Orta büyüklükte bir yıldız
Sobamız, ısıtıcımız, ısındığımız…
Işığımız, görmemiz, görünmemiz, gördüklerimiz…
Sıcağımız, sıcaklılığımız!..
***
Parlak bir cisim, ısılı ve ışıklı
Biraz yaşlı sayılabilir
Yaklaşık 5 milyar yıldır parlamakta...
Büyüklüğü dünyâmızın 1 milyon 300 bin katı
Ağırlığı ise dünyâmızdan 333 bin 432 kat fazla
Kendi çevresindeki dönüşünü yaklaşık 25 günde tamamlamakta…
***
Katı bir cisim değil; kütle yoğunluğu 1.41; suyun yoğunluğundan az fazla (su 1)
% 92 oranında hidrojen, % 7.8 oranında helyum ve az miktarda diğer gazlardan oluşmakta
Enerji kaynağı ise hidrojenin helyuma dönüşmesindeki termonükleer olaylarda saklı
Her saniyede 700 milyon ton hidrojen helyuma dö- nüştürülmekte…
Bunun 5 milyon tonu sadece “enerjiye” dönüşmekte
Anlıyacağınız güneşimiz her saniye hafiflemekte…
Yüzey sıcaklığının 6.000 santigrat derece olduğu tahmin edilmiş
Çekirdekteki sıcaklığı ise yaklaşık 15 milyon santigrat derece gibi “düşük” bir sıcaklık!
Belki de bir çeşit Cehennem-i Kübrâ…
***
Yüzeyinde, ortalama büyüklükleri 500 ile 800 km olan “güneş lekeleri” bulunmakta
Bazen bu lekeler 200 bin km ve daha büyük olabilmekte...
Yüzeyinde, sık sık, binlerce km uzaklığa yayılan “güneş lavları” veya “güneş patlamaları” denilen yükselmeler olmakta…
Kur’ân’ın tasviriyle:
“O ateş ki saray gibi kıvılcımlar saçar
Sanki onlar “sarı deve sürüleri”dir” (Mürselât: 32-33)
İşte Kur’ân’ın bir mu’cizesi daha...
O “patlamalar” tam da “hörgüçlü sarı deve sürüleri” gibi çekilen o son fotoğraflarda...
***
Güneşimiz yaklaşık 150 milyon km gibi “küçük” bir uzaklıkta...
Belki de bize o kadar “büyük” gözükmesi ondandır!
Işığının bize gelebilmesi için 8 dakîka 33 sâniye gibi bir süre gerekli…
Sâniyede 300 bin km olsa da hızı o ışığın ve de ısının…
Muazzam bir sür’at ve muazzam bir mesafe!
Ancak hayâl edilebilir…
***
Güneşimiz
Binlerce yıldız içinde bir yıldız
Samanyolu içinde
Belki de milyonlarca, milyarlarca…
Samanyolu içinde -“bulutsular”la beraber- yaklaşık 200 milyar yıldız olduğu hesap edilmiş.
Kâinatta da toplam 200 milyar galaksi yani gökada, yıldız kümesi olduğu tahmin edilmiş.
Bize özel Samanyolu galaksisinin uzunluğu ise “sadece” 90 bin ışık yılı!
Bir ışık demeti 300 bin km/sn bir hızla bir baştan diğer başa 90 bin yılda ancak ulaşabiliyor anlıyacağınız!
Küçük bir hesapla…
***
Yıldızların birbirinden uzaklaşma hızı ortalama 100 km/sn olarak ölçülmüş.
Yani kâinat, evren genişlemekte, şişmekte…
Kur’ân’ın bir mu’cizesi daha görünüyor, ortaya çıkıyor burada:
“Semâyı biz (kudret) elimizle kurduk, muhakkak ki onu genişleten de Biziz.” (Zâriyat: 47)
Güneşimiz 216 km/sn bir hızla Vega yıldızına (a Lyrae) doğru hareket etmekte.
Dolanımını yani, yörüngesi içindeki bir turunu ise 230 milyon yıl gibi “kısa” bir sürede tamamlamakta…
İşte kâinâtın muhteşem büyüklüğü!
Belki de Sanatkârı’nın…
***
Biz kendi evimizi idâre etmekte zorlanırdık, ağır gelirdi bize
Ya o büyük kütleler!
O uçsuz bucaksız feza!
Bir de rakamlara sığışmayan o büyük mesafeler!..
Onların idâresi nasıl olurdu?
Nasıl olurdu da birbirine çarpmazlar, hiç kaza yapmazlardı?
Biz ise kazalara, çarpmalara terörden daha fazla kurbanları verirdik?
Demek ki kâinatta, evrende mükemmel bir nizam, bir düzen vardı
Zerre kadar haddini aşmayan, sınırdan, ölçüden taşmayan…
Güzel bir söz vardı:
“Ne mutlu o kimseye ki, haddini bilir de kaldıramıyacağı yüklerin altına girmez.”
***
Güneş bir soba, belki de bir lambaydı evimiz, dünyâmız için.
Takılmıştı gökyüzüne, gökkubbemize güzelce…
Belli saatleri de vardı yanması, aydınlatması için bizi.
Emri aldığı anda hemen ışığa hem de ısıya duruyordu.
Isıtıyor hem de ışıtıyordu…
Diğer emri aldığında da artık görünmez oluyordu.
Isıdan, ışıktan rahatsız olmamamız için…
Demek ki bizi bilen ve düşünen Bir’isinden emir alıyordu.
Merhametli, bir o kadar da şefkatli…
Bize acıyan Birisi…
O yüksek İzzet ü Celâli içinde…