"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Neden Bediüzzaman -2-

Ömer Faruk ÖZAYDIN
03 Nisan 2016, Pazar 18:27
Bu asrın en mühim fitnelerinden biri de, algı operasyonlarıdır. Dinsizlik bir şekilde farklı varyasyonlarla İslâm kültürünü dejenere etmiş, kudsî makamları da yaralamıştır.

Evliya, müceddid, mehdi kavramlarına bir elbise giydirilmiş; ya muhal bir tarzda beklenilmiş ya da içi boşaltılmıştır. Elâlem din adamını her alanda yüceltmişken, biz hocalarımızla alay etmişiz Yeşilçam filmleriyle...

Hatırlarsak; Ümraniye Müftüsü ve İstanbul milletvekili Hasan Mezarcı’ya Hollywood filmlerini aratmayacak bir mizansenle; güya! Peygamberlik elbisesi giydirmiş, Hz. İsa (as) diye basın ordusuyla Türkiye’ye göndermişlerdi. Vazifesi bitince de hafızalardan sildiler.

Gaye neydi? Hz. İsa’nın (as) ahirzamanda geliş vaadini doğmadan öldürmekti.

Üstad Hazretleri’ni kendisini mehdi ilân etmesi için çok uğraştılar. Kaldı ki, ilân etmesi durumunda talebelerin buna hazır olduğunu da biliyorlardı. Gaye aynıydı. Bu dâvâyı çürütmek ve ahirzaman yol haritasını ortadan kaldırmaktı.

Gerçekten, biz Barla’da gelseydik, hoca dedikleri garip kıyafetli zâtı; bir köy hocasından belki biraz daha bilgili biri olarak mı bakardık, yoksa bu asrı ve gelecek asırların irşâd edicisi kulağıyla mı dinlerdik?

Müşkil bir soru, çünkü, “Şu zamanda, medeniyet-i Avrupa’nın tahakkümüyle, felsefe-i tabiiyenin tasallutuyla, şerait-i hayat-ı dünyeviyenin ağırlaşmasıyla, efkâr ve kulûb dağılmış, himmet ve inayet inkısam etmiştir. Zihinler maneviyata karşı yabanileşmiştir.” Hâl böyle olunca büyükler çook gerilerde kalmıştır. Mehdi-Süfyan ütopiktir, Kaf dağının ardındadır.

Peki, ahirzaman fitnelerini ve Deccal’i, Kur’ân ve sünnet ışığında âlem-i İslâma göstermiş mi? 

Evet.

“Kim derse ki ben mehdiyim o mehdi değildir, kim derse ki bu Deccaldir, o Mehdidir.” 

BÜRHAN İÇİN BEDİÜZZAMAN 

Yahudiler Almanya’da toplanıp komünist komitesini kurarak dünyaya inkâr-ı uluhiyeti belâ etmişler mi? Evet.

“Tabiat Risalesi” inkârın muhal ve imkânsız olduğunu Risale-i Nur âleme ispat etmiş mi? 

Evet.

Belki bin seneden beri birikerek gelen, bozucu âletlerle kalpler yaralanmış mı? Fikirler, özellikle avâm-ı mü’minînin istinadgâhları olan İslâmî esaslar ve cereyanlar ve şeairler kırılmış, vicdanlar bozulmaya yüz tutmuş mu?

Evet.

“Elbette böyle küllî ve dehşetli tahribata ve rahnelere ve yaralara, hakkalyakîn derecesinde ve dağlar kuvvetinde hüccetler, cihazlar ve bin tiryak hâsiyetinde mücerreb ilâçlar ve hadsiz edviyeler bulunmak gerektir ki; bu zamanda Kur’ân-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın i’caz-ı manevîsinden çıkan Risale-i Nur” o vazifeyi görmüş mü?

Evet.

Düşünün ki, bir İslâm memleketinde; hilâfet gitmiş, ezan susmuş, bin yıllık İslâm alfabesi yasaklanmış, İslâmın dayanağı olan tekkeler, zaviyeler ve medreseler kapatılmış mı? 

Evet.

Gelen dinsizlikle, bavulunu toplayıp memleketi terk etmelere varacak kadar yeis içinde olan bu millete mukavemet edecek bir iman lâzım mı?

Evet.

“Risale-i Nur bu vazifeyi; en dehşetli bir zamanda ve en lüzumlu ve nazik bir vakitte, herkesin anlayacağı bir tarzda, hakaik-i Kur’âniye ve imaniyenin en derin ve en gizlilerini gayet kuvvetli bürhanlar ile isbat ederek, o iman-ı tahkikîyi taşıyan hâlis ve sadık şakirdleri... Mü’minlerin manevî birer nokta-i istinadı olarak, bilinmedikleri ve görünmedikleri ve görüşülmedikleri halde, kuvve-i maneviye-i itikadları cesur birer zabit gibi, kuvve-i maneviyeyi ehl-i imanın kalblerine verip, mü’minlere manen mukavemet ve cesaret” vermişler mi?

Evet.

DÂVÂ İÇİN BEDİÜZZAMAN

Bu evetler ışığında imanım tutuşmuş yanıyorken...

Herkesin susturulduğu ya da nemelâzım dendiği bir hengâmda; o yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşan ve bu uğurda “Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennem’in alevleri içinde yanmağa razıyım.” diyen bir Üstad’a “Keçeli” olmak (kabul edilirse) bir şeref değil midir?

Zübeyir Ağabeyin şu müdafaatı başka söz bırakmıyor:

“Risale-i Nur’a safdilane inanmamışım. Otuz üç âyât-ı Kur’âniye ve Hazret-i Ali (ra) ve Abdülkàdir-i Geylanî Hazretleri (ra), Risale-i Nur’un te’lif edilip bu asırdaki insanları irşad edeceğini gaybî bir surette bildiriyorlar.”

Vefatının 56. sene-i devriyesi münasebetiyle rahmet, minnet ve şükrânla yâd ediyoruz.

Teşekkürler Bediüzzaman (ra)...

Neden hep Risale-i Nur okunmakta?

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/neden-hep-risale-i-nur-okunmakta_368227

Kur'an-ı Hakim'in hakikatli tefsiri Risale-i Nur’u okuma metodu, yine Risale-i Nur’da

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/kur-an-i-hakim-in-hakikatli-tefsiri-risale-i-nur-u-okuma-metodu-yine-risale-i-nur-da_370308

Risale-i Nur’dan başka eserleri okumak

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/risale-i-nur-dan-baska-eserleri-okumak_373286

Risale-i Nur haricinde kitap okumak mesleğe ihanet midir?

http://www.yeniasya.com.tr/yasemin-yasar/risale-i-nur-haricinde-kitap-okumak-meslege-ihanet-midir_384860

Kur'an-ı Hakim'i en güzel şekilde tarif eden tefsir Risale-i Nur'dur

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/kur-an-i-hakim-i-en-guzel-sekilde-tarif-eden-tefsir-risale-i-nur-dur_365091

İki satır okuyup, yirmi satır konuşmak doğru mudur?

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/iki-satir-okuyup-yirmi-satir-konusmak-dogru-mudur_385879

Okunma Sayısı: 3253
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Tam

    3.4.2016 21:52:19

    Evet, bizler Risale-i Nur'u mürsid-i kamilimiz, hidayet rehberimiz ve Mehdimiz olarak biliyoruz. Muazzez ve büyük Üstadimiz Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin izin verdigi ölcüde bundan bahsederiz fazlasi bizi aşar. Lüzumu olan bilgilerin hepsi zaten Risale-i Nurlarda var.

  • Ali Tam

    3.4.2016 21:52:09

    Hz. Imam Mehdi RA dan bahsederken dört mezheb imaminin da önünde olan Ahirzamanin Mehdisinden bahsediyoruz. Elbette Hz Mehdi RA'in pesine Mehdi oldugu icin katilanlar bir mana-yi isme bagli oluyorla, bunun önemi yok. Önemli olan onu ne görmüs ne tanimis ne de kendisinden talebesi olabilmek icin izin almis olmasina ragmen bütün varligiyla ona baglanip onun izinden gitmektir. Peygamberimiz Hz Mehdi hakkinda cok defasinda bizleri aydinlatmistir. Mana olarak Hz. Mehdi RA'in geldigini ögrenen kisinin baska imkani olmasa tirnaklariyla toprakta ilerleyerek ona ulasmaya calissin demesi ona ulasmamiz cok mesakkatli dahi olsa buna degecegini müjdelemistir. Onun kudsî vazifesine en son nefer olabilmek bile en mutlu bir vazifedir.

  • Abdulbaki Saraylı

    3.4.2016 20:50:41

    Halil isimli yorumcu kardeşimize; kendisini Mehdî olarak ilan etmeyen kimdir? Bediüzzaman! İslam Deccali Süfyanı bize tanıtan kimdir? Yine Bediüzzaman! Süfyanizmi ve Deccalizmi mahiyetleriyle ortaya koyan ve Risale-i Nur ile, ehl-i imanı onlardan sakındıran kimdir? Bediüzzaman! Kendisini aradan çekip, vazifiye Risale-i Nur'a ve Nur talebelerinin şahs-ı manevîsine tevdi eden kimdir? Bediüzzaman! Vesselam!

  • Ömer faruk ÖZAYDIN

    3.4.2016 19:29:17

    Alakanız için Allah razı olsun. Yani Mehdi, Deccali bildir ve bildirir.Söz bahsetmek deği lizni İlahi ile onu tanımaktır. Hatırlarsak yine "onu gördüğünüzde siyasetle mukabele etmeyin " bir başka mânâ ile yani onu görüp bildiğinizde ..Selam ve muhabbetle

  • halil

    3.4.2016 11:16:11

    “Kim derse ki ben mehdiyim o mehdi değildir, kim derse ki bu Deccaldir, o Mehdidir.” Cümlenin birinci bölümü doğru da, ikinci kısmı nasıl oluyor, diyen kim, kime diyor? Mesala ben, gerçek Deccalden basederek, o Deccaldir, desem, o Mehdi mi oluyor? Tavzihe muhtaç bir cümle...!!!

  • Ali Tam

    3.4.2016 02:28:17

    Ücüncü Bölüm Bunu kalben Hz. Mehdi RA'a inananlar tasdik ederler ama inanmayan alim sifatini haiz insanlar asla tasdik edemezler. Belki inkar edemeyecek derecede ilzam olmuslardir fakat inanmak ihsan-i ilahiyesine mazhar olamamislardir. Evet, merhum ve muazzez Zübeyir Gündüzalp iki alem gözüyle görmüs ve tasdik etmis ve kamilen inanmis, 02 Nisan 1971, Cuma Günü vefat edene kadar dile getirmis, yankisi sinelerimizde cinlamaktadir, dolayisiyla biz de bugün onu tasdiken deriz; sadakte ve bil hakki natakte.

  • Ali Tam

    3.4.2016 02:27:53

    Ikinci Bölüm 2) Islam Deccali Süfyan o da kursun zehirleme vs. ile öldürülemez bu sirri Hz Peygamber ASM Hz Ömer RA'a bir derece ifsa etmistir. 3) Hz. Mehdi R.A Hazretleri degil bir degil on degil yirmi yüz kere dahi insan eliyle zehirlense bile hifzi ilahi ile öldürülemez, top güllesi en can alici yerine isabet etse bile ölmez. Hz. Mehdi RA ve Islam Deccali Süfyan karsi karsiya gelirler bunlardan Süfyan Hz. Mehdi RA'i bütün imkanlarini kullanarak imha etmek ister fakat bizim burada ifsa ettigimiz sirri bilmediginden muvaffak olamaz.

  • Ali Tam

    3.4.2016 02:24:31

    Birinci Bölüm inanmak bilmenin cok ötesinde ulvî bir ihsan-i ilahidir. Üc kisi vardir ki onlari silahla, zehirle, gülleyle topla öldürmek mümkün degildir, onlarin ölüm sebebi insan elinden olmaz. 1) Hz. Isa ibni Meryem A.S ki faraza gercekten onu yakalamis ve carmiha germeye ve mihlarla ölmesine calismis olsalardi bunu basaramiyacaklardi zira onun hayati Kur'an'da belirtildigi gibi ancak Allah'in onu yeryüzüne tekrar indirip ömrünü tamamlayinca eceliyle ruhunu almasina kadar (ki tefsirlerde bu ref' yani semaya cikarilmasindan ve tekrar yere indirilmesinden sonra olacaktir) devam edecektir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı