduğunu sananlara, kırgınlara, dargınlara barışma, selamlaşma, helalleşme günü. “Bayram havasında” mutlu yaşama, hâl hatır sorma, gönül alma, sevap kazanma günü, rahmet ve mağfiret, rıza-i İlahiyi kazanma günüdür.
Allah’ın bizlere bahşettiği huzur, huşu, maddi ve manevi zenginlikleri idrak ederek hamdimizi, şükrümüzü kurban keserek eda etmeliyiz. Kulluğumuzun aczini, fakrını anlayıp bize verilen ikramların sahibini, malikini tanıyıp aşkla, şevkle, sabırla kulluğun vecibelerini yerine getirmeliyiz. İçinde bulunduğumuz varlıktan, dirlikten, zenginlikten mahrum olan kardeşlerimizi hatırlamalıyız. Hasta, yaşlı, düşkün, muhtaç insanları, hassaten çocukları düşünmeliyiz…
Dünyanın çeşitli yerlerinde inancı yüzünden zulme maruz kalmış, malları ellerinden alınmış, yurtlarından yuvalarından sürülmüş, canına kast edilmiş, işkencelerle zindanlara atılmış, acı çeken, gözyaşı döken mağdur, masum Müslüman kardeşlerimizin halini hatırlamalıyız. Acılarını, ıstıraplarını, açlıklarını, ihtiyaçlarını yüreğimizde hissetmeliyiz.
Kardeşliğin gereğini yapmalıyız. Elimizle, dilimizle ve kalbimizle onlara ulaşmalıyız. Bütün hissiyatımızla, dualar, niyazlar ve yalvarmalarla haksızlığa uğramış, zulme maruz kalmış Müslümanlar için Rabbimizin rahmet, şefkat ve merhametini celp etmeliyiz…
Bayram günlerini Rabbimizin (cc) rızasını ve Peygamberimizin (asm) sünnetine uygun huşu, huzur, sevinçle ve imanımızın ruhumuza verdiği mutluluk esintileriyle kutlamalıyız. Her daim zikrimizi, fikrimizi, şükrümüzü arttırmalıyız… Bu duygu ve düşüncelerle hepimizin Kurban Bayramı mübarek olsun.