İdareciler ne derse desin, ortada bir gerçek var: Ülkemizde her geçen gün fiyatlar kontrolsüz bir şekilde yükseliyor ve git gide ‘dünyanın en pahalı ülkesi’ olma yolunda ilerliyoruz.
Türkiye’yi idare edenler ise bu gerçek karşısında kalıcı çareler aramak yerine “Avrupa bizi kıskanıyor. Avrupa’da market rafları boş. Avrupa’da fiyatlar çok yüksek. Bizde fiyatlar uygun” demeyi tercih ediyor.
Fiyatlar kontrolsüz bir şekilde yükselirken gelirlerin yerinde sayması geçim sıkıntısını daha da hissedilir hâle getiriyor. Bilhassa emekliler ve asgarî ücretle çalışanlar zor durumda. Hele büyükşehirlerde yaşayıp bir de kira ödeyenlerin çektiği sıkıntıyı ancak kendileri bilir. Keşke idareciler bu durumu idrak etse de kalıcı çareler arasa...
İstanbul’daki yemek fiyatlarının kontrolsüz şekilde yükseldiğini dile getirenlerden biri de İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç olmuş.
İstanbul iş dünyasının gündemindeki konulara da değinen İTO Başkanı, gastronomi fiyatlarının yüksekliğinin hem İstanbullular, hem de turistler için önemli bir derde dönüştüğüne dikkat çekmiş. Ekonomim.com’un haberine göre İstanbul’a gelen turistler için 2023’te en önemli sorunun ‘taksi’ olduğunu hatırlatan Avdagiç şöyle demiş: “2024’te ise en büyük sorun açık ara gastronomi fiyatları oldu. Yaptığımız anketlerde bu sorun öne çıktı. Elbette kira, enerji ve diğer operasyonel maliyetlerde yüksek artışlar oldu. Türk mutfağı bizim övünç kaynağımız. Turizmde de ciddî bir rekabet aracımız. Dolayısıyla bu vasfımızı en üst seviyede ve en faydalı şekilde kullanmalıyız. Bunun için de Türk gastronomisini zirveye taşıyacak olan doğru formül, leziz Türk yemeklerinin damakta tat bırakacak fiyatlarla sunulması olacaktır. Ancak bugün turistler için de pahalı bir şehir artık İstanbul. Bu sorun netice itibarıyla İstanbul’a gelen nitelikli üst segment turistin tercihini olumsuz etkiliyor. Tax free (gümrüksüz) alışveriş verilerini incelediğimizde de görüyoruz ki lüks turisti kaçırıyoruz. Çünkü bu sadece yeme içmede bir kayıp olmaz. O turist gelmediğinde otel de, taksi de, restoran da, mağaza da yani herkes kaybedecek. Konuya kümülatif olarak yaklaşmakta fayda var. Gastronomi bizim ayırt edici ve avantaj sağlayan özelliğimiz.” (www.ekonomim.com, 29 Nisan 2025)
Yeme içme sektörünün temsilcileri de muhakkak içinde bulunduğumuz durumdan yana şikayetçidir. Onlara sorulsa, çarkı zor döndürdüklerini söyleyecek. O hâlde kabahat kimde ya da çözüm nerede?
“Turiste bile pahalı olan İstanbul”da dar gelirlilerin neler çektiğini tahmin etmek lazım. Bu pahalılıkta “yerli turist” de artık İstanbul’u tercih etmeyebilir. Bütün bu sıkıntılar masaya yatırılmalı ve acil tedbirler alınmalı.
En nihayet asıl sorumlunun Türkiye’yi idare edenler olduğunu da görmezden gelemeyiz...