Ahmaklık; bir hakaret değil bir tesbittir: Arapça hmk kökenli olup, aklını gerektiği biçimde kullanamayan, zekâsı pek gelişmemiş anlayışsız diye de kullanılır.
Birilerine ahmak demek belki kınanabilir, ama adam yaralamış gibi 2 sene 7 ay 15 gün ceza vermek ne demek, hem de siyaset yasağı getirilerek.
Dolaysıyla buradan ceza çıkması hukukî değil tamamen siyasîdir. Ceza gerektiriyorsa milleti ahmak yerine koyan AKP’ye kesilmelidir ki, onu da en yakın zamanda millet sandıkta kesecektir, kimsenin şüphesi olmasın.
Yok Soylu’ya cevaptı, yok YSK idi, hepsi hikâye. Güya adına siyaset mühendisliği deyip akıllarınca muhalefetin Sarayın dişine göre CB adayını belirlemek… Hayır efendim, bu olsa olsa elti veya mahalle kıskançlığıdır ki, ahmakça…
Evet, ahmakça…
Bir gün fazla iktidarda kalmak için “bir şeyler oldu, ama ne” deyip İBB seçimlerini siyaseten iptal ettirmek..
Seçim sandıklarını kabullenmemek için güya “terörist var” deyip akıllarınca hileli göstermek..
Seçim gecesi Binali Yıldırım’ı önde gösterip, İstanbul sokaklarına “kazandık, teşekkürler İstanbul” diye afişi astırmak.
Gerçek sonuçların öyle olmadığı anlaşılınca AA’nın 12 saat veri akışını durdurması...
Dört pusuladan biri sahte diyerek milletin aklıyla alay etmek…
Senelerdir memleketin kalbi ve paranın aktığı yer olan İstanbul’u peşkeş çektirip vakıflara ve israfata akıtmak…
Bu (para muslukları) ellerinden gitti diye vaveyla (bir kaşık suda fırtına) koparmak…
Şimdi de birinci ilmekten kurtulursa ikinci ilmekle sağlama almak istiyorlar ki, dönüşü olmasın. “Ahmak” davasında yapamayacakları vazifeden el çektirme ve kayyum atamak (o dava, görevi gereği) olamayacağından ikinci bir müfettiş atamasıyla belediyede terörist/ iltisaklı 105 kişi tespit edilerek 2. bir dava daha açıldı ki demokrat kökenli ve milliyetçi İmamoğlu’nu terörist göstermek, oradan İBB’yi ellerine geçirmek niyeti ki tam bir ahmakça…
Ahmaklık sadece İstanbul’la mı sınırlı? Hayır.
85 milyon insanın haklarını gasp edip bir avuç insana peşkeş çekilen memleket kaynaklarını heba ettirmek…
Suçlu dedikleri insanlarla boy boy fotoroman çektirmek.
Elleriyle yurt dışına kaçırdıkları mafya ile ortaklık bozulup ifşaatlar gelince bu defa “terör finansörü” dedikleri memleketlerin elini eteğini öperek ifşaatçılara tecrit uygulatmak…
Bir avuç (sözde) iş adamına rant sağlamak, oradan da aile şirketi kasalarına para transfer ettirmek.
Rakip gördüğü insanları terörle iltisaklı göstermek…
Önce Ergenekon davaları açtırıp bütün yandaş medyasıyla hadiseyi köpürtmek, general, iş adamı, milletvekili, gazetecileri tutuklayıp yüzlerce sene ceza verdirtmek…
Sonra “pardon kandırıldım, bunları cemaat yaptı” deyip, bu defa onlardan 2 milyon insana dava açtırmak, on binlercesini içeri atmak, 1,5 milyon insanı KHK’lı ve mağdur yapmak, epey bir kısmına dahi hasta ve ölümcül bile olsa yurt dışı yasağı getirmek.
Orman yangınları neticesinde arazileri ranta çevirmek, Kazdağları, Kapadokya, Yassıada v.s. şimdi de Uludağ… Saraylar, marinalar, gemicikler servetler v.s. ahmaklıklar memleket boyu…
Peki, neden bunca ahmaklık denirse?
“Onlar dünya hayatını severek ahirete tercih ederler” (İbrahim sûresi.3)
Ve daha da ötesi..
“O bedbahtlar, bazı ehl-i imanın (imanları beraber olduğu halde) ve bir kısım ehl-i ilmin (âhireti tam bildikleri halde) onlara iltihak delaletiyle, bilerek ve severek hayat-ı dünyeviyeyi dine ve âhirete… tercih ederler..(Şualar)