İnsandım ben
Her insan gibi…
Her insan gibi ben de yeni doğmuştum
Beni annem doğurmuştu
Çocuk doğurana "anne" diyorlardı
Ben de bunu sonradan öğrenecektim
Ve: "Annne! Anneciğim!" diyecektim
Her çocuk gibi
Onu da çok sevecektim
Tıpkı onun beni sevdiği gibi...
Annemin karnında
Tam anlamadığım
Dokuz ay gibi
Bir serüven yaşamıştım
Hatırladığım ise
Attığım tekmeler
Bir de emdiğim parmaklarımdı
Mekânım dardı ama
Gönlüm pek genişti…
Göbeğimden bağlıydım hayata…
Bir de dünyâya…
Ordan besleniyordum
Yoktu öyle bir sıkıntım
Geçim derdi, mâişet gibi…
Derken dünyâya atılmıştım
Halbuki içerisi ne hoştu!
Ekmek elden su göldendi…
Keyfim de pek yerindeydi!..
Doğarken ağlamıştım
Herkesin bana bakıp güldüğü anda...
Tıpkı her bebek
Doğan bütün bebekler gibi…
Doğrusu onların gülmelerine
Pek de bir anlam verememiştim
Ben ağlarken onlar neden gülüyorlardı?..
Meğer benim
Dünyâya gelmiş olmama seviniyorlardı
Gülmeleri
Gülüşleri ondandı…
Pek de haksız sayılmazlardı
Yeni bir "insan" doğmuştu
Sevinmeye
Sevinilmeye değerdi
Çünkü "insan" değerliydi
Bunları da tıpkı diğerleri gibi
Yine sonradan öğrenecektim…
Biraz zorluk da yaşamıştım
Henüz yeni nefes almıştım
Tıpkı tüm bebekler gibi…
İlk banyomu da yapmıştım
Açıkça söylemem gerekirse
Pek de hoşlanmamıştım yıkanmaktan
Su da epey ıslaktı…
Biraz da üşümüştüm sanki
Sonra yumuşak
Havlu gibi bir şeyle kuruladılardı beni…
Ama temizlenmekten
Temiz olmaktan hoşlanmıştım
Üstümdeki bütün kirlerim de gitmişti
Sonra öğrenecektim
İnsan temiz olmalıydı
Temiz olanları
Temizlenenleri herkes severdi
Hem temiz olanları
Allah da severdi…
Onlar çok temiz kokarlardı
Gül gibi, çiçekler gibi...
Herkes onlarla arkadaşlık etmek isterdi
Öğretmenleri de onları pek severdi
Onlara hep "Pekiyi" verirdi…
Vermişlerdi beni annemin kucağına
Neden sonra anlamıştım acıktığımı
Onun o şefkatli kollarında
Sinesine yapışmıştım
Öyle ya!
Artık göbek kordonum yoktu
Kesilmişti
Onunla bağlı değildim hayata
Dünyâya…
Çok lezzetli idi
Annemin sînesindeki o süt
Hem de bembeyazdı
Kar gibi...
Bir o kadar da tatlı…
Tam da ağzıma
Damağıma
Damak tadıma göre!..
Ancak bu kadar güzel olabilirdi…
Beni dünyâya gönderen Zât
Beni benden daha çok düşünen
Bir de, bilen birisi olmalıydı
Hem de cömert olmalıydı
İkram etmeyi
Misâfirlerini ağırlamayı seven birisi…
Benim ve annemin âciz
Güçsüz olduğumuzu bilen birisi…
Öyle ya!
Annemin göğüslerinde daha önce süt yoktu
Ben doğar doğmaz süt de gelmişti
Demek ki O göndermişti…
Beni dünyâya gönderen kimse
Benim içeceğim sütümü de
Benimle beraber göndermişti…
Demek ki O beni sevmişti
Sevdiğinden
Sevdiği için göndermişti
O zaman endîşe etmeme
Kaygılanmama gerek yoktu
O bana bakacak, beni besleyecekti
Korktuğum, korkularım yersizdi
Yani korkmama hiç gerek yoktu
Acıktığımda rızkımı her zaman verecekti
Annemin şefkatlı kollarında…
Annem de beni sevecekti
Çünkü beni dünyâya gönderen Zât
Ona da sevmeyi
Hem de şefkat etmeyi vermişti
Doğrusunu söylemem gerekirse
Bu benim de pek hoşuma gitmişti
Çünkü ben de annemi sevmiştim
En az onun beni sevdiği kadar...
Artık her şeyim verilmişti
İstediğimi almam
Elde etmem için ağlamam yeterliydi
Sadece ağlıyordum bir isteğim
Bir şeye ihtiyacım olduğunda
Her ağladığımda ise
Annem hemen baş ucumdaydı
Sonra da ben onun o şefkatli kucağında...
Uykuyu
Uyumayı da pek sevmiştim
Çok hoşuma gitmişti
Nerede uykum gelirse
Hemen oracıkta uyuyuveriyordum
Hem de mışıl mışıl...
Tıpkı kediler gibi…
Bunları da yeni öğrenmiştim
Uykusunu güzel uyuyan çocuklar
Daha çabuk büyüyorlarmış
Hem de diğer çocuklardan
Daha sağlıklı oluyorlar
Bir de daha az hasta oluyorlarmış
Doktora daha az gidiyorlarmış
Anneleri de hiç üzülmüyor
Seviniyorlarmış…
Sonra, o güzel uyuyan çocuklar
Çok da güzel rüyâlar görüyorlarmış!
Rüyâlarında meleklerle evcilik oynuyorlarmış!..
Beni dünyâya Göndereni yani
Allahımı çok sevmiştim
Çünkü O beni sevmişti
Hem de sevdiğini
Sevgisini bana göstermişti
Belli etmişti…
O'na çok çok şükürler
Bir de teşekkürler etmiştim
Verdiği bütün nimetler için…
Bir de beni dünyâya insan olarak gönderdiği için…
Beni annemin kollarına verdiği için...